Lowy Institute: Putin'in uzun vadeli savaş stratejisi ve Çin'in barışa dair çıkmazları

Savaş hem Ukrayna hem de Putin rejimi için varoluşsal bir mücadeleye dönüştü. Peki Batı kararlı kalabilecek mi? İşte Putin'in uzun vadeli stratejisi ve Çin'in barışa dair çıkmazları.

1. resim

Ukrayna'nın işgalinin Vladimir Putin'in devasa bir hesap hatası olduğu ve Rusya için tamamen ters teptiği neredeyse tamamen belli oldu.

Putin, Ukrayna'yı tekrar Rusya'nın yörüngesine çekmek istedi ancak bunun yerine Ukrayna'nın ulusal kimliğini pekiştirdi ve Ukraynalıları ülkesine karşı yabancılaştırdı.

Avrupa'yı bölmek ve zayıflatmak istedi, ancak sonunda NATO'yu yeniden canlandırdı ve Batı güvenlik uyumunu teşvik etti. Ve Moskova'nın Batılı devletlerden uzaklaşması genişledikçe, Rusya'nın Çin'e olan bağımlılığı derinleşti.

Zorlaycı diplomasi uygulaması, Putin açısından çok daha etkili sonuçlar verebilirdi. Ancak şimdi gelinen noktada, bu savaş sonunda sona erdiğinde Rusya'yı ve Rusları daha çaresiz ve daha zayıf bırakacak.

Peki Putin neden ısrar ediyor?

Çünkü savaşın uzamasının Moskova'dan yana olduğuna ve Rusya'nın eninde sonunda galip geleceğine inanıyor.

Putin; ulusal kimlik, nostaljik irredantizm, Avrupa'nın Soğuk Savaş sonrası güvenlik mimarisini yeniden çizerek doğuya doğru genişlemeyi gibi konular nedeniyle Ukrayna'ya takıntılı olmaya devam ediyor.

Rusya'nın liderleri dünyaya şüphe ve güvensizlik merceğinden bakıyor ve Kremlin seçkinleri, Batı'nın Rusya'dan yararlandığını ve SSCB'nin dağılmasının ardından Rusya'nın çıkarlarını göz ardı ettiğini iddia ederek Batı'ya şiddetle kızıyor.

Rusya bütün bunları birleştirerek, kendisine bir kuşatma zihniyeti ve şikayet anlatısı geliştirdi. Bu mağduriyet efsanesi, Putin'in Ukrayna savaşını halkına bir seçim değil, zorunluluk olarak anlatmasına neden oluyor.

Bu şartlar göz önüne alındığında tüm öngörüler, uzun bir savaş olacağı yönünde gelişiyor. Her iki tarafın da belirleyici bir askeri "nakavt darbesi" indirmesi zor olacak çünkü her iki ordu da savunma açısından güçlü bir şekilde planlamalar yapıyor.

Ancak yine de ikisi de savaşmaya kararlı. Çünkü bu, hem Ukrayna için hem de büyük olasılıkla Putin rejimi için de varoluşsal bir mücadele.

Zira düşmanlığın müzakere edilerek sona erdirilmesi konusunda çok az umut var. Taraflardan hiçbiri taviz vermeye hazır veya istekli değil. Hatta gün geçtikçe pozisyonları sertleşiyor.

Ukrayna'nın savaş hedefleri genişledi. Başlangıçta sadece hayatta kalmaya odaklanan Kiev, şimdi tam olarak toprak bütünlüğünü ve egemenliğini geri kazanmaya kararlı. Bu arada Moskova da hedeflerini katladı.

Rusya'nın şu anda zaferi nasıl tanımladığı tam olarak net değil. Ancak Ukrayna'ya boyun eğdirme hedefinden kesinlikle geri adım atılmadı. Putin en azından, geçen Eylül ayında Rusya'nın yasadışı bir şekilde ilhak ettiği doğu Ukrayna'daki dört vilayeti işgal etme konusunda kararlı görünüyor.

Putin, eninde sonunda savaştan bıkacaklarını ve anlaşma için Kiev'e baskı yapacaklarını düşünerek, Ukrayna ve Batılı destekçilerini zorlamanın yollarını hesaplıyor.Ancak bu şu anda pek olası görünmüyor. Geçen hafta ABD Başkanı Joe Biden, Amerika'nın Ukrayna'ya "ne kadar sürerse sürsün" "sarsılmaz desteğini" yeniden taahhüt etti.

Ancak ABD ve Avrupa, Ukrayna'nın Rus saldırganlığına direnme mücadelesini güçlü bir şekilde desteklerken, kendilerini Rusya ile savaş halinde bulmak istemiyor.

Bu belirsizlik, Moskova'nın istismar etmeye çalışabileceği bir şeydir.

Örneğin, Rusya yoğun bir askeri baskı altına girerse ve çatışmayı tırmandırmak ve genişletmekle tehdit ederse bu olabilir. Alternatif olarak Rusya, Ukrayna'nın Batılı destekçileri arasında bölünme tohumları ekmeye çalışarak alaycı bir şekilde ateşkes önerebilir.

Bu, bazı Batılı ülkelerin Kiev'e gerçekçi ve pragmatik olması için baskı yapmasına yol açabilir ve şu an için tüm kayıp bölgelerin, özellikle de Kırım'ın tam olarak geri alınmasından daha azına razı olabilir.

Fakat uzmanlara göre böyle bir ateşkes sadece Rusya için işe yarar, Ukrayna için değil. Zira böyle bir durum Ukrayna'yı başka bir "dondurulmuş çatışma" noktası olarak her zaman tehdit içerisinde bırakacaktır.

Çin'in barış girişimi bu işin neresinde?

Moskova ile yakın stratejik ortaklığı ve Rusya'nın Ukrayna konusundaki tutumuna üstü kapalı destek göz önüne alındığında, Batı başkentlerinde Pekin'in potansiyel arabulucu olarak güvenilirliği konusunda anlaşılır bir şüphecilik var.

Geniş kapsamlı bir Çin planının kilit hükümlerinin şüphesiz olarak Rusya'nın lehine olacak olması ve özellikle Rus güçlerinin geri çekilmesini şart koşmadan ateşkes istenmesi gibi olasılıklar Batı başkentlerindeki şüpheciliği daha da artırıyor.

Çin, Rusya'nın Ukrayna'da yenildiğini görmek istemiyor. Ancak diğer yandan da savaş Rusya'yı Çin'e daha bağımlı getirdiği ve ABD ve Avrupa'yı meşgul ederek Pekin'in Tayvan konusundaki planları ikinci plana attığı için bitirme konusunda da çok fazla etkin olmaya çalışmıyor.

Bu nedenlerden dolayı, Çin'in Rusya üzerindeki etkisini Moskova'yı Ukrayna savaşını sona erdirmeye zorlamak için kullanıp kullanmayacağı ve kullanırsa nasıl kullanacağı sorgulanabilir.

Tartışma