Kadirov cehennemi: Çeçenistan'da gazeteci ve avukat saldırıları
💢 Çeçenistan lideri Kadırov’un gazeteci, aktivist ve politikacı saldırıları listesine bir yenisi eklendi.
💢 Rusya’da “yabancı ajan” ilan edilen Novaya Gazeta’nın muhabiri Elena Milaşina ve avukat Aleksandr Nemov’a Çeçenistan’da saldırı düzenlendi.
Çeçenistan lideri Ramzan Kadırov’un muhalif gazeteci, insan hakları ve politikacı saldırıları listesine biri daha eklendi. Anna Politkovskaya, Natalya Estemirova, Boris Nemtsov gibi isimlerin katillerinin cezalandırılmadığı Rusya’da Kadırov ekibi yeni bir suça imza attı.
Rusya’da “yabancı ajan” ilan edilen Novaya Gazeta’nın muhabiri Elena Milaşina ve avukat Aleksandr Nemov’a Çeçenistan’da saldırı düzenlendi. Muhabir ve avukatın içinde bulunduğu araç havalimanından Grozni’ye doğru gittiği sırada durduruldu. Siyah maskeli şahıslar Milaşina ve Nemov’a ağır biçimde şiddet uygularken onların tüm evraklarını ve ekipmanlarını da imha etti.
Memorial İnsan Hakları Kuruluşundan yapılan açıklamaya göre, gazeteci ve avukatın ayaklarına, yüzlerine darbeler indiren ve kafalarına silah dayayan şahıslar “Sizi buradan gidin ve bir şey yazmayın diye uyardılar” dediler.
Açıklamada avukat Nemov’un konuşmakta ve hareket etmekte zorlandığı, bacağında bıçak kesikleri olduğu; Milaşina’nın parmağının kırıldığı, sıkı sıkı baygınlık geçirdiği, tüm vücudunun morluklar içinde olduğu bildirildi. Gazetecinin özel araç ve ekipman olmadığı takdirde başka bir yere naklinin de riskli olduğu vurgulandı.
“İşkencelere Karşı Takım” adlı kuruluşun yöneticisi Sergey Babinets, Milaşina ve Nemov’a saldıranlar onlara Çeçenistan’da araştırdıkları mahkeme davasını hatırlattılar:
Bu, çok açıkça bir haydut saldırısıdır, bu insanlar faaliyetlerinden dolayı dövüldüler.
Çeçenistan lideri Ramzan Kadırov bir buçuk sene önce – 2022’nin başında gazeteci Elena Milaşina’yı açık şekilde tehdit etmiş, Novaya Gazeta muhabirini ve insan hakları savunucusu İgor Kalyapin’i “terörist” adlandırarak kolluk kuvvetlerinden onların tutuklanmasını talep etmişti…
Kadirov cehennemi
Kadırov’un Milaşina’ya karşı düşmanlığının sebebi ise gazetecinin ilgilendiği mahkeme davası – Zarema Musayeva dosyası…
Zarema Musayeva, Grozni’de doğup büyüyen, Çeçenistan Devlet Üniversitesi’nin ekonomi fakültesi mezunu olmasına rağmen bir erzak mağazasında satıcı olarak çalışan bir kadındı. 1990 senesinde kendisinden 11 yaş büyük olan Saydi Yangulbayev ile tanıştı ve bir buçuk sene sonra evlendi, 4 çocuk annesi oldu.
Hem çocuklarını büyütmek için, hem de ekonomik durumunun iyi olması sebebiyle işi bıraktı. Zarema’nın eşi Saydi Yangulbayev, önce savcı, sonra hakim yardımcısı, sonra hakim oldu. 2012 senesinde ise Putin Saydi Yangulbayev’i Çeçenistan Yüksek Mahkemesi üyeliğine atadı. Ancak 3 sene sonra Kadırov ile Yangulbayev arasında düşmanlık başladı.
Sebebi Saydi Yangulbayev’in ikinci oğlu İbrahim’in 2015 senesinde V Kontakte sosyal ağında arkadaşları ile birlikte kurduğu Wolves Gredd adlı gruptu. Bu grupta Çeçenistan’da yaşananlar ile ilgili haberler ve videolar yer alıyordu.
