New York Post: ABD, yükselen anti-Amerikan eksene karşı nasıl hareket edecek?

Afganistan'da Taliban'ı, Avrupa'da Rusya'yı ve Orta Doğu'da İran'ın vekillerini caydırmakta başarısız olan ABD, Uzak Doğu'da ne yapacak? ABD, küresel bir savaşa öncülük mü edecek yoksa anti-Amerikan eksenin üstünlüğünü kabul mü edecek?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından New York Post'da, ABD'nin çok sayıda cephede izlediği dış politika adımlarının ve dünyada yükselen anti-Amerikan eksenin attığı adımların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD'nin Afganistan'da Taliban'a karşı, Avrupa'da Rusya'ya karşı ve Orta Doğu'da İran'ın vekillerine karşı caydırıcılıkta başarısız olduğu belirtilen analizde, ABD'nin şimdi de Uzak Doğu'da Çin ile Tayvan üzerinden bir sınavla karşı karşıya kalacağı belirtildi.

Analizde ayrıca; gelinen noktada ABD'nin, küresel bir savaşa öncülük etmek ile Anti-Amerikan eksenin üstünlüğü aşağılayıcı bir şekilde kabul etmek arasında keskin bir seçimle karşı karşıya kalacağı belirtildi.

İşte New York Post'da yayınlanan analiz:

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lider Kim Jong-un, geçtiğimiz hafta Pyongyang'da adeta gövde gösterisi yaptı.

Kim Jong-un, Putin'i büyük bayraklar, kırmızı halılar, elinde bayraklı çocuklar ile karşıladı ve 1930'ların klasik bir resepsiyonunu 2024 yılına taşıdı.

İkili ayrıca, her iki ülkeye karşı "saldırganlık" durumunda, karşılıklı olarak yardımlaşma taahhüdünde bulunan bir anlaşma imzaladı.

ABD istihbaratına göre Putin, Kim Jong-un Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığını sürdürmesi için kendisine gönderdiği düzinelerce balistik füze ve 11 bin konteyner mühimmat karşılığında askeri-teknik işbirliğinin geliştirilmeyi taahhüt etti.

Putin, görüşme sırasında Stalin'e yakışır bir alaycılıkla, ABD'nin "hegemonik ve emperyalist politikasına" karşı Kuzey Kore'ye "tutarlı ve tereddütsüz destek" vereceğini de belirtti.

Kim Jong-un bu görüşme ile birlikte, Putin'in ve Xi Jinping'in "sınır tanımayan” ortaklığının ve ortaya çıkan yen eksenin yeni üyesi oldu.

Çin, İsrail ve Filistin arasında başlayan savaşta, Birleşmiş Milletler'de ve TikTok gibi sosyal medya propagandalarına derhal Filistin'in yanında yer aldı.

Çin ayrıca, İran'ın ihraç ettiği petrolün de bir numaralı alıcısı durumunda.

Bu arada Ruslar da İranlılardan insansız hava araçları ve Çin'den büyük miktarlarda askeri amaçlı kullanmak üzere çift kullanımlı donanım satın alıyor. Ayrıca İngiliz istihbaratı da Çin'in Rusya'ya silah gönderdiğine inanıyor.

Ve gelinen noktada; George W. Bush'un 11 Eylül'den sonra sözünü ettiği "Şer Ekseni" şekillenmiş oldu.

Tarih ne söylüyor?

Almanya Eylül 1939'da Polonya, Fransa ve İngiltere ile savaşa girdiğinde Mussolini, Hitler ile güçlerini birleştirmeden önce kimin üstünlük sağlayacağını görmek için beklemişti.

Aynı şekilde Çin ve Rusya da bugün oluşan ekseni korumak için yüzyıllardır süregelen karşılıklı düşmanlıklarını bir kenara bıraktı.

Oluşan eksen, Joe Biden'ın caydırıcılık yerine "gerilimi azaltmayı" tercih etmesiyle de elbette cesaretlendi.

