Kazakistan Rusya'ya direniyor mu?
💢 Tokayev’in son haftalardaki hamleleri, Moskova’nın patronajlığına karşı açık direniş olarak yorumlanacak kadar dikkat çekici.
💢 Tokayev'in hamleleri gönüllü ve samimi bir direniş mi, yoksa Batı ile bir dengeleme çabası mı?
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Kremlin ile yakın ilişkiler içerisindeki eski Sovyet ülkeleri üzerinde etkinliğini arttırma çabalarına ve SSCB’yi yeniden canlandırma hayallerine direnmeyi sürdürüyor.
Rus ordusunun Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü adı altında Kazakistan’a girmesi, çok sayıda insanın ölümü, hapse atılması ve Tokayev’in iktidarının güçlenmesi ile sonuçlanan Ocak 2022 olaylarından sonra Kremlin’e çok daha yakın davranması beklenen Kazak lider bir birinin ardınca yaptığı açıklamalar ve attığı adımlarla şaşırtıyor.
Geçtiğimiz sene Petersburg’da Putin’le birlikte kameraların karşısında yaptığı açıklamada Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarında kurduğu kukla cumhuriyetleri tanımadığını söylemesi belki Kremlin açısından bir “yol kazası” olarak görülebilirdi; ancak Tokayev’in son haftalardaki hamleleri, Moskova’nın patronajlığına karşı açık direniş olarak yorumlanacak kadar dikkat çekici.
Peki bu gönüllü ve samimi direniş mi, yoksa Rusya yanlısı pozisyonundan uzaklaşan Kazakistan toplumunun ve Batı’nın tansiyonunu dengeleme çabası mı?
En sondan başlayalım. Kazakistan Cumhurbaşkanı, 14-17 Haziran tarihleri arasında St.Petersburg’da düzenlenecek Uluslararası Ekonomi Forumu’na katılmama kararı aldı. Petersburg Forumu, Rusya’nın Ukrayna’ya tam kapsamlı saldırısı başlayana kadar Rusya’nın dünya liderlerini ve iş dünyasının devlerini ağırladığı bir prestij formatı olarak kabul görüyordu.
Fakat Rusya’nın saldırısının ardından Batılı liderler ve iş insanları bu foruma katılmama kararı aldı. Moskova her ne kadar “130 ülkeden 14 bin kişi katıldı” diyerek foruma yaptırımların etkisinin olmadığını iddia etse de, Rusya’nın Ukrayna’daki işgali devam ederken Putin’le birlikte foruma katılmayı kabul eden tek ülke lideri Kasım Cömert Tokayev oldu.
Ancak Tokayev de Putin’in katıldığı toplantıda Ukrayna’da Rusya’nın kurduğu sözde cumhuriyetleri “kukla” diye nitelendirdi ve ülkesinin onları tanımadığını bildirdi. Kazakistan daha önce de Kırım’ın işgali konusunda temkinli davranmış, Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak kabul etmemişti, ancak resmi açıklamalarda “işgal” tanımının da ağır olduğu ifade edilmiş, Kremlin’i kızdıracak ifadelerden kaçınılmıştı.
Ancak Tokayev’in özellikle de Kazakistan’daki Ocak olaylarından sadece birkaç ay sonra Putin’in bulunduğu toplantıda Putin’in kurduğu sözde cumhuriyetleri “kukla” olarak nitelendirmesi ve tanımayacağını ifade etmesi çok ses getirdi. Bu sene ise Tokayev’in Petersburg Forumu’na katılmama kararı gündeme bomba gibi düştü.
Reuters’in hükümet kaynaklarına dayandırdığı haber bugün Kazakistan Bakanlar Kurulunca doğrulandı. Kazakistan’ı forumda sadece Başbakan Yardımcısı ile Ekonomi Bakan Yardımcısının temsil edeceği, diğer yetkililerin toplantıya katılmayacağı bildirildi.
Tokayev’in foruma katılmayı reddetme sebebi ise açıklanmadı. (Tokayev’den önce Brezilya Cumhurbaşkanı da Putin’in Petersburg Forumuna katılma davetini geri çevirmiş, “şimdiki durumda” Rusya’yı ziyaret edemeyeceğini açıklamıştı. Hatta Putin’in en sadık müttefiki Lukaşenko’nun da foruma katılmayacağı, Belarus’u Başbakan Yardımcısının temsil edeceği biliniyor. Putin’in forumda bazı Afrika ülkeleri liderleri, Moğolistan ve Arjantin temsilcileri ile görüşeceği bildiriliyor).
Kazakistan Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz ay da yine Putin’le aynı masa arkasında oturarak Rusya’nın eski SSCB’yi canlandırma projesi olarak görülen Avrasya Ekonomi İttifakı’nı eleştirmesi ile gündem oldu.
Tokayev’e göre, Avrasya Ekonomi İttifakı içerisindeki ekonomik entegrasyon bile başlangıçta imzalanan anlaşmanın ihlali ile gerçekleşiyor; anlaşmada yer alan altyapıya ayrın gözetmeden erişim, adil rekabet, eşitlik ve ulusal çıkarların gözetilmesi gibi 4 ana maddeye uyulmuyor, Rusya ve Belarus dışındaki ülkeler çok sayıda düzenli engellemeler ve sınırlamalarla karşı karşıya kalıyor.
