Mises Institute: Afrika'da darbelerin artan popülaritesi Batı ülkelerinin planlarını nasıl etkileyecek?
Son iki yılda darbe girişimi yaşanan yedi Afrika ülkesinin ortak özelliği, Fransız sömürgesi olmalarıdır. Afrika'da darbelerin artan popülaritesi ve halk desteği alması, düzeninin devam etmesini isteyen güçlerin planlarını nasıl etkileyecek?
Petrol rezervleri açısından dünyada 35. sırada yer alan ve toplam küresel petrol üretiminin yaklaşık %0,1'ini üreten bir Orta Afrika ülkesi olan Gabon, 30 Ağustos 2023'te askeri bir isyanla altüst oldu.
Bu darbe, tartışmalı bir seçimin, ailesi yaklaşık 50 yıldır ülkeyi yöneten başkanı galip ilan etmesinden sadece birkaç dakika sonra gerçekleşti.
Sadece 3.1 milyon nüfusa sahip olan bu ülke son 70 yılda üç darbe gördü. Bu olay, Afrika'da devam etmekte olan darbe rüzgarının bir parçası olup, bir dizi zorluğa yol açmış ve bölgenin geleceği konusunda şüphe uyandırmıştır.
Darbenin ardından Gabon'da halk sevinç gösterileri yaptı ve sokaklarda ordu lehine gösteriler düzenlendi.
Ancak darbe sonrasında kafalarda birçok soru işareti var. Uluslararası liderler ciddi endişelerini dile getirerek darbeyi kınadı ve bazıları Gabon'daki vatandaşlarını kendi güvenlikleri için evlerinde kalmaya teşvik etti.
Darbe nasıl gerçekleşti?
Ordunun yönetime el koyması 30 Ağustos'ta, Gabon seçim otoritesinin hafta sonu yapılan seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Bongo'nun yeniden seçildiğini ilan etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşti.
Askerler iktidarı ele geçirdiklerini duyurmak için ulusal televizyona çıktılar. Seçim sonuçlarını geçersiz ve hükümsüz ilan ettiler, tüm sınırları kapattılar ve parlamentonun her iki kanadı da dahil olmak üzere çeşitli devlet kurumlarını feshettiler.
Ayrıca darbe liderleri devrik başkanın oğlu Noureddin Bongo Valentin ile birlikte altı kişiyi daha "vatana ihanet" suçlamasıyla tutukladı. Agence France-Presse haber ajansı tarafından yayınlanan bir videoda Bongo, kütüphaneye benzeyen bir yerde oturmuş, durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu. Evinde olduğunu ve gelişen olaylardan haberdar olmadığını belirten Bongo, oğlu ve eşinin farklı yerlerde olduğunu ifade etti.
Bu arada cunta General Brice Oligui Nguema'yı geçici lider olarak atadı. Bir zamanlar Gabon'un eski hükümdarı Bongo'nun merhum babasının korumalığını yapmış olan General Nguema, Fransız Le Monde gazetesine verdiği bir röportajda Cumhurbaşkanı Bongo'nun "normal bir Gabonlu" vatandaş olarak "tüm haklarından" yararlanacağını belirtti.
Darbe neden gerçekleşti?
Afrika son yetmiş yılda önemli bir dönüşüm geçirdi, ancak sömürge sonrası güçlerin etkisi Gabon da dahil olmak üzere Afrika ülkelerinin siyaseti üzerinde derin bir etkiye sahip olmaya devam etti.
Fransız sömürgeciliğinin kalıcı mirası Gabon siyaseti üzerinde hala etkisini sürdürmektedir ve sömürge sonrası yapı, son 40 yılda Gabon'daki iç siyaset ve genel siyasi manzara söz konusu olduğunda kırılgan olduğunu kanıtlamıştır. Özellikle, Fransa ile yakın bağları olan tek bir aile, sömürge sonrası dönemin etkisini daha da kalıcı hale getirerek devlet üzerinde sıkı bir hakimiyet kurmuştur. Bu durum, sömürge sonrası çerçevenin ülkedeki kalıcı varlığının altını çizmektedir.
