National Security Journal: Uzun menzilli füzelerin Rusya’yı vurması savaşın geleceğini nasıl etkileyebilir?

ATACMS hamlesi, hem Putin'e hem de Trump'a ABD'nin henüz vazgeçmediği sinyalini verdi! Peki uzun menzilli füzelerin Rusya’yı vurması savaşın geleceğini nasıl etkileyebilir?

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından National Security Journal'da, ABD'nin Ukrayna'ya Rusya'daki hedefleri vurmak üzere onay vermesinin savaşın geleceğine olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna'ya Rusya'daki hedefleri vurmak üzere izin vermesinin, Putin'in nükleer doktrinini değiştirmesi ile karşılık bulduğuna dikkat çekilen analizde, bu füzelerin oyunun kurallarını değiştirmesinin pek olası olmadığı ancak özellikle üç nedenden dolayı kritik olduğu tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünden önce yaşanan bu gelişmelerin, ABD'nin bundan sonraki Ukrayna stratejine olası etkilerine dair öngörülere yer verildi.

İşte National Security Journal'da yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Joe Biden'ın Ukrayna'ya Rusya'daki hedefleri vurmak üzere bir Amerikan uzun menzilli silahı olan Ordu Taktik Füze Sistemi ya da ATACMS'ı kullanma yetkisi verme kararı, savaşın yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor.

Washington Post'un ifadesiyle, Moskova'nın yaz aylarından bu yana Ukrayna güçleri tarafından işgal edilen Kursk bölgesine, yaklaşık 10 bin Kuzey Kore askerini konuşlandırmasına karşılık olarak alınan bu karar, Putin'in nükleer doktrinini değiştirmesi ile karşılık buldu.

ATACMS neden önemli? Putin'in endişelenmesini gerektiren üç neden ne?

Füze sisteminin oyunun kurallarını değiştirmesi ya da sihirli bir değnek olması pek olası değil ama birkaç nedenden ötürü önemli.

Birincisi, ATACMS Ukrayna'nın Rusya'nın Kuzey Korelileri de içeren 50,000 kişilik bir orduyla Kursk'u geri alma girişimlerine daha etkili bir şekilde direnmesini sağlayacaktır.

Kursk saldırısı çeşitli şekillerde yorumlandı. Bazı analistler bunun askeri açıdan anlamsız olduğunu savunurken, bazıları ise bu hamlenin Rus birliklerini diğer cephelerden uzaklaştırdığını ve bu nedenle Ukrayna için faydalı olduğunu savundu.

Ancak Ukrayna'nın Rus topraklarını işgal ve istilasının en önemli yönü psikolojik.

Generallerine 1 Ekim'e kadar bölgeyi geri alma emri veren Putin'in zayıf görünmesine neden oluyor ve işgalin devam etmesi Ruslara, kitlelerden çok elitlere, Rusya'nın yenilmez olmadığı sinyalini veriyor.

Ayrıca Rusya'nın cephe hattının dondurulmasını kabul etmesini ve böylece Rusya'nın işgal ettiği toprakların en azından bir kısmın yeniden Ukraynalılara bırakması için Ukrayna'nın gelecekteki müzakerelerde elini güçlendiriyor.

Kiev artık Kursk karşılığında, her ne olursa olsun, daha elverişli şartlarda ısrar edebilir.

Rusya her ay 40.000 askerini feda etmeye hazır olduğuna göre, 50.000 kişilik ordunun beş hafta içinde imha edilmesi ve bunu Ukraynalıların mermisi bitene kadar devam etmesi mümkün.

Ancak bu yarın olmayacak ve bu arada, bazı Ruslar bile Rus “ceset dağları” karşısında dehşete kapılıp bu savaşın sona ermesi gerektiğine karar verebilir.

İkinci olarak, Biden'ın Ukrayna'nın ATACMS ile Rus mevzilerini hedef almasına izin verme kararı, Rusya'nın savaş yürütme kabiliyeti üzerinde belirleyici olmasa da önemli bir etkiye sahip olabilir.

Putin'in savaş uçaklarının ve diğer varlıklarının çoğunu ATACMS menzilinin dışına çektiği doğru.

Ancak menzil içinde havaalanları, rafineriler, elektrik santralleri ve benzerleri gibi çok sayıda hedef var.

Özellikle Rus ordu üsleri ATACMS menzili içinde ve buraları ölümcül silahlarla vurmak sadece Rus ordusunu yıpratmakla kalmayacak, aynı zamanda pek çok gözlemciye göre zaten çökmüş olan Rus moralinin daha da düşmesine katkıda bulunacaktır.

Putin şu anda zor durumda.

Misilleme yapacak personel ve teçhizattan yoksun ve bu nedenle yardım için Kuzey Kore'ye başvurdu. Uçakları halihazırda Ukrayna'nın altyapısını ve sivilleri yok ediyor ama Ukrayna ordusunun hareket kabiliyetini durdurmayıyor.

Putin, 24 Şubat 2022'deki işgalden bu yana hemen hemen her şeyi kullandı. Ancak yine de pusulasız olan Batı'ya karşı neredeyse hiçbir sonuç almadı.

Üçüncüsü, ATACMS hem Putin'e hem de Trump'a ABD'nin henüz çekilmediği sinyalini veriyor.

Diğer yandan Biden'ın bu hamlesi seçilmiş Başkan olan Trump'u zor durumda bırakıyor. Elbette göreve başlar başlamaz izni geri çekebilir ama bu onu Putin'in elinde oyuncak gibi gösterir. Ayrıca savaşı sona erdirecek bir anlaşma arayışında da elini büyük ölçüde zayıflatacaktır.

Sonuçta, dahi olmayanlar bile bir müzakereye rakibin şartlarını önceden kabul ederek girilmeyeceğini bilir.

Şimdi Ukrayna'yı yeniden egemen hale getirerek Amerika'yı “yeniden büyük yapmak” Trump'a düşüyor.

Tartışma