Yayınlar Kadırov’un hoşuna gitmeyecek cinstendi – Grozni bodrumlarında tutulan suçsuz insanlardan, Kadırov ve Rusya yönetimlerinin yasadışı faaliyetlerinden bahsediliyordu.
Söz konusu grupta Yangulbayev’in oğlunun da olduğu öğrenilince Kadırov, İbrahim’in kaçırılmasını ve huzuruna getirilmesini emretti. Daha sonra ise Saydi Yangulbayev ile büyük oğlu da Kadırov’un ikametgahına götürüldü.
İbrahim, daha sonra insan hakları savunucularını o günü bu kelimelerle anlattı:
Ailemi ve beni dövdükten sonra burnumdan yere akan kanı yalamamı emrettiler. Yapmadım. Kafamı bile eğmedim. Kadırov çok öfkeliydi. Babamın gözü önünde beni kan düşmanı ilan etti.
Daha sonra Saydi Yangulbayev ve büyük oğlu Ebubekir polis şubesine götürüldü. Ebubekir’in anlattığına göre, poliste onları kayıt altına bile almadılar:
Bize sadece gayri resmi bir sohbet evrakı imzalattılar. Beni demir çubuk ve elektrik şoku ile tehdit ettiler. Sonra vücuduma hafif elektrik akımı verdiler ve “Babanın yolsuzluk yaptığını, kardeşinin ise DAEŞ sempatizanı olduğunu söyle” dediler.
Sonra ise babamdan zorla Yüksek Mahkeme üyeliğinden istifa dilekçesi aldılar. Sabaha karşı bizi eve bıraktılar ve şikayet edersek İbrahim’i öldüreceklerini, sonra ise gelip bizi öldüreceklerini söylediler.
Ancak Yangulbayev ailesi ile düşmanlık bununla bitmedi. İbrahim Yangulbayev, 2017 senesinde yine sosyal ağlarda Kadırov rejimini eleştirince yeniden evden kaçırıldı ve işkenceye maruz kaldı:
“Beni polis nezarethanesine götürdüler. Bizim grupta kimlerin olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Ellerimi ayaklarımı bağladılar, ortadan levye geçirdiler ve öylece masaya koydular. Yaklaşık yarım saat, 40 dakika levyeye asılı kaldım. Tüm vücudum uyuştu. Sonra elektrik akımı verdiler, çuvalı kafama geçirip boğmaya çalıştılar, dövdüler.
Bu sırada da sürekli “Nasıl, biz mi daha iyi işkence ediyoruz, SOBR (Rusya Ulusal Muhafızlarının özel acil müdahale birimi) mu?” diye soruyorlardı. Ben de “siz” dedim. “Seni ilk defa buraya getirselerdi, ikinci defa bu aptallığı yapmazdın” diyerek 6 saat işkence ettiler”.
İbrahim Yangulbayev 15 gün hapis cezasına çarptırıldı, ardından ise “sosyal medyada Rus askerine karşı nefret suçu yayma” suçlamasıyla hapse atıldı ve bir buçuk sene hapiste kaldı.
İbrahim Yangulbayev’in hapse atılmasının ardından Saydi Yangulbayev ailesini Çeçenistan’dan kaçırmaya karar verdi. Önce Pyatigorsk’a, daha sonra ise Nijniy Novgorod’a taşındılar.
Bununla birlikte, İbrahim’in ikinci defa işkence görmesinin ardından Yangulbayev ailesi, insan hakları savunucularına başvurdu. 2020 senesinde İşkencelere Karşı Komite, İbrahim Yangulbayev’e karşı işkencelerden dolayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu.
2020 senesinde Çeçenistan’da Kadırov rejiminin insan hakları ihlallerini deşifre eden “1 ADAT” adlı Telegram kanalı oluşturuldu. Kanal, bir sene içerisinde Çeçenistan’da yaşananlarla ilgili en popüler muhalif yayın kuruluşuna dönüştü.