Ayrıca Gabon şu anda ekonomik zorluklarla boğuşuyor ve bu da halkın uzun süredir devam eden otokratik yönetime karşı hoşnutsuzluğunu arttı.
Son iki yılda darbe girişimlerine sahne olan yedi Afrika ülkesinin hepsinin ortak özelliğinin eski Fransız sömürgeleri olduğunu belirtmek gerekiyor.
Bu durum birçok gözlemcinin Fransa'nın mı yoksa Fransız sömürgeciliğinin kalıcı mirasının mı bölgedeki istikrarsızlıktan sorumlu olduğunu sorgulamasına yol açtı. Fransız karşıtı duygular Sahel bölgesinde, özellikle de Fransız şirketlerinin maden kaynakları üzerinde önemli bir kontrole sahip olduğu bölgelerde güç kazanmıştır.
Sömürünün sonuçları
Gabon'daki son darbe, Afrika'daki darbelerin altında yatan ortak bir faktöre ışık tutuyor. Gabon da dahil olmak üzere Afrika ülkelerinde dış güçlerin hakimiyeti, bu ülkelerin iç siyasi yapılarını zayıflatmıştır. Ekonomik kaynaklar ve hatta siyasi normlar açısından olsun, sömürü tüm Afrika kıtasına zarar vermiştir. Sonuç olarak, bu ülkeler önümüzdeki yıllarda kendileri için istikrarlı siyasi çerçeveler oluşturmakta zorlanmaktadır.
COVID sonrası dönemde dünya siyasi çalkantılarla boğuşuyor ve bu çalkantılar artık pek çok ülkede kendini gösteriyor. Afrika'da darbelerin artması, küresel siyasi zorluklara yanıt olarak askeri yönetime doğru artan bir eğilimi yansıtmaktadır. Mali, Sudan ve Gine'de yaşanan son olaylar, halkın askeri hükümetleri tercih ettiği yönünde yükselen bir eğilimi göstermektedir.
Geçtiğimiz üç yıl içinde, Mali, Gine, Burkina Faso, Çad, Nijer, Tunus ve şimdi de Gabon gibi eski Fransız sömürgeleri olan bir dizi Afrika ülkesi darbelere tanık oldu.
Tarihsel olarak darbeler Afrika'da sömürgecilik sonrası ilk yıllarda yaygındı ve genellikle liderler tarafından yolsuzluk, kötü yönetim ve yoksulluk gibi sorunlar hükümetlerin devrilmesine gerekçe olarak gösterilirdi. Ne yazık ki, dünyanın en genç kıtasında artan nüfusun sınırlı kaynaklar için rekabeti yoğunlaştırmasıyla birlikte, birçok ülkede bu sorunlar daha da kötüleşiyor gibi görünmektedir.
Bu koşullar, birçok genç Afrikalının yolsuzluk yaptığı iddia edilen liderlere karşı hayal kırıklığına uğraması ve radikal değişim arayışına girmesi nedeniyle son zamanlarda darbelerin yeniden canlanmasına katkıda bulundu. Bu duygu, iki yıl önce Gine'deki darbenin ardından gösterilen tepkilere benzer şekilde Gabon'daki darbenin ardından yaşanan sevinç gösterilerinde de kendini göstermiştir.
Küresel ekonominin etkisi
Gabon, doğal kaynak zenginliğine ve kişi başına düşen 8.820 dolarlık GSYİH'sine (Sahra altı Afrika'nın en yüksekleri arasında) rağmen, hala yaygın bir yoksullukla boğuşmaktadır.
Ülkenin kaynaklarından sadece küçük bir elit kesim faydalanmış, bu da %37'ye kadar çıktığı bildirilen yüksek işsizlik oranlarına ve nüfusun %35'inin günde 2 ABD doları olan yoksulluk sınırının altında yaşamasına yol açmıştır.
