Middle East Eye: Türkiye Batı Afrika'da Fransa'nın yerini mi alıyor?
Ankara, alçak gönüllü ama etkin bir politika ile Afrika'da ilişkilerini derinleştiriyor. Fransa'nın azalan etkisi nedeniyle Türkiye Batı Afrika'da zemin mi kazanıyor?
İngiltere merkezli yayın kuruluşu Middle East Eye'de, Afrika'da Fransa karşıtı olarak nitelendirilen darbe süreçlerinin ve Türkiye'nin kıta politikasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Afrika'da son dönemde Fransa'nın eski sömürgeleri üzerindeki gücünün giderek azaldığı belirtilen analizde, Türkiye'nin ise askeri ve siyasi açıdan çok yönlü ve çok katmanlı bir politika izleyerek etkisini artırdığı belirtildi.
Analizde ayrıca, Türkiye'nin ticaretten siyasi ilişkilere, savunma sanayi işbirliğinden eğitim ve kalkınmaya kadar attığı adımlarla, Afrika ülkeleri için önemli bir dost haline geldiği tespitine yer verildi.
İşte Middle East Eye'de yayınlanan analiz:
Afrika kıtasında darbeler yayılırken ve Fransa'nın eski sömürgeleri üzerindeki gücü azalırken, Ankara sessiz ve temkinli bir diplomasiyle bölgedeki ilişkilerini güçlendiriyor.
Batı Afrika'da; Ağustos 2020 ve Mayıs 2021'de Mali'de, Eylül 2021'de Gine'de, Ocak ve Eylül 2022'de Burkina Faso'da ve son olarak Temmuz 2023'te Nijer'de meydana gelen askeri darbeler göz önüne alındığında, birçok analistin Türkiye'ye dönüp bakması artık şaşırtıcı değil.
Son on yılda Türkiye'nin ticaretten siyasi ilişkilere, savunma sanayi işbirliğinden eğitim ve kalkınmaya kadar Batı Afrika'daki etkisini arttırması, Ankara'yı Afrika için önemli bir dost haline getirdi.
Peki bu darbelerin Ankara'nın bölgesel ilişkileri üzerindeki etkisi nedir? Fransa'nın azalan etkisi nedeniyle Türkiye Batı Afrika'da zemin mi kazanıyor?
Her şeyden önce, Fransa'nın azalan gücünün suçlusunun bu askeri darbeler olduğu iddiasını reddetmeliyiz. Fransa, Batı Afrika'da askeri darbelerden önce de uzun süredir zemin kaybediyordu.
Fransız karşıtlığı, darbecilerin halk desteği ve meşruiyet kazanmasının bir başka yolu haline geldi.
Fransız karşıtlığı, ölçeği ve yoğunluğu ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, tüm bölgesel sosyal gruplar arasındaki en temel uzlaşma alanlarından biridir. Darbe liderleri bu duygulardan faydalanarak kendilerini halkın gözünde en azından kendilerinden biri olarak konumlandırabiliyor.
İhtiyatlı diplomasi
Fransa tarafından desteklenen CFA frangı, Nijer, Mali, Gabon ve Burkina Faso dahil olmak üzere 14 Afrika ülkesinin resmi para birimidir.
Bunun karşılığında Fransa bu ülkelerden döviz rezervlerinin yarısını Fransız hazinesinde tutmalarını talep ediyor. Kolayca sona ermeyecek olan bu mali bağ, Paris'in CFA frangı ülkelerinin ekonomik ve siyasi meseleleri üzerinde hala nüfuz sahibi olmasını sağlıyor.
Türkiye Mayıs ayındaki seçimlerinin ardından, Türk dış politikasında Batılı ülkelerle yeni bir sayfa açtı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık Fransa da dahil olmak üzere Batı'yı kızdırmakla ilgilenmiyor gibi görünüyor.
Dolayısıyla Türkiye, Batı Afrika'daki bu askeri darbeler söz konusu olduğunda nispeten düşük bir profil çiziyor. Erdoğan, "bölgede istikrarsızlık" yaratma potansiyeli nedeniyle "Nijer'e askeri bir müdahaleye" karşı uyarıda bulunmasına ve bölgede "anayasal düzene ve demokratik bir yönetime" geri dönülmesini talep etmesine rağmen temkinli bir diplomasi yürütüyor.
Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olmasından bu yana Ankara, başta Suriye ve Irak olmak üzere yakın komşularına ve bu sınırlardan kaynaklanan önemli güvenlik tehditlerine daha fazla dikkat ediyor gibi görünüyor.
Fidan'ın son üç ay içinde Irak, İran, Ukrayna, Yunanistan, Bulgaristan ve Azerbaycan'dan yetkililerle gerçekleştirdiği çeşitli dış geziler ve toplantılar bunu fazlasıyla gösterdi.
Türk dış politikası, değişen ve çalkantılı bir küresel politikada daha istikrarlı ve etkili bir imaj çizmek için terörizm, sınır güvenliği ve Ukrayna'daki savaş gibi acil bölgesel meselelere öncelik veriyor.
Diğer yandan son on yılda Türkiye'nin Batı Afrika ile ilişkileri özellikle ekonomik, askeri ve siyasi açıdan çok yönlü ve çok katmanlı hale gelmiştir.
Türkiye'nin bir dizi Batı Afrika ülkesi ile askeri personelin eğitimi ve yetiştirilmesi de dahil olmak üzere çeşitli düzeylerde askeri işbirliği mevcuttur. Batı Afrika'da şiddete varan aşırıcılığın ekonomik ve sosyolojik nedenlerini ele almak üzere Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Senegal, Çad, Nijer ve Togo'nun da aralarında bulunduğu bir dizi ülkede projeler yürütmektedir ve kıta geneline yayılmış 22 koordinasyon ofisi bulunmaktadır.
Alçakgönüllü ama etkin politika
Türkiye, Batı Afrika'ya savunma teçhizatı sağlama konusunda da giderek daha önemli bir aktör haline gelmektedir.
Türkiye, Sahel bölgesi de dahil olmak üzere 30'dan fazla Afrika ülkesiyle eğitim, teknik ve bilimsel işbirliğini kapsayan askeri çerçeve anlaşmaları imzaladı. Ankara bunu yaparak, kıtadaki mevcut silah tedarikçilerinin yerini almak yerine kendisine yeni alanlar yaratıyor.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, ne Türkiye ne de başka bir ülke henüz bölgede Fransa'nın rolünü üstlenebilecek gibi görünmüyor. Dahası, Türkiye böyle bir rol üstlenmeye hiç ilgi göstermiyor.
Ankara bunun yerine Batı Afrika ülkeleriyle bağlantılarını derinleştirmeyi, darbe yaşanan ülkelerinin iç siyasetine karışmadan, gösterişsiz bir şekilde etkin bir politika yürütmeyi tercih ediyor.