Institute for Security and Development Policy: Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridor projesi nasıl bir etki yaratabilir?

G20 zirvesinde duyurulan; Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru projesi nasıl bir etki yaratabilir? Projeye hangi ülkeler katılıyor, hangi güzergahlarda hayata geçirilecek, projenin amacı ve potansiyeli ne? 

1. resim

İsveç merkezli düşünce kuruluşu Institute for Security and Development Policy'de, ABD Başkanı Biden'ın Yeni Delhi'de gerçekleşen G20 Zirvesi'nde açıkladığı Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridor projesinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

Projenin iki farklı güzergah üzerinden hayata geçirilmek istendiği belirtilen analizde, projeye katılacak ülkelerin beklentilerine de dair öngörülere de yer verildi. 

Analizde ayrıca, projenin Çin'in uzun zamandır yatırım yaptığı Bir Kuşak Bir Yol Projesi'ne alternatif olma özelliğine dikkat çekildi. 

İşte Institute for Security and Development Policy'de yayınlanan analiz:

Yeni Delhi'de gerçekleşen G20 zirvesinde yeni bir proje açıklandı ve yeni bir kısaltma kullanılmaya başlandı: IMEC.

Zirvede; Suudi Arabistan, BAE, Hindistan, Fransa, Almanya, İtalya, ABD ve AB, Yeni Delhi'deki G20 toplantıları sırasında Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru'nun kurulması için bir anlaşma imzaladı.

Verilen bilgilere göre IMEC iki ayrı koridordan oluşacak. Doğu koridoru Hindistan'ı Arap Körfezi'ne, kuzey koridoru ise Körfez'i Avrupa'ya bağlayacak.

G20 zirvesi çerçevesinde Yeni Delhi'de düzenlenen IMEC zirvesinde konuşan ABD Başkanı Joe Biden "dünyanın tarihi bir dönüm noktasında olduğunu" belirtti ve yeni anlaşmayı "tarihi" olarak nitelendirdi.

Körfez perspektifinden bakıldığında, yeni girişim bölgenin Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine bağlayan birincil ticaret yolu olarak tarihsel konumunu canlandıracak.

Özellikle enerji ticaretine vurgu yapan proje, bölgenin dünyanın geri kalanına ucuz ve güvenilir enerji sağlama konusundaki potansiyeline dayanıyor.

IMEC'in Asya, Arap Körfezi ve Avrupa arasında gelişmiş bağlantı ve ekonomik entegrasyon yoluyla ekonomik kalkınmayı teşvik etmesi beklenmektedir. Ayrıca üç bölgenin ötesinde geniş kapsamlı küresel ekonomik etkileri olması da muhtemeldir.

IMEC'i imzalayan sekiz ülke dünya ekonomisinin yaklaşık yarısını ve nüfusunun yüzde 40'ını oluşturmaktadır. Dolayısıyla, doğru kaynakları ayırmaya hazır oldukları takdirde küresel ticareti ve kalkınmayı dönüştürme kapasitesine sahipler.

Proje, Amerika'nın bu bölgedeki profilini yükselteceği ve küresel bir oyuncu olarak rolünü arttıracağı için jeopolitik sonuçlar da doğurabilir.

ABD öncülüğündeki bu yeni girişim ile Çin'in bölgedeki mevcut Kuşak ve Yol Girişimi projelerinin uyumluluğu hakkında çok şey söylenebilir. Ancak Körfez perspektifinden bakıldığında, işbirliği ve entegrasyon sinerjileri yoluyla Çin, ABD ve Körfez ülkeleri için bu gelişme, bir kazan-kazan-kazan durumu olabilir.

Bölgedeki iki girişimin birlikte yürütülmesi iki süper güç arasındaki gerilimin azaltılmasına da yardımcı olabilir. En azından bu bölgede barışçıl bir şekilde rekabet etmenin bir yolunu bulmaları gerekebilir.

