İran'da Mesud Pezeşkiyan dönemi: Tahran'ın Türkiye'ye ihtiyacı var
Pezeşkiyan'ın, Ankara ile yakın ilişkiler kurması bekleniyor. ODAP Merkezi Kurucu Direktörü Doktor Ali Semin, gdh'a yaptığı açıklamada "İran'ın Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacı var" dedi.
İran'da cumhurbaşkanlığı yarışında ipi Türk kökenli Mesud Pezeşkiyan göğüsledi. İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ODAP Merkezi Kurucu Direktörü Doktor Ali Semin, Ankara-Tahran hattında bundan sonrası için yaşanabilecekleri gdh'a anlattı.
Reformist kimliğiyle öne çıkan Pezeşkiyan, Türk kökenli olmasına yaptığı vurguyla dikkatleri üzerine çekiyor.
69 yaşındaki Pezeşkiyan'ın, başörtüsü konusunda adımlar atması bekleniyor. Konuyu değerlendiren Semin, başörtüsü bağlama şartlarında ve şekillerinde değişikliğe gidilebileceğini söyledi. "Rejimin buna ihtiyacı var." dedi.
Afganistan'dan göçle mücadele planları
Semin, gdh'a verdiği demeçte, göç konusuna da değindi. Afganistanlı mülteciler, İran'a göç ediyor. 5 ila 7 milyon arasında bir Afgan göçünün söz konusu olduğunu anlatan Semin, "Bunların geri dönüş şeklinde farklı yöntemler izleyeceklerini söylüyorlar." ifadesini kullandı.
İran için ekonomiyi "en can alıcı konu" şeklinde tanımlayan Semin, "Düzelmesi İran için kolay olmayacak. Ekonomik yaptırımların ortadan kaldırılması ya da hafifletilmesi gerekiyor." diye konuştu.
"Türkiye ile İran arasında cumhurbaşkanlığı düzeyinde çok iyi ilişkiler olur"
Semin, "Pezeşkiyan yönetimindeki bir İran ile Türkiye arasında daha yakın diyalog kurulması mümkün mü?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Türkiye-İran ilişkileri her zaman stabil devam etmiştir. Suriye ve Irak'ta ise maalesef Türkiye ve İran sürekli bir rekabet halinde olmuştur. Türkiye'nin terörle mücadelesi nedeniyle iki ülke karşı karşıya geldi. Türkiye ile İran arasında cumhurbaşkanlığı düzeyinde çok iyi ilişkiler olur. Bu sahaya yansımalı. İlişkiler diplomatik olarak üst düzeye çıkacaktır.
"İran'ın Türkiye'ye ihtiyacı var"
İran ile Türkiye arasında Irak'ta iş birliği için çok alan olduğundan söz eden Ali Semin, şöyle devam etti:
İran pragmatik bir ülke. İran'ın Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacı var. Batı ile ilişkilerinde de ihtiyacı var. Bölge ülkeleriyle ilişkilerinde de ihtiyacı var. İran maalesef Türkiye'yi bölgede sürekli pasifize etmek için hareket ediyor. Irak ve Suriye'de bunu gördük.
İran'ın Türkiye'ye güvenlik ve ekonomik anlamda ihtiyacı var. Türkiye, bölge ülkeleriyle samimi bir dış politika izliyor. Yeni bir dönem başladı. Kazan-kazan formülü üzerinde bir dış politika izliyoruz şu anda. Bu da bizim bölgeyle ve İran'la ilişkilerimize yansıyacaktır.
"Türk dünyası ve Türkiye için gerçekten gurur verici"
Mesud Pezeşkiyan'ın kimliğine vurgu yapan ODAP Merkezi Kurucu Direktörü, şu ifadeleri kullandı:
Pezeşkiyan'ın Türk ve reformist olduğunu biliyoruz. Bir Türk olması elbette hem Türk dünyası hem de Türkiye için gerçekten gurur verici. Bugüne kadar İran cumhurbaşkanları içerisinde bir Türk olması önemlidir. Önemli olan bundan sonraki süreç. İran'ın iç sorunlarını çözmesi önemli.
"Ali Hamaney kabul etmemiş olsaydı adaylığı gerçekleşmezdi"
Pezeşkiyan'ın ülke içinde başlayarak küresel meseleye dönüşen birtakım sorunlara işaret ettiğini anımsatan Semin, "Ahlak polisine ahlaksız polisi nitelendirmesi var." dedi. Adaylık sürecine ilişkin ise şu tespitlerde bulundu:
Bu kadar Türk ve reformist olmasına ve değişim istemesine rağmen, adaylığına nasıl izin verildi? Ali Hamaney kabul etmemiş olsaydı adaylığı gerçekleşmezdi. Bunu bile bile yaptılar. İran iç dinamikleri bunu tetikledi. Reformistler kontrollü muhalefet yapıyor. Yasaları çok fazla aşamayacaklarını biliyorlar.
Pezeşkiyan'ın İran iç kamuoyuna "nefes aldırabileceğini" dile getiren Semin, Batı ile güven bunalımının da Tahran tarafından aşılması gerektiğini kaydetti.
