Litvanya-Rusya hattında savaş tehdidi
Hem NATO, hem AB üyesi olan Litvanya'ya Rusya’nın olası bir saldırısı dünya savaşını başlatabilir.
Litvanya, Rusya’nın Avrupa’daki tek kara parçası Kaliningrad’a bazı malların demiryolu ile geçişini kısıtlama kararı aldı.
Polonya ile Litvanya arasında kalan Baltık Denizi kıyısındaki Kaliningrad’ın Rusya ile kara bağlantısı bulunmuyor ve Litvanya, kendi topraklarından geçen demiryolu üzerinden taşımacılığa Avrupa Birliği yaptırımlarını gerekçe göstererek kısıtlama getirdi.
Avrupa Birliği’nin martta kabul edilen dördüncü yaptırım paketi, 18 Haziran itibarıyla AB sınırları içerisinde Rus çelik ve metal ürünlerinin taşınmasının yasaklanmasını öngörüyor. AB’nin beşinci yaptırım paketi ise birlik sınırları içerisinde trenler de dahil olmak üzere Rusya’nın yük taşıma araçlarının hareketini yasaklamayı içeriyor.
Avrupa Komisyonu, 14 Nisan’da yaptırımların kapsamı ile ilgili açıklamasında Kaliningrad’ın durumuna ayrıca değindi. Buna göre, Kaliningrad’a transit konusu, Avrupa Birliği’ne yük taşımacılığı yasağının dışında tutuluyor. Ancak bu muafiyet sadece yasak olmayan mallar için geçerlidir. Yasak olmayan malların demiryolu ile Rusya’ya veya Rusya’dan Kaliningrad’a taşınması yaptırım paketinin kapsamı dışındadır.
Rusya, Litvanya’nın 18 Haziran’da yürürlüğe giren kararını histerik tepkilerle karşıladı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Litvanya'nın Kaliningrad ile ilgili kararının "benzeri" olmadığını belirterek
"Bu, her şeyin ihlalidir. Bunun, AB'nin uyguladığı yaptırımların, malların geçişini kapsaması yönündeki kararından kaynaklandığını anlıyoruz. Bunun da yasa dışı olduğunu düşünüyoruz."
dedi.
Peskov, durumun "çok ciddi" olduğunu vurgulayarak
"Bu nedenle herhangi bir önlem ve karar alınmadan önce durum, derin bir analizin yapılmasını gerektiriyor. Bu analiz önümüzdeki birkaç gün içinde gerçekleştirilecek."
diye konuştu.
Federasyon Konseyi geçici Devlet Egemenliğini Koruma ve Rusya’nın İçişlerine Müdahaleyi Önleme Komisyonu Başkanı Andrey Klimov, AB’den Litvanya’yı kararını değiştirmeye zorlamasını talep etti. Klimov, aksi takdirde Rusya’nın “elinin bağının çözüleceğini” ve “sorunu kendisinin çözeceğini” söyledi.
Federasyon Konseyi Anayasa Komisyonu Başkanı Andrey Klişas ise Kalinigrad’ın “ablukası” girişiminin Rusya’nın “oldukça sert” eylemleri için gerekçe oluşturacağını belirtti.
Parlamentonun Uluslararası İlişkiler Komitesi üyesi Sergey Tsekov
“Kalinigrad’ın ciddi ekonomik ve sosyal sorunları oluşursa, Litvanya bizden her türlü kararı bekleyebilir. “Her türlü karar” derken neyi kastettiğimi açıklamayacağım"
diye konuştu.
Kaliningrad Valisi Anton Alihanov, kararın Baltık ülkelerinin Avrupa Birliği’ne üyelik protokolüne ve Kaliningrad için belirlenmiş serbest transit kurallarına aykırı olduğunu söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Litvanya'ya protesto notası gönderdi. Litvanya’nın kararının "Rusya ve Avrupa Birliği arasında Kaliningrad bölgesine malların taşınması ile ilgili 2002'de yapılan anlaşmayı ihlal ettiği" ve "düşmanca" olduğu vurgulandı.
