
Soğuk Savaş ve sonrasında devam eden Batı Bloğu bugün en az ikiye bölünmüş durumda. ABD Güvenlik Strateji Belgesi'ne atıfla, yeni belgenin bir evrim değil kopuş olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Son Güncelleme: 15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:46 | GDH Haber
Batı Bloğu bugün artık en az ikiye bölünmüş durumda.
Soğuk Savaş ve sonrasında devam eden Batı Bloğu bugün artık en az ikiye bölünmüş durumda. ABD ile Avrupa arasındaki ayrışma çok net görülüyor ve telaffuz ediliyor. Bu bildiğimiz dünyanın sonu anlamına geliyor. Bu ayrışmanın Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı başladığında dönemin sosyal demokrat Almanya Şansölyesi Scholz “Dünya, jeopolitik deprem yaşıyor. Yeni bir milat ile karşı karşıyayız.” demişti. ABD’de Trump’ın başkan olmasından sonra bu milat başka bir boyut kazanarak derinleşti.
Bugünün hristiyan demokrat Almanya Şansölyesi ( Başbakanı) Merz, hükümetin küçük ortağı ve CDU'nun kardeş partisi konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisi'nin (CSU) Münih kentinde düzenlediği genel kurulda şunları söyledi:
"Bu, bir konjonktürün normal iniş çıkışları değil. Bu, iyi ilişkilerin normal iniş çıkışları da değil. Bilakis dünyadaki siyasi ve ekonomik güç merkezlerinde adeta tektonik bir kaymadır. Almanlar ve Avrupalılar olarak biz bu sürecin ortasındayız."
"(ABD Başkanı Donald) Trump bir gecede gelmedi ve ABD'nin bu politikası bir gecede ortadan kaybolmayacak. Halefi ile daha da zor olabilir. Burada transatlantik ilişkilerde temel bir değişime hazırlıklı olalım."
"Bu (ABD Barışı) bildiğimiz şekliyle artık yok. Burada nostaljinin de bir faydası yok. Bu nostaljiye kapılmak istemeyen son kişilerden biri olurdum. Ancak bunun yararı yok. Durum böyle. Amerikalılar artık kendi çıkarlarını çok sert bir şekilde savunuyor."
Almanya Başbakanı Merz bu ABD- Avrupa ayrışmasını arızı ve Trump’a has görmüyor, siyasi ve ekonomik merkezlerdeki tektonik bir kayma olarak değerlendiriyor. Avrupa’nın artık sona eren ABD barışı hayallerini bir yana bırakarak gerçekle yüzleşmesini istiyor.
Almanya’nın sosyal demokrat ve hristiyan demokrat iki başbakanının bu analizde birleşmesinin önemini ve Türkiye’de CHP genel başkanının bundan tamamen habersiz dış politika analizlerini kaydedelim. Bu durumun Almanya, Avrupa ve dünyayı bu kadar etkilerken bölgemizi ve Türkiye’yi etkilememesi düşünülemez. Bu ayrışma o kadar dikkat çekici ki, Financial Times’da Gideon Rachman bu gelişmeyi “Trump’ın Amerikası ve Avrupa ile Medeniyetler Çatışması” başlığıyla yorumladı.
Finacial Times’ın Editör Kurulu’nun değerlendirmesi de çok net: “Beyaz Saray'ın Batı ittifakıyla Bağlarını Koparması…” Şöyle diyor Financial Times:
“ABD ulusal güvenlik stratejileri genellikle evrimsel belgelerdir. Trump yönetiminin 2025 versiyonu ise radikal bir kopuşa işaret ediyor. Bir politika belgesinden ziyade, niyet beyanı niteliğinde bir metin olabilir. Ancak Çin ve Rusya'nın hoşuna gidebilecek bir metin; Avrupa içinse sert bir uyarı niteliğinde. Başkan Yardımcısı JD Vance'in Şubat ayında Münih'te ilk kez ortaya koyduğu ideolojik, muhalif vizyonun, bir şekilde yerel bir kitleye yönelik doğaçlama bir müdahale olduğu yanılsamasını ortadan kaldırıyor. Bu vizyon artık Amerikan doktrini olarak çerçeveleniyor.
“Belge, ABD'nin seksen yıldır politikasının temelini oluşturan ortak değerlerden uzaklaştığının sinyalini veriyor. Amerika'nın demokrasi ve insan haklarını savunma, küreselleşme ve serbest ticarete olan eski bağlılığını -ki çoğu kişi bunları ABD'nin zenginliğinin ve gücünün kaynağı olarak görüyordu- onu zayıflatan engeller olarak tasvir ediyor. Temelde ABD liderliğindeki ‘kurallara dayalı’ bir düzeni destekleyen ittifaklara bağlılık ise, ‘ulusumuzun karakterini baltaladığı’ şeklinde görülüyor.
“Yeni strateji, büyük güçlerin çıkar alanlarına bölünmüş bir dünya öngörüyor ve ABD'nin batı yarımkürede hakim olması öngörülüyor. Bu, Vladimir Putin Rusyası tarafından neredeyse yirmi yıldır savunulan bir dünya görüşü. Strateji, ABD'nin başkalarının küresel veya bazı durumlarda bölgesel hakimiyetini engellemesi gerektiğini söylerken, bu tür çabalara ‘kan ve servet’ harcanmasını reddediyor.”
Görüldüğü üzere ABD güvenlik strateji belgesine atıfla, yeni belgenin bir evrim değil kopuş olduğu, arızi değil kalıcı bir ABD doktrini olarak yorumlanıyor.
Editörler Kurulu ABD ile Avrupa’daki kopuşun değerler ve kurumlar ortak paydasını tahrip edecek bir çatışmaya dönüşmesinden ve Avrupa’nın egemenliğine müdahaleye dönüşmesinden endişe ediyorlar…
“Atlantik'in iki yakasındaki liderler için en endişe verici konu, stratejinin değerlere ve kurumlara hâlâ bağlı bir Avrupa'yı bir müttefik olarak değil, bir rakip, hatta bir tehdit olarak göstermesi. AB, siyasi özgürlük ve egemenliği baltalamakla suçlanıyor. ABD yetkilileri, iklim geçişi ve teknoloji düzenlemeleri gibi ABD çıkarlarına ‘ters’ politikaları teşvik eden bir AB ile birçok ortak üyesi olan ve Amerika'nın hâlâ kendisini savunmasını bekleyen bir NATO ittifakı arasındaki sözde çelişkiden yakınıyor.
“Ulusal egemenliğin erdemlerini överken, Avrupa'daki popülist milliyetçi partileri destekleyerek diğer ulusların egemenlik işlerine doğrudan müdahaleyi savunan bir belgede bir parça absürtlük var. Ancak bu strateji, Avrupa'daki birçok kişinin korktuğu ama kabul etmekten kaçındığı bir kopuşa doğru yol alıyor.”
Evet dünyada ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesine atıfla bu kadar ciddi ve endişe verici değerlendirmeler yapılırken bizde muhalefet durumun ne ölçüde farkında? Farkında olsalar Ekrem İmamoğlu’na ABD’ye “bizi yolsuzluk yargılamalarından kurtarın biz de her dediğinizi yapalım” anlamına gelebilecek sakil metinler yazdırırlar mı?
Devamını Oku
14 Aralık 2025 Pazar - 10:46
Devamını Oku
13 Aralık 2025 Cumartesi - 08:55
Devamını Oku
12 Aralık 2025 Cuma - 09:19