Eylül 2020’de kanalın moderatörlerinden Salman Tepsurkayev’in çıplak şekilde diz çökerek özür dilediği video görüntüsü yayınlandı. Tepsurkayev’in bu özür videosundan bir gün önce kaçırıldığı, işkencelere maruz bırakıldığı öğrenildi. Söz konusu videodan sonra ise Tepsurkayev’den bir daha hiçbir haber alınamadı.
2021 senesinde Kadırov yanlısı “Alternatif 95” adlı Telegram kanalı “1 ADAT kanalının arkasında duran ailenin maskelerini indirme zamanı gelmiştir” başlıklı bir yazı yayınladı ve Telegram kanalının İbrahim Yangulbayev’e ait olduğunu iddia etti.
Bu makale yayınlandıktan iki gün sonra İbrahim ve küçük kardeşi Baysangur Rusya’yı terketti. Yangulbayev ailesinin Çeçenistan’daki bütün akrabalarının evi arandı, en az 40-50 kişi kaçırıldı, tüm evler boşaltıldı.
2022 senesinde ise RİA Novosti ve Kremlin yanlısı “Rıbar” Telegram kanalı “1 ADAT”ın arkasında İbrahim’in büyük kardeşi, ailesinin yaşadıklarından sonra insan hakları savunucusu olmaya karar veren Ebubekir Yangulbayev’in olduğunu öne sürdü. Ebubekir Yangulbayev, “1 ADAT” yöneticileri ve insan hakları savunucuları bunu yalanladılar.
Ancak Ramzan Kadırov, 2022’nin başından itibaren kamuoyu önünde Yangulbayev ailesini ve onları savunan insan hakları savunucuları ile gazetecileri “terörist” ve “terör destekçileri” diye nitelendirmeye başladı. Daha sonra Ebubekir Yangulbayev Pyatigorsk’ta hapsedildi, ancak Çeçenistan’a gönderilmedi:
“Polisler bana, “aslında Çeçenistan’dan seni talep ediyorlar, ancak yukarılar Çeçenistan’la ilgili yeni skandal istemiyor diye göndermiyoruz dediler."
Kısa süreli hapisten sonra Ebubekir Yangulbayev de Rusya’yı terketmek zorunda kaldı.
Kadırov, ise bu sırada Yangılbayev ailesini tamamen yok etme çağrısında bulunuyordu:
“Bu ailenin yeri ya cezaevi, ya da toprağın altıdır”.
Kadırov’un “sağ kolu”, Rusya Duması üyesi Adam Delimhanov da çok açık şekilde Yangulbayev’leri tehdit etti:
“Bilin ki, biz gece-gündüz kendi canımızı, malımızı ve neslimizi düşünmeden kafanızı koparana ve öldürene kadar sizi takip edeceğiz. Bu, bizim için bir düşmanlık ve kan davası meselesidir”.
Benzer tehditleri diğer Çeçenistan kolluk kuvvetleri yetkilileri de dillendirdiler. Şubat 2022’de Kadırov, Grozni’nin merkezi meydanında “Çeçenistan’ın Kalbi” camisi önünde Yangulbayevlere karşı “lanetleme mitingi” düzenletti.
Covid önlemleri nedeniyle bir kişinin dahi sokağa çıkmasına izin verilmediği günlerde 400 binden fazla erkek (Çeçenistan’ın erkek nüfusunun yarısı) Yangulbayev ailesinin fotoğraflarını yere atarak çiğnedi, sopalarla fotoğrafları parçaladı, yaktı ve lanet okudu.
Saydi Yangulbayev ise bu tehditlere “Ben yaşımı yaşamışım, kafamı keserlerse ben cennete giderim, bunu yapanlar cehenneme. Allahın bildiği olur. Kafamı kesmeye de geleceklerse bunu onurla, yüz yüze yapsınlar, şimdiye kadar yaptıkları gibi sırtımdan vurmasınlar” diye cevap verdi.
Kadırov, Yangulbayev ve oğullarına ulaşamayınca eski hakimin eşi, 21 yaşındaki kızı ile yaşayan 52 yaşındaki Zarema Musayeva’yı evinden kaçırtmaya karar verdi.