IMEC'in proje koordinatörleri tarafından yapılan açıklamalara göre koridor, mevcut deniz ve karayolu taşımacılığı rotalarını tamamlamak üzere uygun maliyetli, sınır ötesi gemiden demiryoluna transit ağı sağlayacak bir demiryolu içerecek. Bu sayede mal ve hizmetler Hindistan, Körfez ve Avrupa arasında transit geçiş yapabilecek. Demiryolu güzergâhı boyunca katılımcılar, elektrik ve dijital bağlantı için kablo döşenmesinin yanı sıra temiz hidrojen ihracatı için bir boru hattı döşenmesini sağlamayı amaçlayacak.

IMEC'in kurucu ülkeleri, bölgesel tedarik zincirlerini güvence altına almak, ticaretin erişilebilirliğini artırmak, ticaretin kolaylaştırılmasını geliştirmek ve çevresel, sosyal ve yönetimsel etkilere daha fazla vurgu yapılmasını desteklemek için IMEC'e güveniyor.

Kurucu ülkeler; IMEC'in verimliliği arttırmasını, maliyetleri düşürmesini, ekonomik birliği geliştirmesini, istihdam yaratmasını ve sera gazı emisyonlarını azaltmasını ve bunun sonucunda Asya, Avrupa ve Körfez'in dönüştürücü bir şekilde bütünleşmesini bekliyorlar.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre katılımcılar, bu girişimi desteklemek üzere, bu iki yeni transit güzergahın "tüm unsurlarını düzenlemek ve uygulamak için birlikte ve süratle" çalışmayı ve teknik, tasarım, finansman, yasal ve ilgili düzenleyici standartların tamamını ele alacak koordinasyon birimleri kurmayı taahhüt ettiler.

Katılımcıların siyasi taahhütleri açık olmakla birlikte, Yeni Delhi'de imzalanan mutabakat zaptı sonuç olarak sadece bir niyet beyanı ve uluslararası hukuk kapsamında haklar veya yükümlülükler yaratmıyor. Bu da herhangi bir ortağın IMEC'in uygulanması için harekete geçme yükümlülüğünün henüz bulunmadığı anlamına geliyor.

Yani projenin kağıt üzerinde kalmamasıi IMEC kurucularının önceliklerine ve bu iddialı projeye ayırmak istedikleri ya da ayırabilecekleri kaynak miktarına bağlı olacak.

ABD için IMEC, Başkan Biden'ın 2022'deki G7 zirvesinde ilk kez açıkladığı Küresel Altyapı ve Yatırım için Ortaklık girişiminin bir uygulaması anlamına geliyor.

Bu yıl Japonya'nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 zirvesinde Biden, örgütün liderlerini, düşük ve orta gelirli ülkelerde yüksek kaliteli altyapı finansmanına yönelik küresel talebe daha iyi yanıt vermek üzere girişimi büyütmek için yeni fırsatlar belirleme taahhüdünde bulunmaya ikna etmişti.

O zamandan bu yana ABD, birden fazla ülke ve sektörde altyapı yatırımlarını teşvik etmek amacıyla çeşitli ekonomik koridorlar inşa etmek için adımlar attığını duyurdu. ABD; hibeler, finansman ve özel sektör yatırımlarından yararlanma yoluyla 30 milyar dolardan fazla bir kaynağı harekete geçirdi.

IMEC, açık ekonomik faydalarının yanı sıra, gerginlikleri azaltarak ve güzergahları boyunca güven ve karşılıklı çıkarlar inşa ederek siyasi faydalar da sağlayabilir. IMEC katılımcılarının yatırımlarını korumak ve IMEC'in hızlı bir şekilde kurulup sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlamak için güvenlik işbirliğine yönelik zımni bir taahhüt de bulunmaktadır.

Yeni Delhi'de verilen sözlerin yerine getirildiğinden emin olmak için katılımcılar önümüzdeki iki ay boyunca bir araya gelerek ilgili zaman çizelgeleri de dahil olmak üzere bir eylem planı geliştirmeyi ve taahhüt etmeyi amaçlamaktadır.

Önümüzdeki iki ay boyunca yapılacak görüşmeler; IMEC'in hayata geçirilip geçirilemeyeceğini ve eğer bu olacaksa, gerçekte ne kadar hızlı başlatılabileceğini ortaya koyacak.

Tartışma