İran, terör örgütü SDG'yi Türkiye'nin operasyonundan kurtarabilecek mi?

SDG Türkiye'nin gerçekleştireceği askeri harekata karşı güvenli bir sığınak arayışıyla geçtiğimiz haftalarda çalmadıkları kapı bırakmadı.

1. resim
07.09.2022

Terör örgütü PKK/SDG milisleri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusunun Halep kırsalında kendilerine karşı gerçekleştirmeyi planladıkları askeri harekata karşı güvenli bir sığınak arayışıyla geçtiğimiz haftalarda çalmadıkları kapı bırakmadı.

SDG'nin sözde baş komutanı Mazlum Abdi'nin Suriye'nin kuzeydoğu bölgesine hava savunma sistemleri yerleştirmesini, Türk Ordusuna ve Suriye Ulusal Ordusu'na karşı savaş uçaklarına aktif olarak katılmasını ve kullanmasını talep ettiği Esed rejimi ile iletişim kurmaya başladı.

Terör örgütü ayrıca ABD ve Rusya ile çeşitli görüşmelerde bulundu, YPG sözcüsü Nuri Mahmud yaptığı bir programda iki ülkeden de Türkiye'ye baskı yapmalarını ve beklenen askeri operasyonu gerçekleştirmesinden vazgeçmelerini istediklerini söyledi.

Mahmud, Sputnik'e yaptığı açıklamada, "Rus güçleri ve uluslararası koalisyonla sürekli temas halindeyiz, Rusya'nın bölgedeki ağırlığı bizim için önemli. Rusya, Suriye'de herkesi memnun edecek bir çözüm bulacak.” ciyerek Moskova’ya göz kırptı.

Terör örgütü PKK/SDG'nin çaldığı kapılar arasında İran da vardı. Al-Monitor hbaer sitesi, “İran, Halep kırsalında, Türkiye'nin kurtarmaya çalıştığı Tel Rıfat bölgesine yakın Nubl ve Zahraa'daki milislerine takviye gönderdi.” Diyerek bölgedeki etkinliğini artırmaya çalıştığını iddia etti.

Yerel kaynaklar, Türkiye’nin yapacağı operasyondan en çok rahatsız olacak ülkenin İran olacağını çünkü terör örgütü SDG/PKK’nın konuşlandığı yerlerde büyük bir nüfuz alanı olduğunu söyledi.

Kaynaklar ayrıca terör örgütüne yapılan operasyonda Türkiye İran’la karşı karşıya kalabileceğini iddia ederken, “Irak’ta ve Suriye’de ağırlığını artıran Türkiye Tahran yönetimi için potansiyel tehlike” ifadelerini kullandı.

Yerel bir İnternet sitesinde yer alan haberde ise, “Türkiye ve İran, Suriye'de bir çatışmaya doğru gidiyor, çünkü İran, Türkiye'yi Suriye'ye yeni bir müdahaleden caydırmaya çalışırken, kendi çıkarlarını korumak için sahada askeri hazırlıklar yapıyor.” ifadelerini kullandı.

Site, “Tahran, Türkiye'nin Tel Rıfat'ı kontrol etmesi, İran yanlısı milislerin Zehra, Nubl ve Halep kentindeki üslerini tehlikeye atabileceğine inanıyor. Rusya'nın Türkiye ile sürekli temasları bir sigorta görevi görüyor.” dedi.

Bu bağlamda Suriye meseleleri araştırmacısı Muhammed el Sukari, Türkiye'nin artık uluslararası düzeyde önemli kartlara sahip olduğunu ve siyasi mantıkta Suriye'deki denklemi değiştirmesi gerektiğini, ancak asıl sorunun Türkiye'nin bunu yapma arzusu olduğunu söylüyor.

El Sukari, Zaytun Medya Ajansı'na yaptığı özel açıklamada, Türkiye'nin esas olarak Rusya'nın nüfuz alanı olan Tel Rıfat'ta askeri operasyon kazanmaya odaklandığını açıkladı.

Sukari, uluslararası toplumun Türkiye'nin çekincelerini daha fazla kabul etmesiyle birlikte, Türkiye'nin son zamanlarda ulusal güvenlik meselesini uluslararasılaştırma yolunda önemli bir meseleyi uluslararası düzeyde kazandığına işaret ederek, bu kazanımların askeri operasyona katkı sağlama olasılığının yüksek olduğunu ifade etti.

Muhammed el Suraki, Tahran yönetiminin terör örgütü PKK/SDG'yi savunmak için Türkiye ile Suriye'de bir çatışmaya girmesinin kendi çıkarına olmadığını herhangi bir savaşta Ankara Hükümetinin hızlı bir şekilde İran’ın etki alanlarına ulaşabileceğini iddia etti.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan bu tehlikeyi görerek birkaç gün önce Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile Suriye'deki sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini ifade eden bir telefon açtı.

Abdullahiyan, geçtiğimiz Cumartesi Şam'da düzenlediği basın toplantısında, Ankara'ya yaptığı ziyarette Türk yetkililerle Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde yeni bir askeri operasyon başlatma tehditleri hakkında konuştuğunu da söyledi.

Hüseyin Emir Abdullahiyan Şam’da şunları kaydetti:

Çözümün hem Türkiye'nin güvenlik yetkilileri hem de Esed rejimi arasında bir diyalog yürütülmesinde yattığını vurguladım, Türk yetkililerden bu endişeleri gidermek için siyasi bir çözüme öncelik verdiklerini anladım.

Siyasi bir çözüm sunmaya ve Esed rejimi ile Türkiye arasında arabuluculuğa yardımcı olmaya tam olarak hazır olduğumuzu ve olası bir çatışmayı önlemek için elimizden gelenin en iyisini yapacağımızı duyurduk.

Suriye'de askeri operasyondan çok siyasi çözüme odaklanılmalı.


Suriye Ulusal Ordusu'ndaki kaynaklar Esed güçlerinin ve İranlı milislerin Halep kırsalındaki SDG kontrolündeki bölgelere girmesinin askeri operasyonu etkilemeyeceğini, özellikle de Afrin'in daha önce benzer bir harekete tanık olması nedeniyle tecrübeli olduklarının altını çizdi.