İslamofobi ile mücadelenin öncü ismi Muhammed'e göre Fransa savunduğu özgürlüklerin çok gerisinde

İslamofobi ile mücadele kimliğiyle tanınan istatistikçi Marwan Muhammed, Fransa’nın iddia ettiği özgürlüklerin çok gerisinde kaldığını söyledi.

1. resim
08.08.2022

Fransa’da İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in imam ve vaiz Hassan İquioussen'in sınır dışı edilmesi kararına verdiği tepkiyle Bakanlıklar Arası Suçu ve Radikalleşmeyi Önleme Komitesince (CIPDR) sosyal medyada hedef gösterilen Muhammed, ailesiyle ziyaret için geldiği İstanbul’da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Fransa'da İslamofobi ile Mücadele Kolektifinin (CCIF) eski başkanı Muhammed, aşırı sağ ve bunun hükümet içerisindeki uzantıları tarafından rutin olarak hedef alındığını belirterek, "İçişleri Bakanı ya da hükümetin propaganda ajansı CIPDR, ‘Fransa’da İslamofobi var’ diyen, ülkedeki ırkçılık veya ayrımcılık meselelerini eleştirmeye cüret eden tüm Müslüman kuruluşları ve şahsiyetleri hedef alıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Muhammed, ülkedeki İslamofobinin, Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) dahil uluslararası insan hakları kuruluşları, BM, Avrupa Konseyi ve benzeri kurumlarca da gözlemlendiğini, kınandığını hatırlatarak, Fransa’nın uluslararası toplumda sahip olduğunu iddia ettiği özgürlüklerin çok gerisinde kaldığını öne sürdü.

Fransız hükümetinin lise öğretmeni Samuel Paty’nin 2020’de korkunç şekilde öldürülmesini bahane ederek ülkede İslamofobi ile mücadele eden kuruluşlardan CCIF’i feshettiğini anımsatan Muhammed, CCIF ile bu olay arasında hiçbir bağlantı kurulamaması üzerine, derneği kapatma gerekçesinde sadece “Fransa’da İslamofobi olduğunu söylemek Fransa’ya karşı nefreti körüklemektir” denildiğini vurguladı.

Fransa’da dışarıdan gelen eleştiriler saldırı olarak algılanıyor

Muhammed, “Uluslararası toplumun anlamakta zorlandığı şey, Fransa’da dışarıdan gelen tüm eleştiriler ülkeye saldırı olarak algılanıyor.” dedi.

Fransa'da geçen yıl yürürlüğe giren ve “İslami Ayrılıkçılıkla Mücadele" olarak adlandırılan tartışmalı Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler" yasasının, özellikle Müslümanları hedef aldığına ve hükümeti hesap vermekten kurtardığına dikkati çeken Muhammed, yasa sayesinde hükümetin gerekçesiz kararlar alabildiğine, bu mekanizmanın özellikle Müslümanlara ve derneklerine, hatta Filistin’i savunan derneklere karşı kullanıldığı yorumunda bulundu.

Muhammed, “Şu anda Müslümanlara karşı küresel mücrimleştirme mekanizması iş başında ve aşırı sağcıların kafasındaki Müslüman algısına uyan Müslümanlar, 'Müslüman olmayan' Müslümanlar.” ifadesini kullandı.

Fransa’da İslamofobinin devlet içerisinde güçlü uzantıları olduğunu öne süren Muhammed, bunların özellikle İçişleri Bakanlığında yoğunlaştığını belirterek, “Maalesef İslamofobik eylemlerin yüzde 75-85’i kadınları, özellikle başörtüsü giyenleri hedef alıyor, çünkü hedef olarak lanse edildiler.” dedi.

Muhammed, her geçen gün artan oranda Fransız Müslümanın Fransa’da kalıp kalmamayı sorguladığının altını çizerek, “Binlerce eğitimli, girişimci, ebeveyn ya da genç Müslümanın Fransa’yı terk ettiğine şahit oluyoruz, bunu da özellikle hedefi oldukları ayrımcılık ve ırkçılıktan bıktıkları için yapıyorlar. Kendi ülkemizde diğer vatandaşlar gibi muamele görmüyorsak çabalamanın anlamı ne diyorlar.” diye konuştu.

Diğer yandan İslamofobi yüzünden Fransa’daki sosyo-ekonomik sorunlar nedeniyle gettolaşan, dışlananlar olduğunu ifade eden Muhammed, “Fransa’da İslamofobinin sadece ideolojik ya da siyasi etkisi olmadığını görüyoruz, insanların hayatlarını etkiliyor, ekonomik ve sosyal sorunları ağırlaştırıyor.” dedi.

Teoride farklı pratikte farklı Fransa

Muhammed, teoride Müslüman Fransız vatandaşları ile diğerleri arasında bir fark olmadığını belirterek, uygulamada ise Müslümanların hedef alındığını, işe alımlarda Müslümanların geri plana atıldığını, ev bulmada, kültürel etkinliklere katılımda insanların soyadlarına göre ayrımcılığa uğradığını ifade etti.

Muhammed, çocuklarının dinleri ya da ten renkleri için hedef alındığı bir ülkede yaşamasını istemediği için İslamofobiyle mücadeleyi seçtiğini, hiçbir yerde yanlışlıkların, haksızlıkların bir gecede değişmediğini, bunun için mücadele gerektiğini vurguladı.

Müslümanların varlığının Fransa’da kültürel çeşitliliğin ve zenginliğin bir parçası olduğunu, aşırı sağın Müslümanları korkutmaya ve sindirmeye çalıştığına dikkati çeken Muhammed, ülkedeki Müslümanları onurlu, cesur ve kararlı bir şekilde toplumdaki varlıklarını ortaya koymaya, haklarını bilerek, yardımlaşarak mücadele etmeye çağırdı.

Devlet aşırı sağ ideolojiye doğru kayıyor

Fransa’da devletin aşırı sağ ideolojiye doğru kaydığını savunan Muhammed, “Bugün aşırı sağ, iktidarın eşiğinde. Hukukun üstünlüğü tehlikede ve bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmazsak, gelecek yıllarda kendimizi çok ciddi durumlarda bulacağız. Bu kolektif bir sorumluluk, Fransa’nın bir parçası olan tüm Müslüman erkek ve kadınlar bu mücadelede yer almalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Kamu fonlarıyla finanse edilen CIPDR’ın gölge kabine gibi davrandığını, kimseye hesap vermediğini, sosyal ağlarda Müslümanları taciz ettiğini söyleyen Muhammed, şöyle devam etti:

“Gazetecileri, insan hakları savunucularını, akademisyenleri, Müslümanları, onlara ait dernekleri hedef göstererek onların hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Gerçek hayatta çok ciddi sonuçları olabilecek bu eylemlerde, Fransa devletine ait bu kurumun büyük bir sorumluluğu bulunuyor. Bu kurumun şeffaflıktan uzak şekilde çalışması, Müslümanları isim vererek hedef alması, ayrıca devlet tarafından hiçbir yaptırıma tabi tutulmaması şok edici.”