National Security Journal: Dünya üçüncü bir dünya savaşına mı ilerliyor?

Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore ittifakı küresel düzenin yeniden şekilleneceği bir döneme mi işaret ediyor? Dünya üçüncü bir dünya savaşına doğru mu ilerliyor?

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından National Security Journal'da, Kuzey Kore'nin Rusya'ya asker göndermesi ve Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore'den oluşan ittifakın genişleme adımlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

On bine yakın Kuze Kore askerinin Rusya'nın Ukrayna işgaline destek vermek için Rusya'ya konuşlandılmasının yeni bir gerçekliği de beraberinde başlattığı belirtilen analizde, bu hamlenin de etkin olmaması durumunda Putin'in çaresizliğini arttıkcağı ve hedeflerine ulaşmak için nükleer silah kullanmayı düşünme olasılığını artıracaüı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca, Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore'den oluşan ittifakın genişleme adımlarının ardından ABD seçimlerini kazanan yeni yönetimin, üçüncü bir dünya savaşı gerçeğine karşı harekete geçmesi gerektiği belirtildi.

İşte National Security Journal'da yayınlanan analiz:

Son raporlar 10 bine kadar seçkin Kuzey Kore askerinin Rusya'da hızlı bir eğitimden geçtiğini ve birkaç hafta önce Kursk Oblastına karşı saldırı düzenleyen Ukrayna birliklerini geri püskürtme çabalarında Rus birliklerine katılmak üzere yola çıktıklarını gösteriyor.

Bu takviye, savaş alanında dramatik bir değişikliğe neden olmak için çok küçük ancak Washington, Tayvan, Tel Aviv ve diğer Batı odaklı başkentlerde alarm zillerini çaldırması gereken bir gelişme.

Dünya neden endişelenmeli?

Birincisi, Ukrayna'daki savaşın başladığı Şubat 2022'den bu yana Kızıl Ordu'nun verdiği çok sayıda zayiatın yerine Rusya içinden asker bulma konusunda giderek artan zorluklarla karşılaşan Putin'in ne kadar çaresiz olduğunun bir göstergesi.

Putin'in çaresizliği arttıkça, hedeflerine ulaşmak için nükleer silah kullanmayı düşünme olasılığı da artacaktır.

İkinci olarak, bu konuşlanma Kuzey Kore Halk Ordusu'nun (KPA) Rusya-Ukrayna savaşına ve belki de diğer savaşlara çok daha büyük bir katılımına yönelik bir pilot görevi görebilir.

Tahmini 1.3 milyon askeriyle KPA sayısal olarak dünyanın en büyük askeri güçlerinden biridir. Yüz binlerce KPA askerinin önce Ukrayna'da daha sonra da diğer bölgelerde savaşa gönderildiği bir senaryo küçümsenmemelidir.

Üçüncü olarak, Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ittifak tek taraflı değildir.

İki ülke arasında son dönemde yapılan anlaşmaların detayları gizli tutulsa da, Rusya'nın Kuzey Kore'den aldığı yardım karşılığında Kore yarımadasında bir savaş çıkması halinde Kuzey Kore'nin yanında yer alacağını taahhüt etmiş olması oldukça muhtemeldir.

Pyongyang'ın iki Kore'yi birbirine bağlayan kara ve demir yollarını bombalaması, balistik füze ve uzay aracı denemeleri yapması ve liderlerinin daha sert söylemler kullanması gibi son dönemdeki eylemleri bölgedeki gerilimi, askeri bir çatışmanın son yirmi yıldaki herhangi bir noktadan daha olası olduğu bir noktaya yükseltti.

Rusya'nın desteğini almak Kuzey Kore'deki öngörülemez diktatörü risk almaya ve Güney'e saldırmaya teşvik edebilir ki bu da Üçüncü Dünya Savaşı riskini büyük ölçüde arttıracak bir harekettir.

Dördüncüsü, Rusya'nın Kuzey Kore ile ittifakı, Putin'in ABD ve müttefiklerine karşı bir şer ekseni inşa ederken oynadığı çok daha büyük ve cüretkar bir oyunun sadece bir parçası gibi görünüyor.

Putin ve Xi Jinping'in yakın zamanda karşılıklı olarak birbirlerinin ülkelerini ziyaret etmeleri, Putin'e büyük miktarlarda ölümcül insansız hava aracı ve füze tedarik eden İran ile Rusya arasında gelişen aşk ilişkisi, Rusya'nın Kremlin yanlısı bir partinin galip ilan edildiği Gürcistan'daki son seçimlere müdahale ettiği iddiası, Kazan'da otuz altı ülkenin liderlerinin Rusya ile gelecekteki işbirliğini görüşmek üzere bir araya geldiği Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika İttifakı (BRICS) toplantısı ve daha fazlası, Rusya ve Çin arasındaki sıkılaşan ilişkiler bağlamına yerleştirilmelidir.

Dünyanın gözü önünde feshedilmiş Varşova Paktı'nın yeni bir versiyonu ortaya çıkıyor.

Rusya ve Çin'in iki büyük itici güç olarak yer aldığı, Kuzey Kore ve İran gibi bölgesel güçlerin de katıldığı bu oluşum, yeni bir gerçekliği ortaya çıkarıyor.

Belarus, Gürcistan, Ermenistan gibi diğer küçük devletlerin de katılmasıyla bu yeni ittifak, ABD ve onun Avrupa, Orta Doğu, Uzak Doğu Asya ve diğer yerlerdeki Batılı müttefikleri için açık ve mevcut bir tehlike oluşturan müthiş bir güç haline gelmeye aday.

ABD seçimlerinin ardından, 20 Ocak 2025'te Oval Ofis'e kim girerse girsin bu tehdidi ciddiye almalı ve üçüncü bir dünya savaşı gerçeğine karşı harekete geçmelidir.

Tartışma