Tokayev, Mayıs sonunda Rusya’da yaptığı bu konuşmada Rusya, Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve Kırgızistan’dan oluşan Avrasya Ekonomi İttifakı’nın aslında iki yere bölündüğünü, üye ülkeler üzerinde politik baskının oldukça güçlü olduğunu ve bunun ekonomik ilişkilere de zarar verdiğini vurguladı:
“Bir tarafta siyasi, hukuki, askeri, ekonomik, finansal, kültürel, insani açıdan ve hatta nükleer silah açısından neredeyse bir devleti temsil eden Rusya ve Belarus, diğer tarafta ise farklı entegrasyon düzeyinde olan Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan var. Kazakistan, bu ittifakı tamamen ekonomik bir işbirliği alanı olarak görüyor. Diğer her türlü entegrasyon alanlarına da ekonomik açıdan bakıyoruz”.
Bu açıklamanın ardından Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Kazakistan’ı da Putin ile ittifaklarına katılmaya çağırdı ve bu durumda nükleer başlıklarını paylaşabileceklerini söyledi:
“Kimse Kazakistan'ın veya başka bir ülkenin bizimle benzer şekilde Rusya Federasyonu'yla yakın ilişkilere sahip olmasına karşı değil. Endişe duyuyorsanız, çözümü çok basit. Rusya ve Belarus Birlik Devleti'ne katılın. Hepsi bu kadar. Herkese yetecek kadar nükleer silah olacak".
Tokayev ise Lukaşenko’nun nükleer silah çağrısını “Şakasını takdir ettim” diyerek ciddiye almadığını ifade etti ve nükleer silaha ihtiyaçlarının olmadığını bildirdi.
***
Peki Tokayev’in Moskova’nın hiç de hoşuna gitmeyecek bu çıkışlarının sebebi neydi? Bazı uzmanlara göre, Kazak lider, bu hamleleri ile kendi kamuoyunda oluşmuş “Rusya’nın adamı” imajından kurtulmaya, aynı zamanda ülkede giderek yükselen Rusya karşıtlığını dengelemeye çalışıyor.
Tokayev’in Ocak olaylarında KGAÖ operasyonu adı altında Rus ordusunu ülkeye davet etmesinin izleri henüz silinmiş değil. Rusya’nın Ukrayna’ya topyekün saldırısının ardından Moskova’nın bir sonraki hamlesinin Kazakistan olabileceğine dair yorumlar ve Kremlin yanlısı propagandacıların zaman zaman Kazakistan’a bunu ima eden tehditlerde bulunması da Kazak toplumunda tepkiyle karşılanıyor.
Öte yandan, Rusya’da geçtiğimiz yıl ilan edilen seferberliğin ardından en fazla Rus akımına maruz kalan ülkelerin başında geliyor ve bu da kamuoyundaki tedirginliği arttıran ayrı bir faktör olarak öne çıkıyor.
Bu tepkiler özellikle Tokayev’in 9 Mayıs kutlamaları için Moskova’ya gittiği tarihlerde görünür hale geldi. Sosyal medya kanallarında Kazaklar, Tokayev’in Moskova’nın geçit törenine katılmasını sert şekilde eleştirirken, bunun Kazakistan’ın imajına darbe olduğunu ifade ettiler.
Cumhurbaşkanının ülkesinin çıkarlarını göz önünde bulundurarak Moskova’ya gittiğini savunanlar da vardı elbette, ancak Tokayev’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ilk kez bu kadar büyük ölçekli bir eleştiri dalgası gerçekleşti. Hatta bazı sosyal medya fenomenleri Tokayev’den özür talebinde bile bulundu.
Geçit töreninin “Moskova ligi”nde yer alanların kimliğini göstermesi açısından bir gösteri olduğu belliydi. Tokayev, bunun farkında olduğunu, gerek ziyaretin kapsamını “Büyük Vatan Savaşı” kurbanlarının anım törenleri ile sınırlı tutmakla, gerekse de geçit töreninde Rusya’nın faşizmle mücadele sembolü olarak kullandığı, aslında ise son yıllarda Rusya saldırganlığının sembolüne çevrilen Aziz George kurdelesini takmamakla sergiledi. Yani Moskova’nın davetini kabul etti, ancak Rusya’nın saldırganlık politikasını onaylamak anlamına gelebilecek kurdeleyi geri çevirdi.
Gerçi törende Aziz George kurdelesi takmayan başkaları da vardı - Belarus ve Özbekistan liderleri kendi bayraklarının renklerini taşıyan kurdeleler kullandılar, fakat bu, Tokayev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Aziz George kurdelesini kullanmaması kadar dikkat çekmedi. Kremlin’in “Z” kanalları iki lideri “kabuledilemez” davranışlarından dolayı günlerce eleştirdi.
Görünüşe bakılırsa, Tokayev, 9 Mayıs’taki ziyaretinin ülkesinde doğurduğu tepkiden ve hatta bu ziyaretin bile memnun etmediği, “daha fazlasını” talep eden Kremlin propagandacılarının tehditlerinden sonra Putin’e “müttefiklik uyarısı” yapma ihtiyacı hissetti.
Öte yandan, Kazakistan, Batı ile de güçlü ekonomik ilişkilere sahip olan bir ülke ve Tokayev, Rusya’ya koşulsuz sadakatin bu ilişkiler için doğurduğu risklerin de farkında. Bu nedenle de zaman-zaman Kremlin’in tepkisini çekecek hamleler yapmayı göze alıyor. Durumu özetlemek gerekirse, Kazakistan iki (hatta Çin’i de eklersek üç) ateş arasında günü kurtarmaya çalışıyor…