Muharebe sahasında insansız sistemlerin önlenemeyen yükselişi

KAAN Milli Muharip Uçağı konusunda koyulmuş hedeflerden ve insansız sitemlerde yakalanmış olan başarıların devam ettirilmesi hedefinden bir milim bile taviz verilmemelidir.

1. resim

Geçtiğimiz günlerde İngiliz Ekonomist Timothy Ash 50 yıl önce dizayn edilmiş F16 almak yerine insansız jet motorlu sistemlere yatırım yapıp yapmamanın doğruluğunu sorgulayan bir sosyal medya mesajı paylaştı.

Buna benzer bir paylaşımı ABD’li iş insanı Elon Musk da F35 uçakları üzerinden yapmıştı.

Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ise bu açıklamalardan çok daha önce dünyadaki 11 bin civarındaki insanlı jet uçağın gelecek 30 sene içerisinde çok azının hala kullanılıyor olacağını ve insansız sistemlere doğru bir geçişin olacağını vurgulayan açıklamalar yapmıştı.

Anlaşılan insansız sistemlerin maliyet etkinliği üzerine önümüzdeki günlerde daha çok sayıda tartışma yapmaya devam edeceğiz.

Biz bu konuya Türkiye perspektifinden baktığımızda da tablonun oldukça karmaşık olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye’nin alternatifleri

MSB Yaşar Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada 'Amerikalıların F-35 konusunda, bizim KAAN'ı yapabileceğimizi ve uçtuğunu görünce, biraz düşünceleri de değişti. Onlar şimdi kendileri de F-35'i verebileceklerini ifade ediyorlar. Bu konuda da henüz bir gelişme olmadı. Biz hem üretim payımızın tekrar bize verilmesinde ısrar ediyoruz hem de F-35'i almak için isteğimizi bildirdik' demişti.

Bakan Güler aynı konuşmasında 'F-16 Blok 70 tedariki kapsamında başlangıç ödemesi yapılmıştır. 1,4 milyar dolar yatırdık. Bununla 40 tane F-16 Blok 70 Viper uçağı alacağız. 79 tane de modernize edecektik, ondan vazgeçtik' konusunun da altını çizmişti.

Bunlara ilaveten İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir Eurofighter Typhoon uçağının geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelmesi ve yetkililerin bu uçak üzerinde yaptığı incelemeler ve mezkûr uçağın tedarikine dair uzunca bir süreden bu yana yapılan teknik düzeydeki görüşmeler bir diğer alternatifin daha olduğunu gösteriyor.

O zaman Türkiye’nin dış tedarik boyutunda F16 ve Eurofighter alternatifleri ve projeye geri dönüşe yeşil ışık yakılırsa F35 alternatifi var.

Bu şartlarda üçünü birden tedarik etmek ne kadar anlamlı?

Bu üç projeye ayrılacak bütçeler ile KAAN ve insansız sistemlere ağırlık verilse daha maliyet etkin çözümler üretilmiş olmaz mı?

Hiç lafı uzatmadan hükmümüzü ortaya koyalım: Hangi şartlarda olursa olsun hangi projeye geri dönüş için yeşil ışık yakılırsa yakılsın, KAAN Milli Muharip Uçağı konusunda koyulmuş hedeflerden ve insansız sitemlerde yakalanmış olan başarıların devam ettirilmesi hedefinden bir milim bile taviz verilmemelidir.

O zaman gelelim Timothy Ash’in sualine

Gerçekten 50 sene önce dizayn edilmiş F16 projesine hala devasa bütçeler ayırmak ne kadar mantıklı?

Block 70 olarak tedarik edilecek bu uçakların envanterimizdeki Block 50+ F16’lardan en belirgin farklı yönleri; AESA Radar, gelişmiş dost düşman tanıma sistemleri, gelişmiş görev bilgisayarı ve aviyonikler ile elektronik harp paketi gibi hususlar.

Peki bu özelliklerin Kızılelma ve ANKA 3 gibi insansız jet motorlu uçaklarda olması mümkün değil mi?

Pekâlâ mümkün.

O zaman kısıtlı olan bütçemizi KAAN milli muharip uçak ile bu insansız jet motorlu uçaklara tahsis ederek, hem sayıca daha fazla insansız sitem üretilse hem de nitelik olarak daha yüksek bir performansa sahip KAAN envantere alınsa daha maliyet etkin bir hava gücü oluşturulmaz mı?

İşte tam burada tehdit algısı ve tehdit değerlendirmesi ortaya çıkıyor.

Bu sistemler envantere girinceye kadar geçecek sürede ülkenin güvenliğinden sorumlu karar mekanizmalarının elindeki tehdit algısına dair veri ve karar nedir?

Biz bunu bilecek konumda değiliz lakin gelişmiş hava savunma sistemleri ile bu tehdit bertaraf edilebiliyorsa, eldeki kaynakların KAAN milli muharip uçak sistemine ve insansız sitemlere ayrılması hem Türkiye’yi hava gücü alanında daha etkin kılacak hem de maliyet etkin bir karar verilmiş olacaktır.

Tartışma