Middle East Eye: Erdoğan neden İsveç'in NATO hedefini Türkiye'nin AB üyeliğine bağladı?

Erdoğan neden İsveç'in NATO hedefini Türkiye'nin AB üyeliğine bağladı? Erdoğan'ı AB cephesinde böyle bir hamleye iten etkenler neler?

1. resim

İngiltere merkezli Middle East Eye'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Vilnus Zirvesi öncesi gündeme getirdiği, Türkiye'nin AB üyeliği şartının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı. 

ABD Başkanı Biden'ın bu yılın başlarında, İsveç meselesini Ankara'nın Washington'dan talep ettiği F-16 jetlerinin verilmesine bağlayarak Erdoğan'ın onayını almaya çalıştığı ancak bunun Erdoğan tarafından reddedildiği belirtilen analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer bir strateji izlediği tespiti yapıldı. 

Analizde ayrıca; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı AB cephesinde böyle bir hamleye iten nedenlere dair tespitlere yer verildi. 

İşte Middle East Eye'de yayınlanan analizin tamamı: 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, batılı müttefikleriyle yeni bir müzakere hattı açtı ve İsveç'in NATO üyelik hedefini Türkiye'nin uzun süredir devam eden Avrupa Birliği üyelik hedefiyle ilk kez açıkça ilişkilendirdi.

Litvanya'daki NATO zirvesi için yola çıkmadan önce konuşan Erdoğan Batılı müttefiklerine hitaben;

“Önce Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü açın, sonra Finlandiya'ya açtığımız gibi biz de İsveç'in NATO üyeliğinin önünü açacağız."

ifadelerini kullandı.

Erdoğan ayrıca, Pazar günü ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde de AB üyeliği konusunu gündeme getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ilkeli ve dürüst olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB üyelik sürecini yeniden canlandırmak istediğini belirtti.

Erdoğan ayrıca, Vilnius zirvesinde Avrupa Birliği'nin önde gelen ülkeleri ve AB liderliğinden Türkiye'nin üyeliğine yönelik açık ve güçlü bir destek mesajı vermelerini istedi.

Geçen yıl Türkiye, İsveç ve Finlandiya, terörizm ve silah ambargoları ile ilgili bir dizi konuyu çözmek için üçlü bir mutabakat zaptı imzaladı. Bölgede uzun süredir tarafsızlık politikası izleyen İskandinav ülkeleri, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından NATO'ya katılma kararı aldı.

Ankara, bu yılın başlarında Finlandiya'nın NATO üyeliğini onayladı. Ancak İsveç'in üyeliğini Türkiye'ye karşı gösterilere izin vermesi ve defalarca Kuran'ın yakılmasını gerekçe göstererek erteliyor.

Erdoğan, Biden ile yaptığı son telefon görüşmesinde, İsveç'in terörle mücadele yasasında bazı değişiklikler yaparak doğru yönde bazı adımlar attığını söyledi. Ancak Türkiye Cumhurbaşkanlığı basın açıklamasına göre Erdoğan aynı görüşmede Biden'a, PKK destekçilerinin Stockholm'de serbestçe gösteriler düzenlemeye devam ettiğini ve bunun atılan adımları geçersiz kıldığını belirtti.

Dondurulmuş süreç

Biden bu yılın başlarında, İsveç meselesini Ankara'nın Washington'dan talep ettiği F-16 jetlerinin verilmesine bağlayarak Erdoğan'ın onayını almaya çalıştı. Erdoğan ise bu bunu reddetti ve meseleler arasında bu tür bağlantılar kurmanın yanlış olduğunu belirtti.

Türkiye'nin AB üyelik süreci, Kıbrıs'ın birleşmesi konusundaki tartışmalar ve Batı'da Erdoğan'a yönelik olumsuz görüşler gibi çeşitli engeller nedeniyle esasen donmuş durumda. Ankara şu anda Gümrük Birliği'ni güncellemek ve vize serbestisi elde etmek istiyor.

Kurnaz ve taktiksel hamleleri ile bilinen Erdoğan ayrıca, her seçimden sonra dış politikasında yaptığı geniş stratejik değişikliklerle tanınıyor.

Erdoğan geçen yıldan bu yana hem Ukrayna hem de Rusya ile dostane ilişkileri sürdürdü, arabuluculuk yaptı ve savaşan taraflarla kritik bir tahıl anlaşması gerçekleştirdi. Ayrıca Rusya ile turizm, enerji ve bir nükleer santral projesi aracılığı ile ilişkilerini sürdürürken, Kiev'e de insansız hava aracı ve silah satışlarını sürdürdü.

Ancak geçtğimiz günlerde Erdoğan, Moskova'yı kızdırabilecek bir hamle ile Ukrayna'nın NATO üyeliğini açıkça desteklediğini belirtti ve Kiev ile başka bir insansız hava aracı üretim anlaşması imzaladı.

Ayrıca Türkiye, Ukrayna ile Rusya arasında varılan bir anlaşma kapsamında Ankara'nın misafir ettiği Ukraynalı savaş esirlerinin bir kısmını iade etmeye karar verdi.

Kremlin, Mariupol Savunması sırasında kahraman ilan edilen Azak alayının iki üst düzey komutanı da dahil olmak üzere subayları serbest bıraktığı için Erdoğan'ı kınadı ve Ankara'nın bu esirlerin savaş sonuna kadar Türkiye'de kalmasını öngören bir anlaşmanın şartlarını ihlal ettiğini söyledi.

Bazıları, Erdoğan'ın Ukrayna'nın NATO'da yer almasıyla ilgili yorumlarının, İsveç'in vetosu konusunda üzerindeki baskıyı hafifletmek için bir hamle olduğunu düşünüyor.

Peki Erdoğan'ı AB cephesinde böyle bir hamleye iten nedenler neler olabilir?

Erdoğan, alışılmışın dışında para politikasından ekonomik bir U dönüşü yaparak, geçen ay piyasaların güvendiği bir isim olan Mehmet Şimşek'i Maliye Bakanı olarak atadı. Şimşek, Türk ekonomisinde reform yapmayı, enflasyonu ve hem bütçe hem de ticaret açığını azaltmayı hedefliyor.

Ancak Ankara'nın bunu başarması için batılı yatırımcılara da ihtiyacı var. Şimşek'in ilk gezileri doğrudan yabancı yatırım aramak için BAE ve Katar'a oldu ama Ankara'da bunun da yeterli olmayacağı algısı var.

Danışmanlık firması Teneo'da uzun süredir Türkiye uzmanı olarak görev yapan Wolf Piccoli;

“Batı'ya karşı daha yapıcı ve daha az çatışmacı bir dil elbette yatırımcılar tarafından memnuniyetle karşılanacaktır. Berlin ve Paris gibi AB başkentlerindeki iklim, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi gibi alanlarda anlamlı ilerleme kaydedilmesi için uygun değil. Ve AB süreci artık yatırımcıların örnek aldığı bir şey değil.”

değerlendirmesinde bulundu.

Tartışma