Kırım'da Tatarlara baskılar ara vermiyor

#ÖZELHABER

❝Tek suçları Müslüman olmaları.❞

❝9 yıldır hiç durmadan yeni baskınlar yapılıyor.❞

❝İşgal yönetimi Kırım Tatarlarını sadık tabaka olarak görmüyor.❞

💢 Kırım Tatarlarına yönelik baskılar işgalin 9. yılında yeniden hız kazandı!

1. resim

Kırım’da işgalin 9’uncu senesi yaklaşırken Kırım Tatarlarının evlerine baskınlar yeniden hız kazandı.

Aralık ayındaki baskınlar ve tutuklamalar serisinin ardından 24 Ocak’ta sabahı saat 4 civarında Cankoy ilçesine bağlı çeşitli köylerde Kırım Tatarlarının evlerine yeni baskınlar düzenlendi. Blijnegorodskoe köyünde Ekrem Kroş, Timofeevka’da AyderAsanov ve Refat Seydametov, Dneprovka köyünde Osman Abdurazakov, Leman Zekiryayev ve Cankoy köyünde Halil Mambetov’un evleri basıldı. Söz konusu isimlerin hepsi gözaltına alındı, Kırım ve Akyar’daki FSB nezarethanelerine götürüldü. Gözaltına alınan Kırım Tatarlarına işgal altındaki yarımadada 9 yıldır siyasi tutuklamalarda en çok kullanılan kılıf uygulandı: Terör örgütü kuruculuğu ve üyeliği...

Kırım’daki işgal yönetiminin başkanı Sergey Aksenov, yarımadada “Ukrayna ile bağlantılı” olmakla suçlanan 6 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Gözaltına alınanlardan 29 yaşındaki Ayder Asanov’uneşi Polina baskını bu sözlerle anlattı:

“Sabah saat 4’te kapımız çalındı. Eşim önce korktu, babasını aradı. Sonra onlar Ayder’i çağırmaya başladılar, biz korktuk. Eşim kapıyı açtı. Maskeli ve silahlı insanlar evimize doldu. Eşimi yere uzattılar ve ayaklarına vurmaya başladılar”.

Ayder’in annesi Venera Asanova ise Krım Realii sitesine konuştu.

Asanova, sabah 4’te gelen kolluk kuvvetlerinin kapıları kırmaya çalıştıklarını, bu sırada oğlunun babasını arayarak kapıyı açtığını, açar açmaz da kolluk kuvvetlerinin saldırısına uğradığını söyledi:

“Silahla vurarak yerde uzanmasını emrettiler. Karısını ve çocuklarını bir odaya kapattılar. Oğlumun 4 yaşında kızı ve 7 aylık oğlu var. Ağlayan çocukları ve oğlumun eşini silah altında tuttular. Diğerleri de evin altını üstüne getirdiler. Sonra ise oğlumu gözaltına aldılar ve götürdüler”.

Enver Kroş’un eşi Amide Kroş da baskın gecesini “Kırım Dayanışması” muhabirine anlattı.

“Sabah 4’te kapımız çalındı. Eşim kapıyı açtı. 10 silahlı kişi eve daldı. Çocukları kaldırmamı istediler. Benim ayaklarım titremeye başladı, çok korktum. Sonra kendimi toparladım. Çocuklar tabi ki çok korktular, ağlamaya başladılar. Gelenler her yere baktılar, tüm evraklarımızı getirmemizi emrettiler, baktılar”.

Gözaltına alınanlardan beyaz eşya tamircisi Ekrem Kroş, daha önce Rusya’nın zulmüne maruz kalan siyasi tutuklu Enver Kroş’un, inşaat ustası Osman Abdurazakov ise siyasi tutuklu Edem Bekirov’un kardeşi. Ayrıca, Cankoy’da gözaltına alınan Kırım Tatarlarının tamamı 2017 senesinde bütün yarımada boyunca düzenlenen tek kişilik sessiz eylemlere ve siyasi tutukluların ailelerine yardım kampanyalarına katılan isimler. 2017 senesinde Kırım’da yine Kırım Tatarlarına yönelik tutuklama ve terör suçlamaları dalgasının ardından yarımadadaki yerleşim birimlerinde yüzlerce insan “Biz terörist değiliz”, “Siyasi tutuklulara özgürlük” yazılı dövizlerle tek kişilik eylemler düzenlemişti. O zaman Rus polisi 49 kişiyi gözaltına almış, sonra salıvermişti.

İşgal güçlerinin Cankoy’daki gözaltıları 6 Kırım Tatarı ile sınırlı kalmadı. Hakkında tutuklama kararı çıkartılan 6 Kırım Tatarından haber almak üzere adliye binasının önüne toplanan diğer Kırım Tatarlarına da şiddet uygulandı. Dün, 30 Kırım Tatarı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler ve insan hakları savunucuları da var.

İnsan Hakları Savunucusu Lütfiye Zudiyeva, sosyal medyada ve internet sitelerine yaptığı açıklamalarda Rusya kontrolü altındaki Kırım basınında FSB’nin “Kırım’da Ukrayna tarafından yönetilen İslamcı hücrenin dağıtıldığına” ilişkin açıklamasının yer aldığını bildirdi. Zudiyeva, bu açıklamanın da Kırım Tatarlarının uydurulmuş suçlamalarla tutuklandığını kanıtladığını söyledi:

“Onların tek suçu Kırım Tatarları, Kırım Müslümanları olmalarıdır”.

