Milli lazer silahı yerli yeteneklerle daha da gelişecek

Türk savunma sanayisi bünyesinde, neredeyse tümüyle yerli imkanlarla geliştirilen yenilikçi silah sistemi ALKA, özellikle KOBİ'lerin de sorumluluk üstlenmesiyle daha da gelişecek.

1. resim

ROKETSAN Yenilikçi Sistemler Direktörlüğü İleri Sistemler Müdürü Dr. Seyit Tunç, Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi (TSSK) tarafından düzenlenen 8. Proje Pazarı ve İş Birliği Zirvesi'nde "Savunma Sanayiinde Ar-Ge, İnovasyon ve Yenilikçi Çözümler" başlığı altında bugünün ve geleceğin muharebe alanında fark yaratacak yaklaşımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sanayi devri ürünlerinin sahada çaresiz kaldığı, bunun özellikle Ukrayna-Rusya savaşında somut şekilde görüldüğü ve asimetrik tehditlerin can yaktığı tespitlerine atıfta bulunan Tunç, dijital çağa uygun ürünler geliştirilmesi ve bunun için atılması gereken adımlara işaret etti.

Dijital çağın ürünlerine ulaşmak için ürünler üzerine yazılım yapmaktan ziyade yazılım mimarileri doğru geliştirilmiş ürünler tasarlayıp üretmek gerektiğini vurgulayan Tunç, Ford Üst Yöneticisi Jim Parley'in, Tesla ile neden rekabet edemediklerini anlatan "150 farklı parça içerisindeki yazılımları birlikte çalışır hale getiremiyoruz. Otomobil yapmayı biliyoruz ama yazılım yapmayı bilmiyoruz. Aracı tek bir yazılım altında yönetebilmek için yazılım mühendisleri işe alıyoruz." sözlerini anımsattı.

Lazer silahı gücünü yerli yeteneklerden alıyor

Dijital çağa uygun ürün örneği olarak ALKA Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemi'ne ilişkin bilgiler veren Tunç, ALKA'nın asimetrik tehditlere karşı elektromanyetik ve lazer teknolojisini kullanan Çok Yakın Hibrit Hava Savunma Sistemi olarak Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda geliştirilip güvenlik güçlerinin kullanımına sunulduğunu bildirdi.

ALKA'nın yapay zeka üzerine doğru bir mimariyle geliştirilmiş yenilikçi bir silah sistemi olduğunu işaret eden Tunç, ROKETSAN'ın ALKA'da alt sistemlerin neredeyse tamamını yurt içindeki firmalardan dış kaynak olarak temin ettiğini ve paydaşlarla oluşturulan sinerjinin sahaya yansıtıldığını vurguladı.

ROKETSAN'ın ana entegratör rolü gereği farklı tonlarda gelen seslerden ahenk oluşturmayı kendine görev edindiğini dile getiren Tunç, bu anlamda ALKA'nın hem teknolojik açıdan bir yenilik olduğunu hem de iş modeli açısından özlenen ve arzulanan yapıda olduğunu söyledi.

Seyit Tunç, mevcut yeteneklerinin daha da gelişmesi ve yeni yetenekler kazanması için KOBİ'lere ALKA projesine dahil olma ve sorumluluk üstlenme çağrısında bulundu.

Dünyanın en küçük füzesi METE

Lazer Güdümlü Mini Füze Sistemi METE'nin ROKETSAN'ın bir diğer yenilikçi ürünü olduğuna işaret eden Tunç, bu kapsamda hedefini hassas şekilde vurabilen 50 santimetre boyunda 40 milimetre çapında dünyanın en küçük füzesini, SSB koordinasyonunda kalifiye ettiklerini belirtti.

Dünyanın en küçük füzesi METE
Dünyanın en küçük füzesi METE

Bir diğer önemli gündem maddelerinin yapay zeka olduğuna değinen Tunç, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci'nin ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda dünyanın en iyisi olabilmek, rekabetçi, kolay kullanılabilen, yüksek hassasiyetli ürünleri geliştirebilmek için yapay zeka eksenli çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.

Seyit Tunç, bu amaçlara ulaşmak için güçlü bir ekibin ROKETSAN içinde görev yaptığını, üniversite ve sanayi ile yapıcı iş birliklerine odaklanıldığını kaydetti.

Dünyanın en küçük füzesi METE
Dünyanın en küçük füzesi METE

Uydu fırlatma sistemi

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, "Amacımız mikro uydu fırlatma sistemi ile 100 kilogramlık kendi yaptığımız bir uyduyu yörüngeye yerleştirmek. Ülkemizin uzay yarışında var olduğunu göstermesi, uzaydaki ekonomik potansiyeli değere çevirecek teknolojilerin geliştirilmesi bizim için çok kritik." dedi.

İkinci, Antalya'daki Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen "Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı"nda AA muhabirine, ROKETSAN olarak Türkiye'nin uzaya bağımsız erişimini sağlamak için de çaba gösterdiklerini kaydetti.