"Batı'nın o bölgede rekabet etmesini istemezler"
Ali Semin, helikopter kazasında hayatını kaybeden Eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Azerbaycan ile ilişkilerde çok önemli mesajlar verdiğini belirterek, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Bana göre o dış politika devam edebilir Çünkü Reisi, onu tek başına uygulamadı. Batı'nın o bölgede rekabet etmesini istemezler.
Reisi: Bazıları bizim bir araya gelmemizi hoş karşılamıyor
Reisi, kazadan önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya gelerek iki ülke sınırındaki Kız Kalesi ve Hudaferin barajlarının açılışını yapmıştı.
Reisi, "Bu projeler, İran ile Azerbaycan'ın bu gibi çok önemli büyük projeleri hayata geçirebileceğinin göstergesidir." demiş ve eklemişti:
Bazıları bizim bir araya gelmemizi ve ortak başarılarımızı hoş karşılamıyor fakat bunlar bizim için önemli değil. Önemli olan ülkelerimiz, devletlerimiz ve halklarımız için iyi olanı hep birlikte hayata geçirmiş olmamız.
Mesud Pezeşkiyan kimdir?
Reformist siyasetçi Pezeşkiyan, 29 Eylül 1954'te Mahabad kentinde, İranlı Türk bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Türk kimliğiyle iftihar ettiğini her fırsatta dile getirdi.
Soyadı, Farsçada "Doktorlar" anlamına gelen Pezeşkiyan, Tebriz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1980-1988 yıllarında yapılan İran-Irak savaşında hem muharip hem de doktor olarak görev yaptı.
Pratisyenlik kursunu 1985 yılında tamamlayan Pezeşkiyan, savaştan sonra Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde genel cerrahi ihtisasını yaparak eğitimine devam etti. Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden 1993 yılında kalp cerrahisi uzmanlığını alan Pezeşkiyan, 1994-1999 yıllarında Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı.
Eşini ve oğlunu trafik kazasında kaybetti
Pezeşkiyan, 1994 yılında eşi Fatma Mecidi ve bir oğlunu trafik kazasında kaybetti, geriye kalan iki oğlunu ve bir kızını tek başına büyüttü ve bir daha evlenmedi. Pezeşkiyan'ın bu kaybı ve özveri hikayesi, onu şefkatli ve dirençli bir figür olarak gören İran toplumundaki birçok kişiden sempati ve saygı kazandı.
Pezeşkiyan'ın siyasi hayatı, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde 1997 yılında Sağlık Bakanı Yardımcısı olarak atanmasıyla başladı. Daha sonra Hatemi döneminde 2001'de Sağlık Bakanı olarak atandı, 2005'e kadar bu görevde kaldı.
Ülkede 2008'de yapılan genel seçimde Tebriz Milletvekili olarak Meclis'e girmeyi başaran Pezeşkiyan, o tarihten bu yana beş dönem Tebriz'i temsilen görev yaptı.
Batı'yla iyi ilişkileri destekledi
Pezeşkiyan, hükümetin muhaliflere karşı tutumuna sert eleştirilerden geri durmadı. 2009'daki cumhurbaşkanı seçimi sonrası çıkan olaylardan sonra Meclis'te güvenlik güçlerinin müdahalelerini eleştiren bir konuşma yapan Pezeşkiyan, muhafazakar vekillerle gerginlik yaşadı.
İran'da 2013'teki cumhurbaşkanı seçimlerine adaylık başvurusu yapan ancak daha sonra adaylığını geri çeken Pezeşkiyan, 2016'da İran Meclis Başkan Yardımcısı olarak 4 yıl görev yaptı. Bu süreçte nükleer anlaşma ve Batı'yla iyi ilişkileri savundu.
Pezeşkiyan'ın 2021'deki seçimlerdeki adaylık başvurusu ise Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından reddedildi. 1 Mart'ta yapılan Milletvekili Seçimlerinde ise Tebriz Milletvekili olarak yeniden Meclis'e girdi.
Mahsa Emini'nin ölümünden sonraki açıklamaları
İran'da Eylül 2022'de Mahsa Emini adlı genç bir kadının polis nezaretinde hayatını kaybetmesinin ardından devlet televizyonunda katıldığı bir programda konuşan Pezeşkiyan, kadınlara zorunlu başörtüsü yasasından kaynaklı müdahalelerin durumu kötüleştirdiğini ve sona erdirilmesi gerektiğini söyledi.
Pezeşkiyan, "Biz çocuklarımızın iffetli olmasını istiyoruz ancak bu davranışlar onları dinden uzaklaştırıyorsa bu yöntemi sürdürmemeliyiz." ifadelerini kullandı.
Ekonomi ile adalet konusundaki sorunları çözme vaadi
Eski Cumhurbaşkanları Muhammed Hatemi ile Hasan Ruhani, eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif gibi isimlerin açık desteğini alan Pezeşkiyan, seçim kampanyalarında, ülkedeki "etnik ve mezhebi ayrımcılık" ile zorunlu başörtüsü sorununa vurgu yaptı. Ekonomi ile adalet konusundaki sorunları çözeceğinin vaadini verdi.
İnternet yasaklarını da büyük oranda kaldıracağının sözünü veren Pezeşkiyan, iç ve dış politikada önemli reformlar ve Batı ile daha iyi ilişkilerin kurulması gerektiğini belirtti.
Pezeşkiyan, 2005'ten sonra İran'da cumhurbaşkanı seçilen ilk reformist isim oldu.