Afganistan'da Taliban'ı, Doğu Avrupa'da Rusları ve Orta Doğu'da İranlıları ve vekillerini caydırmakta başarısız olan Biden yönetimi, şimdi de Uzak Doğu'da süreci tekrarlama konusunda endişe verici bir şekilde yetenekli görünüyor.

Matt Pottinger ve Mike Gallagher gibi Cumhuriyetçi senatörler, Biden'ın politikasından yakınıyor.

Donald Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı Robert O'Brien da geçen hafta benzer bir eleştiride bulundu. Cumhuriyetçi Senatör Roger Wicker da yeni yayınlanan bir raporda;

“Amerikan ordusunun modern teçhizat eksikliği, eğitim ve bakım fonlarının yetersizliği gibi ciddi sorunları var. Ordu, kendisine verilen görevleri makul bir risk seviyesinde yerine getiremeyecek kadar zayıf ve yetersiz donanıma sahip. Düşmanlarımız bunun farkında ve bu onları daha saldırgan yapıyor."

değerlendirmesinde bulundu.

Riskli saldırganlık

Buna karşılık ABD'li dış politika liberalleri ise, ABD'nin özellikle Çin'e karşı daha mücadeleci olmasının riskli olacağını savunuyor.

Tarihçi Arne Westad;

“Çin'in Tayvan'ı işgal etmek için askeri planlar yaptığı ve 1914'te Schlieffen Planı'nın Almanya ile İngiltere arasında bir savaşa yol açması gibi Çin ile ABD arasında bir savaşa yol açacabilir.”

uyarısında bulunuyor.

Biden'ı eleştirenlerin ortak noktası ise ABD'nin askeri gücünü artırması gerektiğine inanmaları.

Pottinger ve Gallagher savunma bütçesinin GSYH'nin %3'ünden "%4 hatta %5'e çıkarılmasını istiyor. O'Brien da 5 Kasım'da yeniden seçilmesi halinde Trump'ın Ronald Reagan'ı örnek almasını istiyor.

O'Brien'a göre ayrıca; ABD yönetimi 100 veya daha fazla B-21 hayalet bombardıman uçağı inşa etmeli, ABD nükleer cephaneliğini geliştirmek için uranyum-235 ve plütonyum-239 üretimini artırmalı ve hipersonik füzelere yatırım yapmalı.

Savunma harcamaları 'olası değil'

Ancak O'Brien'ın da kabul ettiği üzere, Kasım ayında Trump kazansa bile, savunma harcamalarında büyük artışlar olası değil. Zira bu yıl federal borcun faiz ödemeleri savunma bütçesini aşacak.

Böyle bir durumda, eğer Çin savunma teknolojisinin bazı kilit alanlarında ABD'yi yakalamakla kalmayıp geçtiyse, yakın zamanda Çin ile sıcak bir savaşa girmekten daha tehlikeli bir şey olamaz.

Böyle bir savaşta ABD'nin uzun menzilli gemi savar füzeleri gibi kilit silahlarının yaklaşık bir hafta içinde tükeneceği, birçok savaş oyununda ortaya çıkan acı bir gerçektir.

ABD Hint-Pasifik Komutanlığı'nın yeni komutanı Amiral Samuel Paparo'ya göre, Çin Halk Kurtuluş Ordusu Tayvan'a karşı bir hamle yaparsa, binlerce insansız denizaltı, insansız su üstü araçları ve insansız hava aracı konuşlandırarak bölgeye akın edecek ve Tayvan sadece ABD ve ortak güçlere zaman kazandırmak için çaba sarfedecek.

Çin, İran, Rusya ve son olarak eklenen Kuzey Kore ile birlikte yeni eksen, daha şimdiden biri Ukrayna'da diğeri de Orta Doğu'da olmak üzere iki zafer elde etmek üzere. Doğu Asya'da ortaya çıkacak olan yeni bir cephe muhtemelen çok daha büyük olacaktır.

Böyle bir durum, ABD'yi keskin bir seçimle karşı karşıya bırakacak. Küresel bir savaşa öncülük etmek ya da yeni eksenin üstünlüğü aşağılayıcı bir şekilde kabul etmek.

Kaynaklar

Tartışma