Lübnan'ın istikrarsızlaştırıcı sistemi: Fransa neden başarısız oldu?
Lübnan bağımsızlığının 80'inci yılında da Fransa’nın kurduğu çarpık siyasi sistemin getirdiği olumsuzluklarla boğuşuyor.
Fransa, Lübnan'ı etkileyen her fırsatta veya krizde, Lübnanlı tarafları bir araya getirmek için girişimlerde bulunmak ve arabuluculuk yapmak amacıyla sahneye çıkıyor.
17 Ekim 2019'daki halk ayaklanmasından bu yana, özellikle 4 Ağustos 2020'de Beyrut limanındaki patlamanın ardından bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un öncülük ettiği birçok girişim ortaya koyuldu.
Öyle ki Macron, üst üste iki kez Beyrut'a gitti ve Lübnanlı liderlerle 'diyalog' sayılabilecek bir görüşmede bulundu. Ancak ortaya koyduğu kurtarıcı yol haritası, başarılı olamadı.
Eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın görev süresinin bitimine birkaç hafta kala Lübnan'da Süleyman Franciyye'nin cumhurbaşkanı ve Yargıç Navaf Selam'ın başbakan olması denklemine dayanan bir Fransız girişimi hakkında konuşmalar başladı.
Bu durum, muhalefet güçlerini, Suriye'nin 2005'te Lübnan'dan çekilmesinden bu yana Hizbullah'ın önderlik ettiği iktidar sistemini yeniden canlandıracak yeni bir formül olarak gördükleri bu girişime karşı harekete geçirdi.
Seçim sonuçları
Muhalefetteki kaynaklara göre Fransa, Lübnan'daki girişimine uluslararası ve yerel destek toplama çabalarına rağmen bir yıl öncesinden bugüne kadar pek çok başarısızlık aşamasından geçti.
2020 yılında gerçekleşen parlamento seçimlerinin sonuçları, Temsilciler Meclisi'ndeki güç dengelerinin değişmesine yol açmış ve muhalefet partileri düzeyinde ilerleme sağlanması karşılığında parlamento çoğunluğu Hizbullah koalisyonundan çekilmişti. Bu da Hizbullah'ın bu denklemi Temsilciler Meclisi'nde yürürlüğe koymasına engel oldu.
Kaynaklara göre beşli uluslararası komitenin Lübnan'ın bir sonraki cumhurbaşkanı için belirlediği spesifikasyonlar, bazı milletvekillerinin Hizbullah- Fransa uzlaşma adayını destekleme konusundaki isteksizliği üzerine etkili oldu.
Öyle ki Lübnanlılar, Arap ve uluslararası toplumla işbirliği yapabilen, Lübnanlıların değişim iradesine uygun, önceki başkanlardan farklı bir performans sergileyen bir cumhurbaşkanını sabırsızlıkla bekliyor.
Fransa'nın itirafı
Fransa'nın Lübnan'daki Şii ikilisinin desteğiyle desteklediği Franciyye -Selam denkleminin sarsılmasının ardından Fransa'nın Kuzey Afrika ve Ortadoğu Elçisi Patrick Durel'in yerine halefi Jean-Yves Le Drian'ın getirilmesi dikkat çekiciydi.
Gözlemcilere göre bu, Fransa'nın bu denklemin başarısızlığını ve başka bir formüle geçişi kabul ettiğini yansıtıyordu.
Le Drian'ın son iki ziyaretinde hareketinin önceki denklemin devamı mı olduğu, yoksa bambaşka bir formüle ulaşma arayışında mı olduğu anlaşılamadı.
Aynı şekilde Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın, Fransa tarafından desteklenen bir adayın bulunmadığını doğrulayan açıklamalar yaptığı da biliniyor.
Öte yandan siyasi yazar Nidal es-Saba (Franciyye'ye yakın bir isim), Fransız denkleminin hâlâ Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye'nin hükümet başkanlığına aday gösterilmesini desteklediğini belirtti.
Saba, konunun Franciyye'nin şahsıyla değil, daha çok siyasi gerçekçilik ve hassas dosyalarla, özellikle de yerinden edilmiş Suriyeliler meselesiyle ve direniş konusundaki anlayışla ilgilenebilecek bir cumhurbaşkanı arzusuyla bağlantılı olduğunu söyledi.
Fransa'nın başarısızlık ayı
Lübnanlılar, Fransız temsilci Jean-Yves Le Drian'ın ilerleyen günlerde üçüncü bir ziyaretini bekliyor. Kendisi daha önce Lübnan Parlamentosu aracılığıyla Lübnan siyasi güçlerine, bir sonraki yaklaşımını bunlara dayandırmak için sorular göndermişti.
