Mises Institute: Artan cari açık, ABD ekonomisinin yıkımına giden yolu işaret ediyor
Rakamlar, ABD'nin 1929'dan bu yana en kötü ekonomik dönemini yaşayacağını gösteriyor. Artan cari açık, ABD ekonomisinin yıkımına giden yolu işaret ediyor.
Avusturya merkezli düşünce kuruluşu Mises Institute'de ABBD ekonomisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD ekonomisi açısından izlenen yolun istenilen sonuçları vermediği belirtilen analizde, yüksek devlet harcamalarının daha yüksek büyüme ya da artan reel ücretler yaratmadığı tespitine yer verildi.
İşte Mises Institute'de yayınlanan analiz:
ABD Hazinesi'ne göre, Eylül 2023 yılsonu verileri, 2023 yılının tamamındaki açığın 1,7 trilyon dolar olduğunu ve bir önceki yılın açığından 320 milyar dolar daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Bu rakamlar, ABD'nin GSYH'nin yüzdesine göre açığın 2022 mali yılında %5,4'ten %6,3'e yükseldiğini göstermektedir. Ve bu, ABD'nin 1929'dan bu yana en kötü GSYH oranına sahip olacağını ya da başka bir deyişle, ülkenin şişirilmiş harcamalarıyla gizlenen bir durgunluk içinde olduğu anlamına gelmektedir.
Bu feci sonuç, FED'in uygulamaya çalıştığı Keynes yaklaşımına bağlı kamu sektörü çarpanının işe yaramadığını göstermektedir.
Biden yönetimi vergileri arttırdı. Ancak gelirler azaldı.
Devlet gelirleri 2023 mali yılında 4,4 trilyon dolar (GSYH'nin yüzde 16,5'i) olarak gerçekleşerek 2022 yılına kıyasla %9,3 azalmış ve bütçe tahminlerinin altında kalmıştır. Hazineye göre bu düşüş büyük ölçüde bireysel gelir vergisi tahsilatından ve yüksek faiz oranları nedeniyle Federal Rezerv tarafından yatırılan 106 milyar dolarlık düşüşten kaynaklanmaktadır.
Bu rakamlar; gelir tedbirleri yoluyla mali konsolidasyon stratejisinin bir kez daha yanlış olduğunu kanıtlanmıştır.
Beklenenden daha düşük vergi gelirleri, zayıf ekonominin bir başka açık göstergesidir. Biden yönetiminin rekor bir gelir rakamı beklentisiyle vergileri arttırdığı unutulmamalıdır.
Açığın artan getirilerin bir sonucu olduğunu ve merkez bankasının borcu parasallaştırabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak bu daha yüksek enflasyon ve daha da kötü bir açık anlamına gelir. Çünkü hükümet her zaman yaptığı gibi harcamaları 6,1 trilyon doların çok üzerine çıkarırdı.
ABD hükümeti GSYH'nin %22,8'inden daha az harcama yapamaz ve hiçbir vergi geliri önlemi açığı ortadan kaldıramaz. Zenginlerin vergilendirilmesinin açığı ortadan kaldıracağını düşünenler, ekonominin büyümesi ne olursa olsun hükümetin her yıl 1.7 trilyon dolar ek vergiyi nasıl toplayacağını sormalıdır.
33.6 trilyon dolarlık kamu borcu ve yönetimin 2023-2022 yılları için birikmiş açık tahminine göre kamu borcu 14 trilyon dolar artacak ve içbir vergi önlemi bu sorunu ortadan kaldıramaz.
Hükümet harcamalarının büyük ölçüde nakit paraya çevrilmesi ve piyasaki hükümet harcamaları ile artan aşırı para artışı, enflasyonu engelleyemedi.
Federal rezervin büyük bir müdahalesinin bütçe açığındaki artışı önleyeceğine inanmak mümkün değil. Borç maliyetinde hiçbir artış olmasaydı bile, açık 1,6 trilyon doların üzerinde kalacaktı. Diğer bir ifade ile; vergi gelirleri hükümetin tahminleri doğrultusunda gerçekleşmiş olsaydı bile yıllık açık 1.3 trilyon doların üzerinde olacaktı.
Bunun hiçbir mazereti yok. Keynesçiliğin farklı argümanlarının hepsi çürüdü. Yüksek devlet harcamaları daha yüksek büyüme ya da artan reel ücretler yaratmadı.
Dahası, hükümet harcamaları, hem enflasyonist bir sorun hem de ABD dolarının dünya rezerv para birimi olarak zorlanmasına neden olan muazzam açığın tek gerçek kaynağı haline geldi.
Zira; yüksek kamu açıkları daha düşük büyüme, daha düşük reel ücretler ve gelecekte daha fazla borç anlamına gelir. Tüm bunlar daha yüksek vergilere ve kalıcı enflasyona yol açar.
Sürekli artan devlet harcama büyüklüğü ve karşılığındaki yüksek vergiler çözüm olmadı ve olmayacak.