Motosiklet ulaşım aracı olmaktan çıktı şov aracına dönüştü

Pervasızlık, kuralsızlık motosikleti bir ulaşım aracı olarak kullananların ortak derdidir. Aklı başında her sürücü trafikteki motosiklet magandalarından illallah eder.

Daha birkaç hafta önce kuralsız motosiklet sürücülerinin giderek nasıl tehlikeli bir hal aldığını şahsi Twitter hesabımda yayınladığım bir video ile paylaşmıştım.

Henüz birkaç hafta geçmişti ki İstanbul Arnavutköy’de yaşanan motosiklet kazası gündeme düştü.

Murat Vermez (kuzenim) yönetimindeki motosiklete, süratli bir şekilde arkadan yanaşan “şımarık” bir maganda sağına girerek çarpıyor.

Kazada Murat Vermez ve arkasında bulunan Nazlıcan Yolcu hayatını kaybetti. İkisine de olay yerinde ilk müdahale yapılmasına rağmen kurtarılamadılar.

Murat henüz 23’ünde, Nazlıcan ise henüz 20’sindeydi.

Hayatlarının baharında 2 genç daha, Berkant Keskin adındaki bir magandanın kurbanı oldular.

Her gün önümüze düşen onlarca motor kazası var artık. Bu da onlardan bir tanesi olarak kayıtlara geçti. Eğer izlediğiniz bu video olamasaydı, kayıtlara sadece bir kaza olarak geçecekti. Şimdi ise “cinayete teşebbüs” olarak geçti.

Bu izlediğiniz videonun ele geçirilme hikayesi de ilginç. Kazadan sonra motorize ekiptekiler videoları, kayıtları silmek için birbirlerine baskı yapıyorlar. Murat Vermezin arkasında bu çekimi yapan ve kazada hayatını kaybeden Nazlıcan Yolcu’nun elindeki bu telefon yine gruptan bir başkasına ait.

Grubun üyesi daha sonra vicdan yaparak videoyu aileler ile paylaşıyor. Bu video paylaşılmadan önce dosya trafik kazası olarak kapanacak ve maganda hakkında bir soruşturma açılamayacak, bugün bir başka ailenin daha canını alma potansiyeliyle magandalığına devam ediyor olacaktı.

Maganda Berkant Keskin şu anda tutuklu.

Şımarık magandanın karakolda ifade vermeyi beklerken, hayatını kaybeden Murat Vermez’in akrabalarına karşı kurduğu cümleler ise insanı çileden çıkaracak cinsten.

“Ben biraz şımarığım, yine şımarmak istedim, şaka yaptım.”

Şu cümleyi duyan her acılı anne, baba, aile ne yapsa, nasıl karşılık verse yeridir herhalde.

Şimdi gelelim bu tür olayların sebeplerine.

Anlatalım… Ki başka annelerin, babaların yürekleri yanmasın.

Kim bilir belki de kanun koyucular “siyasi atışmalardan” fırsat bulup, toplumun feryadına kulak vermeleri gerektiğini, yükümlülüklerini hatırlayabilirler.

Motosiklet ulaşım değil şov aracına döndü

Son dönemlerde sosyal medyada motosikletin bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp şov aracına döndüğü çok açık.

Instagram paylaşımlarında tek tekere kalkan mı dersiniz, patinaj yapıp dumanlar çıkaranlar mı dersiniz, motor üzerine uzanıp hız rekoru denemeleri yapanlar mı dersiniz…

Basit bir Instagram gezintisinde bunların hepsine rastlamak mümkün.

Sürücü kursları yetersiz

Ülkedeki sürücü kurslarının hali içler acısı. Doğru düzgün hizmet vermeye çalışan sürücü kursları da aynı durumdan muzdarip.

13 saatlik dersi vermiş gibi gösterip iki, üç saatlik ders ile sınavdan geçebilecek kadar eğitim veren kurslarla dolu etraf.

Sınavdan geçecek kadar öğrendiysen tamam.

Denetimler mi?

Son dönemde hangi bir şeyin denetimi tam ki bunun denetimi yeterli olsun?

B sınıfı ehliyet ile motosiklet kullanma saçmalığı

Buna tam bir saçmalık yakıştırması yapmak yersiz olmaz.

B sınıfı ehliyeti olanlar 50cc’ye kadar olan motosikletleri kullanabiliyor.

125 cc altındaki motosikletlerin de ek eğitimle, B sınıfı ehliyet sahipleri tarafından kullanılabilmesi için bir çalışma başlatılmıştı. Fakat şu ana kadar yürürlüğe girmedi.

Peki girmesi ne demek? Tek kelimeyle daha fazla ölüme davetiye demek.

Çünkü B sınıfı ehliyet ile bir kamyonu nasıl ki kullanamıyorsanız, bir motosikleti de kullanmamalısınız.

Senin B sınıfı ehliyetin var, hadi al bakalım şu küçük motorlu uçağı bir uçur diyebiliyor muyuz?

Motora nasıl izin verebiliyoruz? Ne farkı var?

Kaportanın bedeniniz olduğu bir araçtan bahsediyoruz.