Uydu gibi yükleri uzaya taşıyabilecek platformları inşa etmek için çalıştıklarını belirten İkinci, Ar-Ge çalışmalarını ve ilk denemeleri yaptıklarını söyledi.

Türkiye'nin uzay yarışında rekabet edecek aşamaya gelmesi için teknoloji geliştirdiklerini aktaran İkinci, "Amacımız mikro uydu fırlatma sistemi ile 100 kilogramlık kendi yaptığımız bir uyduyu yörüngeye yerleştirmek. Ülkemizin uzay yarışında var olduğunu göstermesi, uzaydaki ekonomik potansiyeli değere çevirecek teknolojilerin geliştirilmesi bizim için çok kritik." dedi.

İkinci, ROKETSAN olarak sadece Türkiye'nin ihtiyacı için değil, dost ve kardeş ülkeler başta olmak üzere bir çok ülkeye silah sistemlerini ihraç etmek için çaba gösterdiklerini söyledi.

Son dönemde büyük bir ihracat hamlesi başlattıklarını ifade eden İkinci, Orta Doğu ve Uzak Doğu ülkelerinin yanı sıra Avrupa ve Amerika kıtası dahil çok geniş bir ihracat ağına sahip olduklarını kaydetti.

Türk savunma sanayisindeki başarılarla kendi ürünlerinin de çok ciddi ilgi görmeye başladığına dikkati çeken İkinci, dünyadaki çatışma ortamlarının, silahlanmanın artmasıyla beraber mühimmat, roket ve füze ürünlerine ilginin de arttığını vurguladı.

ROKETSAN olarak bu pazardan pay almaya çalıştıklarını belirten İkinci, "Çok da başarılı sonuçlar alıyoruz. Avrupalı ve Amerikalı rakiplerimizle girdiğimiz ihalelerden başarılı sonuçlar elde ederek ülkemizin ihracat potansiyelini hızla artıracak hamleler içerisindeyiz. 2023 yılında 30'dan fazla ülkeye 300 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirdik. Bu rakamı 500 milyon doların üzerine taşımayı düşünüyoruz. ROKETSAN'ın ihracattan elde ettiği cironun yarısını Ar-Ge ve üretim faaliyetlerine aktarıyoruz. Ülkenin en büyük Ar-Ge kuruluşlarından bir tanesiyiz." dedi.

TAYFUN füzesinin seri üretimi devam ediyor

Gelirlerinin büyük bir kısmını araştırma ve geliştirmeye ayırdıkları için çıkardıkları yeni ürünlerin TSK ve uluslararası pazarda kendisine yer bulduğunu anlatan İkinci, "TAYFUN füzesi kendimizin geliştirdiği uzun menzilli füzemiz. Yakın zamanda Savunma Sanayi Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı ile seri üretim sözleşmesini imzaladık. Seri üretimleri devam ediyor." dedi.

İkinci, NATO'ya üye ülkelerin taleplerinin Türkiye'nin savunma sanayisi tarafından karşılanması için çaba gösterdiklerini vurguladı.

"KARAOK ihraç edildi, sözleşmesi imzalandı"

Savaş alanındaki etkinliği görüldükten sonra portatif hava savunma sistemleri ve tank savar sistemlerinin büyük potansiyel içerdiğinin fark edildiğini anlatan İkinci, şunları kaydetti:

"Bu konuda herkes talepte bulunuyor. Bu alandaki ürünler de bu talebi karşılayacak seviyede değil. Ülkemizin bu alana yatırım yapmış olması portatif hava savunma füze sistemi SUNGUR'u hem de kısa menzilli tanksavar füze sistemi KARAOK'u üretmiş, seri üretime geçirmiş olması bizim ülkemiz açısından büyük şans. TSK'nın ihtiyacını karşılamakla kalmıyor ihracat potansiyelini de değerlendiriyoruz. Bu ürünleri üretmemiş olsaydık dünyada zor bulunan bu teknoloji açısından ülkemiz sıkıntıda olacaktı. KARAOK ihraç edildi, sözleşmesi imzalandı. SUNGUR için de ihracat sözleşmeleri konusunda görüşmeler devam ediyoruz. Bunlar en hızlı satacağımız ürünlerin başında yer alacak."

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci
ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci

Milli Dikey Atım Lançer Sistemi'nin (MİDLAS) İstanbul Fırkateyni'ne entegrasyonunun tamamlandığı bilgisini veren İkinci, "MİDLAS'tan hava savunma sistemi füzemizin atışını gerçekleştirmek istiyoruz. MİDLAS'ın diğer fırkateynlere de yaygınlaştırılmasını istiyoruz. MİDLAS da 'kötü komşu mal sahibi yapar' örneklerinden bir tanesi. Türkiye'nin alamadığı bu sistemi ROKETSAN olarak geliştirdik. Büyük bir ihracat potansiyeli var. Uzak Doğu'daki ülkelerle gemi modernizasyonu ve gemi inşası konusunda MİDLAS'ın ürün olarak yerleştirilmesi noktasında ciddi çalışmalarımız var. Bunu da en kısa sürede sözleşmeye çevirmeyi düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynaklar

Tartışma