Kırım Tatarı avukat İslam Velilyayev, gözaltına alınanlarla hiçbir avukatın görüştürülmediğini söyledi:

“Savcı, bizlerin diğer “Hizb ut-Tahrir” davalarında yargılananları savunduğumuzu gerekçe göstererek görüşmemize izin vermiyor. FSB, gözaltına alınanların ifadelerini değiştirebileceğini ve bu durumda avukatların iki karşıt görüşte olan tarafı savunamayacaklarını, bu nedenle bizi görüştüremeyeceklerini bildiriyor. Oysa ki, bu, yasaya göz göre göre tecavüz etmektir, zira kimse ifadesini değişmedi, bu, sadece savcının ihtimalidir”.


Bir diğer avukat Emil Kurbedinov ise bunun Kırım Tatarlarını savunmasız bırakmak anlamına geldiğini bildirdi:

“Sadece avukatları uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Zira bu mantıkla “Hizb ut Tahrir” tek bir kuruluştur ve biz diğer Hizb ut-Tahrir davalarında da avukat olamayız, çünkü herkes ifadesini değiştirebilir”.

İşgalden sonra Kırım Tatarlarının haklarını savunan ünlü avukat Nikolay Polozov da, “Nastoyaşşee Vremya” kanalına yaptığı açıklamada, işgal yönetiminin gözaltına alınan Kırım Tatarlarının avukatlarına görüş izni vermediğini ve bunun Kırım’da artık sıradan hal olduğunu söyledi. Polozov, FSB’nin büyük olasılıkla Kırım Tatarlarına yönelik yeni bir büyük oyun kurma peşinde olduğunu açıkladı:

“Kolluk kuvvetleri, evlerdeki aramalarda hiçbir şey bulamamışlar, sadece ellerindeki kitapları göstererek onları bulduklarını söylemişler. Ancak evlerde yaşayanların tamamı, kitapların hepsinin tertemiz, tozsuz, yeni olarak “bulunduğunu” bildiriyorlar. Yani yine de eski Çekist geleneği ile kendileriyle “kanıt” da getirmişler”.

Nikolay Polozov, Kırım Realii’ye yaptığı açıklamada ise Rusya’nın bir taraftan savaş içinde olsa da Kırım Tatarlarına yönelik baskılarına asla ara vermediğini vurguladı:

“Bu gözaltılar da aynı baskının devamıdır. Gözaltına alınan 6 kişiden ikisi siyasi tutukluların aile bireyleridir. O tutuklular da daha önceden uydurma “Hizb ut-Tahrir üyeliği” suçlaması ile hapiste yatıyorlar. Görünüşe bakılırsa, şimdi bu suçlamayla yeni bir dava açıp yeni insanları gözaltına alacaklar. Maalesef ben bunların son baskınlar ve gözaltılar olacağını düşünmüyorum”.

Avukatın bildirdiğine göre, Kırım’da FSB ve diğer kolluk kuvvetleri Kırım Tatarlarına yönelik baskıları belirli bir takvimle gerçekleştiriyorlar:

“Bir gruba suçlama yöneltiyorlar, mahkeme oluyor, hapis kararı veriliyor, birkaç gün veya hafta sonra mutlaka yeni gözaltılar, yeni baskınlar yapılıyor ve yeni bir dava uyduruluyor. Bu, 9 sene içerisinde hiç durmayan bir konveyör gibi. Şu an Rus kolluk kuvvetleri 150’den fazla Kırım Tatarını rehin tutuyor. Bir kısmına uzun süreli hapis cezaları verilmiş. Onların arasında oldukça yaşlı ve hasta insanlar da var, ancak kolluk kuvvetlerinin umurunda değil, onlar için sundukları rakam önemli. Yarımadada bağımsız yargı hiç olmadığı için tüm organlar saat gibi çalışıyor – polis, savcılık ve mahkeme amacı yarımadada terör estirmek olan bütün bir organizma olarak hareket ediyor”.

Nikolay Polozov, Kırım’da işgali ve sonuçlarını kabul etmedikleri için Kırım Tatarlarının sistematik baskı altında tutulduğunu, Kırım Tatarlarının sürekli korkutulması için terör uygulandığını vurguluyor:

“İşgal yönetimi Kırım Tatarlarını sadık tabaka olarak görmüyor ve bu nedenle de baskıları sürekli artırıyor”.

Avukatın sözlerine göre, Kırım’da artık nezarethanelerde yer yok:

“Yarımadada ikinci nezarethaneyi yaptılar, ancak burada daha çok işgal edilen Herson ve Zaporijya’dan kaçırdıkları sivil Ukraynalıları tutuyorlar. Kırım Tatarları ise diğer nezarethanede tutuluyor. Savcılık soruşturmasının ardından ise Rusya’ya gönderiliyorlar. Çünkü Rusya yasalarına göre, terör suçlarına Rostov’da bulunan Güney Askeri Daire Mahkemesi bakıyor. “Hizb ut-Tahrir” üyeliği ile suçlanan Kırım Tatarları da mahkeme süresinde Rostov’a gönderiliyorlar. Hapsi cezası verildikten sonra ise farklı cezaevlerine gönderiliyorlar. Bu cezaevlerinin coğrafyası ise çok geniştir – Rusya’nın Avrupa kısmından Ural’a, hatta Sibirya’ya bile gönderilenler var”.

Tartışma