Libya'da seçim yasaları taslağı imzalanamadı
Libya Temsilciler Meclisi Sözcüsü Akile Salih ile Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri arasındaki anlaşmazlık, iki yıldır askıya alınan siyasi süreç ve seçim sürecindeki yeni ilerlemeleri baltaladı.
Libya Temsilciler Meclisi Sözcüsü Akile Salih ile Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri arasındaki anlaşmazlık, iki yıldır askıya alınan siyasi süreç ve seçim sürecindeki yeni ilerlemeler karşısında bir engel teşkil ediyor.
Mişri ile Salih arasındaki yeni anlaşmazlık, Fas'taki meclislerinin oluşturduğu 6+6 Siyasi Diyalog Komitesi'nin vardığı seçim yasalarına ilişkin anlaşmanın nihai olarak imzalanmasına saatler kala yaşandı.
Bu anlaşmazlık, anlaşmayı belirsiz hale getirdi ve ülkenin on yıldan fazla süredir devam eden otoriter mücadeleyi çözmek için sandık başına gideceğine dair umut ışığını söndürdü.
Anlaşmazlık
6+6 Komitesi ve Temsilciler Meclisi üyesi Celal eş-Şuveyhidi de dahil olmak üzere Salih ile Mişri arasındaki tökezleyen toplantıya ev sahipliği yapan Fas'ın Bouznika şehrinden kaynaklara göre komite tarafından varılan anlaşmayı imzalamamaları, Mişri'nin talep ettiği değişikliklerden kaynaklanıyor.
Bu da değişikliklere ilişkin anlaşmazlıkların ardından Salih'in Bouznika anlaşmasının imzalandığı mekânı terk etmesine yol açtı.
Şuveyhidi'ye göre Mişri, 'oyların yüzde 90'ını alsa bile cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda kazanan olmaması şartıyla' cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iki turda yapılmasını şart koştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri düğümü
Anayasa Beyannamesi'nin 13'üncü değişikliğine göre oluşturulan, Temsilciler Meclisi'nden 6 ve Yüksek Konsey'den 6 üyeden oluşan 6+6 Komitesi, Fas'ta iki hafta süren tartışmalardan sonra seçim yasaları konusunda önemli bir fikir birliğine vardı.
Söz konusu anayasa 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden sonra hazırlanan geçici bir anayasa olarak sayılıyor.
Komite, cumhurbaşkanlığı seçimleri için 89 maddeden oluşan bir kanunu tamamladı ve 94 maddeden oluşan Millet Meclisi seçim kanununu oluşturdu.
Önceki turlarda olduğu gibi bu diyalog turunun ana düğüm noktası, cumhurbaşkanını seçmek için yasalar üzerinde anlaşmaya varmaktı.
Mişri'nin değiştirilmesini talep ettiği bu yasanın 12'nci maddesi, her adayın elde ettiği yüzdeye bakılmaksızın cumhurbaşkanı seçimlerinin iki turda yapılmasını şart koşuyor.
Cumhurbaşkanı adayının başka bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmamasını öngören 15'nci madde de tartışmalı bir madde.
Bu, Bingazi'deki ordu komutanı ve parlamento müttefiki Halife Hafter'in ABD vatandaşlığına sahip olduğu için adaylıktan dışlanması anlamına geliyor.
Ancak adaya cumhurbaşkanlığı yarışına aday olduğunu ilan etmeden önce yabancı uyruklu olmaktan vazgeçme fırsatı verilerek, bu konudaki anlaşmazlık sona erdirildi.
Ayrıca bu maddedeki tartışmalı noktalar arasında, adayın nihai olarak 'şeref veya güveni suiistimal' içeren ağır bir suçtan hüküm giymemiş olması gerekliliği de var.
Bu madde, 2011'de babasının yönetimine karşı protestocuları bastırmaya dahil olduğu için yıllar önce Trablus'ta mahkûm edilen Seyfülislam Kaddafi'nin adaylığını engelleyebilir. Seyfülislam, temyiz sonrasında beraat etmişti.
