İsrail'in çağrı cihazı ve telsiz saldırıları nasıl gerçekleşti?

Lübnan'daki cağrı cihazı ve telsiz saldırılarına dair neler biliniyor? Saldırılar nasıl gerçekleşti? İran ve Hizbullah nasıl yanıt verecek?

1. resim

İsrail'in Lübnan'da Hizbullah üyelerine yönelik gerçekleştirdiği çağrı cihazlı saldırı, tarihin en sıra dışı eylemlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Resmi kaynaklara yansıyan bilgilere göre; ikisi çocuk 12 kişinin öldüğü ve içlerinde İran'ın Lünnan büyükelçisinin de bulunduğu üst düzey yaklaşık 4 bin kişinin yaralandığı saldırıların nasıl gerçekleştiğine yönelik pek çok iddia ortaya atılmaya devam ediliyor.

Saldırılar nasıl gerçekleşmiş olabilir?

İlk tez, Sky News Arabia'ya tarafından ortaya atıldı.

Bu teze göre MOSSAD, Hizbullah için İran tarafından sipariş ettiği çağrı cihazlarının pillerine, Hizbullah üyelerinin eline geçmeden önce Nitrogliserin bileşiği enjekte etti.

Bu bileşik oda sıcaklığında beyaz kristal halinde bulunuyor. Ancak 210 derece sıcaklığa ulaştığında bomba etkisi yaratabilecek şekilde patlıyor.

İsrail'in uzaktan sinyal göndererek cihazlardaki bataryayı ısıttığı ve patlamasına neden olduğu belirtiliyor.

İkinci tez Reuters'dan geldi.

Reuters'ın bir güvenlik kaynağına dayandırdığı iddiaya göre, İran tarafından sipariş edilen çağrı cihazlarının içine üç grama kadar patlayıcı gizlendi ve bu durum, gerek gümrük transferleri sırasında gerekse de güvenlik kontrollerinde İran ve Hizbullah tarafından aylarca fark edilmedi.

Üçüncü tez olarak ise ABD medyasından Al Monitor benzer bir iddia ortaya attı.

Çağrı cihazlarına kod ile aktif hale getirilen bir kart aracılığı ile patlayıcı yerleştirildi ve yazılımsal olarak cihazlar zaten kontrol altındaydı.

Gönderilen mesajlar ile kod aktif hale getirildi ve patlayıcıların infilak etmesi sağlandı.

Lübnan'da cağrı cihazlarının patlamasının şokunun üzerinden 24 saat geçmeden benzer patlamalar bu defa telsizlerde yaşandı.

Telsiz patlamalarınında da, çağrı cihazlarının temin edilmesine benzer bir satın alma süreci yaşandığı ve son dönemde alınan telsizlerde patlamaların yaşandığı ortaya çıktı.

Bu da ortaya konulan tezler arasında en güçlü tezin patlayıcı yerleştirilme tezi olduğunu güçlendirdi.

Sıradışı eylemin nasıl yapıldığına dair bu tezlerin tamamında ise ortak bir nokta var.

Bu ortak nokta cihazların İran tarafından Hizbullah üyelerine gönderilmiş olması ve İran'ın güvenlik ve istihbarat birimlerinin süreci fark edememesi.

Çağrı cihazları ve telsizler nereden alındı?

Tayvanlı şirket Gold Apollo tarafından yapılan açıklamada, çağrı cihazlarının Macaristan'da faaliyet gösteren bir ortak tarafından üretildiğini bildirdi.

Patlatılan çağrı cihazlarının Avrupa'da Tayvanlı firmanın markasını kullanma hakkına sahip olan bir şirket tarafından üretildiğini açıklandı.

Tayvanlı üretici şirketin kurucusu Hsu Ching-Kuang, “Ürün bize ait değildi. Sadece üzerinde bizim markamız vardı” açıklamasında bulundu.

Siparişlerin ise İran tarafından verildiği ve Hizbullah üyelerine İran üzerinden teslim edildiği tahmin ediliyor.

Hizbullah üyeleri neden iletişim için çağrı cihazı kullanıyor?

Çağrı cihazları İran destekli gruplar arasında en önemli iletişim araçları olarak biliniyor. Bu cihazlara sesli mesaj bırakılabiliyor ve kısa mesajlar gönderilebiliyor.

Hizbullah dahil olmak üzere Direniş Ekseni olarak adlandırılan gruplar arasında cep telefonları özellikle 1996 yılında gerçekleşen bir MOSSAD saldırısı nedeniyle, güvenli olarak kabul edilmediği için kullanılmıyor.

1996 yılına gelindiğinde İsrail İç Güvenlik Teşkilatı Şin Bet, bomba uzmanı Yahya Ayyaş'ı Motorola Alpha cep telefonu ile öldürmüştü.

Ayyaş, babasından gelen bir aramayı açması sonucunda patlayan bomba ile hayatını kaybetti.

Benzer yöntemlerin ABD tarafından Afganistan'da kullanıldığı ve Taliban'ın aynı temel prensiplerle çalışan “bas-konuş” telsizlerinin hedef aldığı biliniyor.

İran nasıl karşılık verecek?

İsrail'in Hizbullah üyelerinin taşıdığı çağrı cihazlarını patlatmasıyla birlikte gözler yeniden İran'a çevrildi.

İran'ın Beyrut Büyükelçisi Mojtaba Amani'de çağrı cihazı kullanarak yaralananlar arasında. Ayrıca Suriye'nin Deyr ez-Zor kentinde gerçekleşen çağrı cihazı patlamaları sonucu 19 İran Devrim Muhafızı'nın da öldürüldüğü bilgisi mevcut.

Büyükelçi'nin cihazı kullanması ve İran'ın Hizbullah ile ilişkileri, Tayvan'dan veya Macaristan'dan tedarik edildiği iddia edilen çağrı cihazlarının İran'ın bilgisi ve aracılığı olmadan Hizbullaha verilemeyeceği gerçeği İran'ın müttefikleri ile ilişkisini tartışmaya açtı.

Cihazlar İran'ın bilgisi dahilinde verildiyse ve herhangi bir güvenlik testinden geçmeden Hizbullah üyelerine ve İran'ın resmi büyükelçisine teslim edildiyse, bu durum büyük bir güvenlik açığını gösteriyor.

31 Temmuz 2024 tarihinde İran'ın Başkenti Tahran'da İsrail tarafından öldürülen Hamas lideri Haniye'ye düzenlenen suikastın şaibeleri henüz soğumamışken, İran'ın adının karıştığı yeni bir saldırının gerçekleşmesi yeni soru işaretleri doğurdu.

İddialar tartışılırken, İran tarafı şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmış değil.

Haniye suikastı sonrası, İsrail'e karşı animasyon video savunması gerçekleştiren İran'ın bu defa hangi stratejiyi gerçekleştireceği bilinmiyor.

İran'ın çağrı cihazlarının teslimatındaki rolü kesinleşirse, Mossad ajanlarının İran'ın güç koridorlarında kendilerine yer bulduğu tanısı güçlenmiş olacak.

Kaynaklar

Tartışma