Ali Bongo Ondimba'nın 2009 yılında iktidara gelmesi ekonomik reform vaatlerini de beraberinde getirdi. Ancak 2016 yılına gelindiğinde Gabon hala ekonomik durgunlukla boğuşuyordu. Sık sık yaşanan elektrik kesintileri, akan suya sınırlı erişim ve giderek büyüyen refah uçurumu Gabon halkının karşılaştığı zorlukları daha da artırdı. Bu sosyo-ekonomik eşitsizlikler ve artan hayal kırıklıkları, siyasi ayaklanma ve darbeler için verimli bir zemin yarattı.
Darbelerin artan popülaritesi
Afrika'da demokrasinin gerilemesi ve Gabon'daki son darbede görüldüğü üzere askeri rejimleri destekleyen kutuplaşmanın artması bu olgunun bariz bir örneğini teşkil etmektedir.
Son zamanlarda Afrika kıtasındaki darbeleri birbirine bağlayan ortak nokta, seçim sistemlerinin aşınması ve askeri yönetimin giderek daha fazla tercih edilmesi olmuştur. Gabon'da da halkın ordunun ulusun kurtarıcısı rolünden duyduğu memnuniyeti ve rahatlamayı ifade ettiği benzer bir gidişata tanık oluyoruz.
Demokrasiyi sergilemeye yönelik önceki girişimlere rağmen, askeri rejimlerin bu Afrika ülkelerindeki kalıcı etkisi, halkı giderek otoriter yönetimin destekçilerine dönüştürmüştür. Bu süreçte halk, bağlılığını askeri ya da otoriter yönetime doğru kaydırdı.
Dünya ne dedi?
Gabon'daki son darbe hem Afrika ülkelerinden hem de Batılı ülkelerden geniş çaplı eleştiriler aldı. Afrika Birliği 55 üye ülkeyi temsilen darbeyi şiddetle kınadı ve Gabon'un anayasal düzen yeniden tesis edilene kadar faaliyetlerine katılmasını askıya aldı. Orta Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) da darbeyi kınadı ve ülkenin sivil yönetime dönmesi için diyalog çağrısında bulunarak bu konuyu üye ülkelerle daha ayrıntılı olarak görüşmeyi planladı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, tartışmalı seçimler sırasında temel özgürlüklerin ihlal edildiğine dair haberlerden duyduğu endişeyi dile getirirken hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı da ordunun yönetime el koymasına şiddetle karşı çıkarak darbe liderlerini sivil yönetime sahip çıkmaya çağırdı ve Gabon halkıyla dayanışma içinde olduğunu ifade etti.
Gabon'daki ABD Büyükelçiliği Amerikan vatandaşlarına tedbirli olmalarını ve tahliye planları yapmalarını tavsiye etti. Avrupa Birliği ve aralarında İngiltere, Almanya ve İspanya'nın da bulunduğu birçok Avrupa ülkesi darbeyi reddederken seçim sürecine ilişkin endişelerini de paylaştı.Ancak bu ülkelerin neredeyse hiçbirinin Gabon'daki personelini tahliye etmek için acil bir planı yoktu.
Sonuç
Özetlemek gerekirse, Gabon'daki son darbe Afrika'nın siyasi ortamına ve sömürge geçmişine ilişkin çok sayıda sorgulamayı beraberinde getirdi.
Gabon'daki son darbe, Afrika'da uzun süredir devam eden ve yerel siyasi yapıları zayıflatan sömürüyü keskin bir şekilde hatırlatmaktadır.
Buna ek olarak, sömürge sonrası hakimiyetin kalıcı mirası darbe girişimlerine elverişli bir ortam yaratmıştır. Sömürü düzenini devam ettirme çabaları büyük ölçüde başarısız olmuş, askeri yönetimin yükselişi ve bir belirsizlik dönemiyle sonuçlanmıştır.