Newsweek: İsrail-Hizbullah gerilimi ne kadar ileri gidecek?

Tarafları dizginleyecek adımlar atılmazsa, savaş sadece İsrail ve Hizbullah arasında kalmayacak! Peki İsrail-Hizbullah gerilimi ne kadar ileri gidebilir?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Newsweek'de, son günlerde gerçekleşen saldırı ve suikastlerin, İsrail-Hizbullah arasındaki gerilimi nasıl etkileyeceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

İsrail ve Hizbullah arasında 2006 yılında yaşanan ve yaklaşık bir ay süren savaşın, her iki taraf için de felaket olduğuna dikkat çekilen analizde, tarafların o tarihten bu yana tedbirli davrandığı, ancak şimdi geri dönülemez noktaya doğru ilerledikleri belirtildi.

Analizde ayrıca; her iki tarafı da dizginleyecek adımların atılmasısı durumunda, savaşın sadece İsrail ve Hizbullah arasında kalmayacağı tespiti yapıldı.

İşte Newsweek'de yayınlanan analiz:

Ağustos 2006 ile Ekim 2023 arasında İsrail-Lübnan sınır bölgesi çoğunlukla istikrarlıydı. Ara sıra yaşanan roket saldırıları ya da havan toplarına rağmen, BM tarafından belirlenen Mavi Hattın her iki tarafında da yaşayanlar günlük hayatlarını görece huzur içinde sürdürebiliyordu.

İsrail ile Hizbullah arasında 2006 yazında bir ay süren savaş her iki taraf için de öylesine felaket oldu ki, kısa süre içinde yazılı olmayan bir caydırıcılık rejimi kuruldu.

Ne İsrail ne de Hizbullah bu deneyimi yeniden yaşamak istedi.

Ardından 7 Ekim günü Hamas, İsrail'in güneyine bir saldırı gerçekleştirdi. Bir gün geçmeden İsrail-Lübnan cephesi yeniden alevlendi ve Hizbullah sahip olduğu ateş gücünün küçük bir kısmını İsrail'in kuzeyindeki küçük kasaba ve şehirleri hedef almak için kullandı.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah eylemlerini, Gazze'ye destek ve İsrail ordusunun yapabileceklerini azaltmanın bir yolu olarak gerekçelendirdi.

Hizbullah böylece İsrail'i Lübnan'da geniş çaplı bir savaş başlatmaya zorlamayacak bir şekilde İsrail'i yıpratmaya çalıştı.

Ancak bu riskli bir karardı. Zira; savaşa girmek bir seçenektir ancak tırmanma dinamiklerini yönetmek tamamen başka bir şeydir.

Son 10 aydaki risk, İsrail veya Lübnan içinde özellikle ölümcül bir saldırının, savaşan tarafların hesaplarını, kaçınılmaz olmasa da tam ölçekli bir savaşın muhtemel hale gelmesine neden olacak ölçüde değiştirmesiydi.

Biden yönetimi hiç şüphesiz bu dinamiklerin farkında ve gerilimin tırmanmasını önlemek için önemli bir diplomatik sermaye harcadı. ABD'li yetkililer son birkaç gündür fazla mesai yapmak zorunda kaldılar.

27 Temmuz'da İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde bir futbol sahasına düzenlenen roket saldırısında bir düzine çocuk öldü ve bu, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in işgal ettiği topraklarda gerçekleşen en ölümcül saldırı oldu.

İsrail Enerji Bakanı Eli Cohen "Lübnan yanmalı" sözleri ile tepki gösterirken, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz "Hizbullah ve Lübnan'a karşı topyekûn bir savaş anına yaklaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Haziran başında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun savaş kabinesinden ayrılan eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz da ateş püskürdü.

Gantz;

"İsrail bu olaya yanıt vermeli, kapsamlı bir eylem planına sahip olmalı. Lübnan'ı sert bir şekilde vurmak ve parçalara ayırmak mümkün."

ifadelerini kullandı.

Netanyahu'nun misilleme yapması uzun sürmedi. 30 Temmuz'da Hizbullah'ın Beyrut'taki kalesi Dahiya'da İsrail'e ait bir insansız hava aracıyla düzenlenen saldırıda Hizbullah'ın en üst düzey askeri yetkililerinden biri olan ve 1983'te Beyrut'taki ABD Deniz Piyadeleri kışlasına düzenlenen kamyonlu bombalı saldırıya karıştığı gerekçesiyle FBI tarafından da aranan Fuad Şükrü hedef alındı.

Bu saldırıdan sonra ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, bir İsrail-Hizbullah savaşı durumunda Washington'un İsrail'in kendisini savunmasına yardımcı olacağını belirtti.

Austin, İsrail'e hava savunmasında yardım etmeyi mi yoksa ABD uçaklarına Lübnan içindeki Hizbullah mevzilerini bombalama emri vermeyi mi kastettiğini ise belirtmedi.

Beyaz Saray da, İsrail hükümetinin herhangi bir askeri operasyonu geniş çaplı bir çatışmanın gerçeğe dönüşmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceğinden emin.

Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü John Kirby 29 Temmuz'da gazetecilere verdiği demeçte;

"Hepimiz bu topyekûn savaş senaryosunu son 10 ayda birçok kez duyduk. Bu tahminler o zaman da abartılıydı, açıkçası şimdi de abartıldığını düşünüyoruz."

değerlendirmesinde bulundu.

Diğer yandan; Netanyahu'nun İsrail'in Hamas'ı askeri olarak yenmeye yakın olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarına rağmen, gerçek şu ki savaş yılın geri kalanında da devam edebilir.

Tüm bu faktörler birbirlerini tetiklemeye devam ederken her iki tarafı da dizginleyecek adımların atılmasının tam zamanı. Aksi taktirde, topyekün bir savaşın sadece İsrail ve Hizbullah arasında kalmayacağı kesin!

Kaynaklar

Tartışma