Öyle görünüyor ki şu ana kadar çok sayıda milletvekili, benimsediği yöntemi hakaret ve Lübnan egemenliğinin ihlali olarak değerlendirerek yanıt vermeyi reddetti.
Siyasi yazar Georges Chahine, Lübnan'daki Fransız girişiminin sallandığını ve Le Drian'ın Fransa ve Lübnan'da ihanete uğradığını dile getirdi.
Bir ihlal ihtimalinin çok az olduğunu belirten Chahine, "Katar tarafının bir sonraki aşamada İran ve Fransa ile temaslarda bulunacağı Doha toplantısında roller paylaşıldı" dedi.
Chahine, Le Drian'ın Beyrut'taki çalışmalarının mekanizmasına dair herhangi bir belirti bulunmadığına dikkat çekerken, Fransa'nın bu ziyaretin zamanında olup olmadığına dair net bir göstergesi olmadığını da dile getirdi.
Ayrıca Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri'den Le Drian'la diyalog masasında anlaştığı yönünde sızıntılar olduğunu söyleyen yazar, Le Drian'ın ise diyalog masası yerine çalışma masası veya önemli bir masadan bahsettiğini belirtti.
Georges Chahine, ziyaretin gerçekleşmesi durumunda iki senaryo olduğunu söylerken, bu senaryoların "Le Drian'ın Pine Palace'ta ikili veya üçlü toplantılar yapması ya da siyasi güçlerle uzaktan istişarelerde bulunması" olduğuna dikkati çekti.
Siyasi yazar, Fransızların 'iki haftalık bir hükümet kurma, iki haftalık idari reformlar ve iki haftalık Uluslararası Para Fonu ile mutabakat' için altı haftalık bir takvim öne sürdüğünü açıklarken, ancak eylül ayının Fransa'nın Lübnan'daki başarısızlığının ayı olmasını beklediğini de vurguladı.
Fransa-İran çatışması mı?
Fransa-İran ilişkilerinde bölgede hâkim olan uyuma rağmen Fransa, Hizbullah'la iletişim ve koordinasyon mekanizması olan tek büyük ülke.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, ülkesinin büyükelçileri Elysee Sarayı'nda toplanmadan önce İran'ın faaliyetlerinin son yıllarda bölgesel istikrarsızlığa yol açtığına dair söyledikleri dikkat çekiciydi.
Macron, "Lübnan'da siyasi çözümün temel unsurlarından biri, İran müdahalesi de dahil olmak üzere bölgesel müdahalenin açıklığa kavuşturulmasını içerecektir" dedi.
Hızlı bir yanıt gerektiren gelişme ise Suriye'den ve öncesinde de Suudi Arabistan'dan sonra Lübnan'a ziyarette bulunan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'dan geldi.
Fransa Cumhurbaşkanı'na, İran'ı eleştirmek yerine ülkesinin iç sorunlarına odaklanma çağrısında bulunan Abdullahiyan, ülkesinin Beyrut'taki büyükelçiliğinden yaptığı açıklamada "Sayın Macron'a, diğer ülkelerdeki müdahale sorunları hakkında endişelenmek yerine Fransa içindeki duruma odaklanmasını tavsiye ediyorum" dedi.
Beşli açıklama
Bilgiler, Fransa'nın bir yıl süren ve gerekli sonuçlara ulaşamayan girişimine son verme kararı aldığını gösteriyor.
Ayrıca Le Drian'ın beklenen üçüncü bir ziyaretinin bu durumu sona erdirmenin bir yolu olmasını ve beşli komitenin bu eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantılarının oturum aralarında beklenen üçüncü açıklamasının yapılmasını istiyor.
Öyle ki özellikle de Beyrut'un yeni büyükelçisi Suud bin Abdurrahman bin Faysal'ın tüm Lübnan siyasi güçlerini kapsayan keşif turlarından sonra bu, Katar'ın daha büyük bir rol üstlendiği ve beş ülkenin oybirliğiyle kabul edilen, Lübnan cumhurbaşkanlığı için yol haritası olarak görülüyor.
Edinilen bilgiler, beş ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde yayınlaması beklenen açıklamanın, 17 Temmuz 2023'te Doha'da yapılan ikinci toplantıda daha önce değinilen noktaları vurgulayacağını belirtiyor.
Ayrıca uluslararası yardım almak için reformların uygulanmasını garanti edecek bir cumhurbaşkanının seçilmesi çağrısı yapılırken, bu alanda ilerlemeyi engelleyenlere karşı harekete geçileceği belirtildi.