Açıklamada
“Eğer Kaliningrad ve Rusya'nın geri kalan toprakları arasında yük taşımacılığı yeniden sağlanmazsa, Rusya, ulusal çıkarlarını koruma hakkını kendisinde saklı tutuyor"
denildi.
Fakat Rusya’nın bahsettiği 2002 anlaşması daha çok yolcu transiti mekanizmalarını içeriyor ve söz konusu anlaşmada transit rejiminin Litvanya’nın gerekli kontrolleri yapma ve kendi topraklarının kullanımını reddetme hakkını kısıtlayamayacağı açıkça vurgulanıyor. Ki mevcut durumda Litvanya yolcu transitini engellemiş de değil. Rusya ile Kaliningrad arasında yolcu seferleri yapılmaya devam ediyor. Dolayısıyla, Kaliningrad’a uygulanan bir abluka yok…
Rusya’nın sanki sürprizle karşılaşmış gibi verdiği histerik tepki de mevcut kararla ilgili değil. 18 Haziran’da bu yasağın başlayacağından Moskova da dahil bütün taraflar haberdar idi. Hatta bundan sonra bu kısıtlamaların daha da artacağından da. Zira yine AB yaptırım paketleri kapsamında 10 Temmuz’da çimento, alkol, 10 Ağustos’ta kömür ve diğer katı fosil yakıtların, 5 Aralık’ta ise Rus petrolünün taşınması yasaklanacak.
Litvanya, Avrupa Birliği üyesi olarak bu yasakları uygulamak zorunda olduğunu bildiriyor. Ayrıca, Litvanya, Rusya’nın başlattığı savaşa karşı en net ve sert tavrı gösteren ülkelerden birisi olarak bu yaptırımları uygulamaktan rahatsız da değil. Litvanya, Rusya’nın Ukrayna’ya şubatta başlattığı topyekün saldırının ardından bu ülkeyi terör devleti olarak tanıyan az sayıda ülkelerden. Rusya, Litvanya için en büyük dış tehdit unsuru ve bu nedenle Vilnius Batı’dan Moskova’ya yönelik yaptırımları ağırlaştırmasını talep ediyor. Dolayısıyla, Litvanya’nın bu krizde geri adım atacağını beklemek anlamsız…
Peki Moskova bu durumda tehditlerini gerçekleştirebilir mi?
Belki Ukrayna’da başarılı olsaydı ve Lukaşenko’nun ifade ettiği gibi 3 günde Kiev’e girip zafer kutlaması yapabilseydi, şimdi Litvanya ile ilgili soruya da “evet” diye cevap verilebilirdi. Ancak Ukrayna’nın direnişi durumu değiştirdi. İki aydır Donbas’dan çıkamayan Rusya’nın şu an ikinci cephe açma şansı neredeyse yok.
Öte yandan, Ukrayna NATO üyesi değildi ve Batılı ülkelerin Ukrayna’ya destekten, daha doğrusu Rusya ile yüz yüze gelmekten kaçmak için manevra yapacağı bir alan mevcut idi. Litvanya ise hem NATO, hem AB üyesi ve Rusya’nın bu ülkeye saldırısı dünya savaşını başlatabilir. Histerik ve yüksek perdeden yapılan açıklamalara rağmen, Rus propaganda kanallarında dünden beri yapılan yorumlar da Litvanya’ya savaş açmaktan ziyade “Moskova’nın Litvanya’yı ekonomik olarak boğması gerektiği” yönünde. Rusya’nın Litvanya’nın bağımsızlığını tanımayı reddetmesini (kısa süre önce milletvekili Yevgeni Fedorov ilgili yasa tasarısı sundu), AB ile Litvanya konusundaki anlaşmadan ayrılmasını, Klaiped’in Rusya’ya verilmesi talebinin gündeme getirilmesini, Litvanya’nın, Baltık ülkeleri ile Belarus ve Rusya’yı birleştiren enerji sisteminden ayrılmasını, ticari-ekonomik ilişkilerin kesilmesini önerenler de var. Görünüşe bakılırsa, Moskova, Litvanya’ya ekonomik ve hibrit savaş yöntemlerini uygulamaya devam edecek. Litvanya için ise bunlar sürpriz değil…