Gizli ret
Yüksek Konsey Başkanı'nın bu anlaşmanın nihai olarak imzalanmasının ardından yaptığı açıklamalar, Yüksek Konsey ve Temsilciler Meclisi arasındaki diyaloğun ürettiği içeriğe ilişkin memnuniyetsizliği gösterdi.
Öyle ki fikir birliğine varılmasına yol açan çabaların övülmesine rağmen 6+6 Komitesi üyelerinin toplantılarındaki bazı noktalarda daha fazla anlayış çağrısı yapıldı.
Mişri, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "13 No'lu Anayasa Değişikliği, komitenin çalışmalarını nihai ve bağlayıcı olarak görse de gelecekteki toplantılarda komitenin kendisi aracılığıyla bazı noktalarda anlayışı artırmayı umuyoruz" dedi.
Mişri'nin açıklamaları, komite tarafından Bouznika'da düzenlenen basın toplantısının ardından geldi. Basın toplantısı sırasında Şuveyhidi, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleriyle ilgili bir yasaya ilişkin bir anlaşma ilan etti.
Ayrıca Akile Salih ve Halid el-Mişri'nin ise ilerleyen günlerde yasayla ilgili nihai anlaşmayı imzalamasının beklendiğini söyledi.
Parlamentonun memnuniyeti
Ayrıca, Temsilciler Meclisi Başkanlığı medya danışmanı Fethi el-Merimi, meclisin Fas'taki 6+6 Komitesi anlaşmasını "uygulanabilir, nihai ve bağlayıcı" olarak nitelendirdiğini ve anlaşmadan memnun olduğunu söyledi.
Merimi, "Anlaşmanın resmi olarak ilanındaki gecikmenin nedeni, esas meseleler değil, sadece sözlü ve hukuki üslupta yapılan değişikliklerdir" dedi.
Anlaşmanın imzalanması sonrasında atılacak adımlardan bahseden Merimi, "Libya'daki Birleşmiş Milletler (BM) misyonuyla işbirliği dahilinde, seçimlerin uygulanmasına ilişkin anlaşmanın imzalanmasının ardından iki meclis başkanının uzlaşmasıyla yeni hükümet kurulacak. Bu, Dibeybe hükümetini tanımakta ısrar eden ülkeleri bu tanımayı geri çekmeye ikna etme amacı taşıyor" açıklamasında bulundu.
Eksik anlaşma
İki konseyin seçim yasaları konusunda bir anlaşmaya varılmasına ilişkin Akile Salih ve Halid el-Mişri arasındaki anlaşmazlığın yansımalarına dair korkular, Fas Dışişleri Bakanı Naser Burita'nın 6+6 komitesi toplantılarının sonuçlarını ilan etmek için düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalarla arttı.
Burita, basın toplantısında bunu uygulamak için gerçek bir siyasi irade tarafından desteklenmediği takdirde bu anlaşmanın eksik kalacağı imasında bulundu.
Fas Dışişleri Bakanı, "Temsilciler Meclisi ve Yüksek Konsey, 2015 Suheyrat Anlaşması'nda belirtilen görevlerin yerine getirilmesi çerçevesinde seçim yasalarını görüşme yetkisine sahiptir. İki konsey, bir sonraki seçimleri yönetecek kuralları belirlemekten sorumlu" dedi.
"Bouznika toplantısı, Libya gerçeğiyle ilgili bazı sorunlara çözüm bulmak için önemli bir durak. Öyle ki seçimler, Libya'yı mevcut durumdan çıkarmak için önemli olacak" diyen Naser Burita, "Fas Krallığı, Libya'da seçimlerin çözüm olduğuna ve bu yolun ancak Libyalıların eliyle başarıya ulaşacağına inanıyor" ifadelerini kullandı.
Burita, "Anlaşma metni her ne olursa olsun, siyasi irade eşlik etmezse metin olarak kalacak. Siyasi irade olmazsa sahada uygulanmayan diğer anlaşmalara ekleneceğinden korkuyoruz" açıklamasında bulundu.