2022 senesinde Zarema Musayeva Nijniy Novgorod’daki evinden kaçırılarak Çeçenistan’da cezaevine atıldı. Kızı Aliya, annesinin kaçırılmasını şu sözlerle anlatıyor:
“Büyük ağabeyime savcılıkta ailemiz hakkında her şeyi bildiklerini, Nijniy Novgorod’da yaşadığımızdan haberdar olduklarını söylemişlerdi. Çeçenistan’da yakınlarımız kaçırıldıktan sonra ben işten eve taksiyle dönüyordum, çoğu zaman işe gitmiyordum.
Her gün kapımız çalınıyordu, ışıkları, televizyonu açmıyorduk, konuşmamaya çalışıyorduk, mağazaya gitmemeye çalışıyorduk. Sanki savaştaydık. 21 Ocak 2022’de sabah babam, annem ve ben Rusya’dan gidecektik. Ancak sabah saatlerinde Çeçen kolluk kuvvetleri evi bastı.
Anneme koştum, haberdar olup kaçsınlar diye bağırmaya başladım. Ya da belki komşular duyar yardım eder dedim. Annem dolapta saklanmıştı. Onu buldular ve götürdüler”.
Çeçen kolluk kuvvetleri sadece Zarema Musayeva’yı değil, eşi Saydi Yangulbayev’i de götürmek istemişlerdi, ancak emekli hakim statüsü engel oldu. Saydi Yangulbayev olaya
“Çeçenistan’dan uzağa, Moskova’nın yakınına gidersek bizi yasaların koruyacağını sandık. Ama hiçbir yasa korumadı. Onlar her yerde insanları kaçırıyorlar ve öldürüyorlar”
diye tepki verdi. Fakat ne onun, ne de muhalif medya ile insan hakları kuruluşlarının tepkisi kimsenin umurunda olmadı…
3 Şubat’ta Çeçenistan’da Yangulbayev’in emekli hakim statüsü ve dokunulmazlığı kaldırıldı, ancak Saydi Yangulbayev ve kızı Aliya 22 Ocak’ta – Zarema Musayev’nın kaçırılmasından bir gün sonra Rusya’yı terkettiler.
Zarema Musayeva’ya “polise şiddet” suçlaması ile dava açıldı. Ramzan Kadırov, Zarema Musayeva’nın yolda polise saldırdığını ve neredeyse gözünü oyduğunu iddia etti.
Şimdi Zarema Musayeva hariç, Yangulbayevler ailesi Avrupa’da yaşıyor. Ülkelerin adı güvenlik nedeniyle açıklanmıyor. Ebubekir Yangulbayev durumlarını şu sözlerle ifade ediyor:
“Burada kendimizi güvende hissediyoruz. Kadırov ve tehdit eden adamları buraya gelemezler. Onlar o kadar erkek değiller. Ancak tabi ki paraları var, katil bulup her şeyi yaptırabilirler” .
Aliya ise kendisinden değil, özellikle annesinin hayatından endişe ettiğini söylüyor. Diyabet, tansiyon ve taşikardi hastası olan Zarema Musayeva, insan hakları savunucularının ve gazetecilerin tüm çabalarına rağmen halen daha Grozni hapishanesinde Kadırov’un esiri olarak tutuluyor. Savcı, Zarema Musayeva’ya 5,5 yıl hapis cezası talep ediyor.
Bugünlerde Zarema Musayev hakkında mahkeme kararının çıkartılması bekleniyor. Elena Milaşina ve Aleksanr Nemov’un da bu nedenle Grozni’ye gittikleri, ancak Milaşina’nın artık bu görevi sürdürecek durumda olmadığı açıklandı. Nemov’un ise aldığı yaralara rağmen mahkemede Musayeva’yı savunacağı kaydedildi. Elena Milaşina 3 sene önce Grozni’de Kadırov ve ailesinin yaşadığı bölgede yasadışı silah depolanması ile ilgili haber yayınladığı için saldırıya uğrayan İslam Nuhanov konusunu araştırmaya gittiğinde de dövülmüştü…