TÜİK verilerine göre ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının %22,2’si motosikletle meydana geliyor.

İstatistik ortadayken, böylesi önemli bir aracın kullanımına dair bırak standartlar getirmeyi, kolaylaştırmanın ne manası var?

Ekipman fiyatlarındaki vergi yükü

Motora kasksız binmenin cezası 2023 yıllı itibarıyla 437 TL. Orta ölçekli bir kaskın fiyatı 15 Bin TL. Sürücüler başlarına alabilecekleri bir darbenin, canlarının hesabı yerine kaç defa yakalanır ve ceza yersem bir kask parası ödemiş olurum hesabı yapıyor.

Hal böyle olunca da en temel malzeme olan kask olmadan trafikte seyreden binlerce sürücü görmek mümkün.

Koruyucu ekipman, mont, pantolon, bot gibi diğerlerine değinemiyorum bile.

Ekipman fiyatlarının uygun olması gerekirken, ek gümrük vergileri ile daha da yükseklere çekildi.

Reflektör özellikli basit bir yeleğin fiyatı bugün 1.000 TL gibi rakamlardan başlıyor.

Ne yapılabilir?

Haziran 2023 itibarıyla trafiğe kaydı yapılan taşıtların dağılımına baktığımızda büyük payın %46,1 ile motosikletlere ait olduğunu görüyoruz.

Bu yönelim beraberinde kaza oranlarını artırması da kaçınılmaz.

Yapılması gereken şey öncelikle trafik kurallarının motosikletliler için de revize edilmesi. İstatistikler ve kaza oranları gösteriyor ki Sadece 4 tekerlekli araçların olduğu bir Türkiye yok artık.

Otomobil kazalarındaki düşüş ile övünürken, motosiklet kazalarındaki artış işe gömülüyoruz.

Her işin başı eğitim. Bir an önce, okullarda, ilkokul seviyesinde eğitimler verilmeli. Trafik kurallarının bir ortak yaşam kuralları olduğu bilincini kazandıracak eğitimler müfredata eklenmeli. Ve bu eğitimler yeterliliği olan uzmanlar tarafından verilmeli.

Sadece nasıl sollama yapılacağını aşılasak, en sol şeridin hızlanma şeridi olduğunu, bir aracın sağından sollama yapılamayacağını öğretebilsek, inanın büyük kazanım.

Sürücü kurslarında motosiklet eğitimlerinin süresi çok iyi denetlenmeli.

- Hocam ben zaten biliyorum.

- Tamam o zaman sen derse gelme.

muhabbetinin ağır yaptırımları olmalı.

B sınıfı ile 50 cc motor kullanabilme uygulaması acilen rafa kaldırılmalı. Bu kadar anlamsız bir uygulamanın sonucu inanın ölüm! İstatistiklerde açıkça görülüyor.

Bireysel motor satışlarında, ruhsat sahibine ehliyet şartı getirmek başka bir çözüm olabilir. Çok katı bir şart değil mi diye soruyor olabilirsiniz. Hayır değil. Kaportanın bedeninizin olduğu bir sürat aracından bahsediyoruz.

Sosyal medyada, kuralsızlığa özendirici paylaşım yapan motosiklet sürücüleri için denetimler ve ağır yaptırımlar getirilmeli. Bilinçli şekilde tehlikeli motor kullanımı, tek teker gibi hareketlerde bulunanlar için süresiz trafikten men uygulaması ve hapis cezası getirilmeli.

Ekipmansız trafiğe çıkan sürücüye ceza ile birlikte trafikten süreli men uygulaması getirilebilir, motoru bağlanabilir. Bu yapılmadığı taktirde, ceza kesildikten 1 saat sonra o sürücünün canından olmayacağının hiçbir garantisi yok. Ekipmansız trafiğe çıkan sürücü ya kendi canını ya karşısındakinin canını düşünmüyordur.

Sonuç olarak…

Motosiklet tehlikeli bir ulaşım aracı. Bu araç 4 teker üzerinde giden bir otomobil değil. Son dönemlerde düşük cc motosikletlerin de kasa yapılarının gösterişli tasarımlara bürünmesi gençleri cezbediyor. Fakat hevesler hayatlarla ödeniyor.

Kanun koyucuların başlarını kaldırıp, giderek büyüyen bu soruna karşı kuralları net olarak belirlemesi şart. Bu kuralları belirlerken sektörün önde gelen eğitimcilerine kulak vermeleri şart.

Son olarak anne babalara söylemekte yarar var. 

Motosiklet, çocuğunuza çok istedi aldık diyebileceğiniz bir araç değil. Motosiklet bir ulaşım aracı. Otomobilden daha keskin kullanım çizgileri olan bir ulaşım aracı. 

Eğer siz basite indirgerseniz, zorlaştırmazsanız, "katil" yaftasını yiyecek o maganda ya da bir magandanın canını aldığı gencecik fidan sizin evladınız olabilir. 

Yazının başında bahsettiğim, kuzenim Murat Vermez ile Nazlıcan Yolcu'nun hayatını kaybettiği kazada olduğu gibi...