Nükleer ve bölgesel savaş kalmadı, mevsimlik gerilim verelim?

10 gün önce, nükleer ve bölgesel savaş beklentisi medya mecralarımız tarafından yoğun şekilde pazarlandı. Oysa 40 yıl önce Şam’daki İran diplomatik misyonu yine hedef alınmıştı. Ali Ekber Muhteşimipur’u hedef alan Mossad suikatinin hikayesi.

1. resim

Yalnızca 10 gün kadar önce çevremizdeki sıcak çatışma ikliminin etkisiyle Rusya-Ukrayna savaşı kaynaklı nükleer savaş, İsrail-İran kaynaklı olarak da bir bölgesel savaş beklentisi, rating kaygısına kapılmış medya mecralarımız tarafından yoğun şekilde pazarlanmaktaydı.

“Konuşan kafalara” mevzu bulma kaygısı bir nebze anlaşılabilir olsa da, toplumda endişeleri tetikleyen, geleceğe yönelik özellikle ekonomik tabanlı planlamaları akamete uğratabilen bu “savaş” haberciliğine karşı toplumu medya okuryazarlığı bakımından bilgilendirmek şart.

Her ne kadar günümüzün jeopolitik mücadelelerinde, balistik füzelerin yoğun kullanımı, kamikaze dronların sahaya sürülmesi gibi faktörlerle bazı sınırlar aşılsa da yakın tarihi irdelediğimizde bu yaşananlar bölgemiz için yeni değil. Malumunuz olduğu üzere İsrail-İran arasındaki son gerilim, 1 Nisan 2024 günü İran’ın Şam’daki diplomatik misyonuna ait binanın vurulmasıyla tırmandı.

Ve yakın tarihe hakim olmayanlar sanki ilk kez böyle bir vaka yaşanıyormuş gibi savaş çığlıkları atmaya başladılar. Oysa bu ne iki ülke arasındaki ilk çatışmaydı ne de İran’ın Şam’daki diplomatik misyonu ve diplomatları ilk defa hedef alınmıştı. Günümüzden tam 40 yıl önce Şam’daki İran diplomatik misyonu yine hedef alınmıştı, hem de Büyükelçilik görevini yürüten İran devriminin önde gelen isimlerinden Ali Ekber Muhteşimipur’u hedef alan bir Mossad suikatiyle.

İran-İsrail savaş sahası olarak Lübnan

İran devriminin lideri Ayetullah Humeyni’ye Irak ve Fransa’daki sürgün günlerinde eşlik edecek kadar etkili bir isim olan Muhteşemipur, 1970’li yılların başında Lübnan’daki Şii silahlı grupların örgütlenmesinde önemli rol oynamıştı. 1 Nisan 2024 günü Şam’da öldürülen İran Devrim Muhafızları Tuğgenerali Muhammed Rıza Zahidi gibi, Muhteşemipur da 1982 yılında atandığı Şam Büyükelçiliği görevi sırasında bir yandan da Lübnan’daki İran yanlısı milis gruplarını yönetiyordu.

Muhteşemipur’un Suriye’ye büyükelçi olarak atandığı yıl aynı zamanda İsrail’in Filistin Kurtuluş Örgütü’nü yok etmek için Lübnan’ı işgal ettiği yıldı. İsrail ordusu ve onunla beraber hareket eden Lübnanlı Hristiyan milis gruplarına karşı yalnızca Filistin Kurtuluş Örgütü harekete geçmedi.

İran destekli İslami Cihad ve Hizbullah 1983 yılında savaşı durdurma gerekçesiyle Lübnan topraklarına ayak basan ABD ve Fransız ordusuna ağır darbeler indirdi. ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği’ne düzenlenen ilk bombalı araçlı saldırıda 63 kişi yaşamını yitirdi. Bu saldırıda ölenlerden 8’i CIA görevlisiydi ki, bu saldırı hala ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı’nın tek seferde en çok elemanını yitirdiği saldırı olarak tarihteki yerini korumaktadır.

Ölenlerden biri de CIA’nın en iyi Ortadoğu analisti Robert Ames’ti. Ardından 23 Ekim 1983’te Beyrut’taki Amerikan ve Fransız askerlerinin kışlalarına bombalı kamyonlarla düzenlenen eş zamanlı saldırılar geldi.

Amerikalılar 241 askeri personellerini, Fransızlar ise 58 paraşütçü komandolarını kaybettiler. Hizbullah ve İslami Cihad bu süreçte İsrail ordusu ve Mossad’a da büyük zarar verdi. İsrail istihbaratının bu eylemlerin Şam’daki İran Büyükelçiliği’nden yönlendirildiğini tespit etmesiyle Büyükelçi Ali Ekber Muhteşemipur da hedef haline geldi.

14 Şubat günü gelen hediye

İsrail Başbakanı İzak Şamir, Mossad’a Muhteşemipur’un öldürüleceği operasyon için yeşil ışık yaktı. Ancak Muhteşemipur çok iyi korunuyordu ve gerek bugünkü silah gerekse elektronik istihbarat teknolojilerinin olmaması İsraillilerin işini zorlaştırmaktaydı.

Mossad bu durumda eski yöntemlere başvurmaya karar verdi. 1956 yılında Mısır lideri Cemal Abdülnasır’ın başlattığı füze programı için çalışan, Nazi Almanyası’ndan kaçmış bilim insanlarına yönelik olarak iki defa bombalı mektupla suikast düzenlenmiş ve başarılı olunmuştu.

Denenip başarılı olandan şaşmamak gerektiğine karar vererek Muhteşemipur için de Şam Büyükelçiliği’ne gidecek bir paket hazırladılar. İran’ın Şam Büyükelçisi için hazırlanan pakette Londra’daki bir yayınevinde basılmış “İran ve Irak’ın Kutsal Mekanları” isimli bir kitap ve bu kitabın içerisine yerleştirilmiş bomba bulunmaktaydı.

Kitap ironik bir şekilde 14 Şubat 1984 günü İran’ın Şam Büyükelçiliği’ne ulaştı ve kapağı bizzat Büyükelçi tarafından açıldı. Patlamanın şiddetiyle Muhteşemipur sağ elini ve bir gözünü kaybetti ancak hayatta kaldı. Kitabı masanın üzerine bırakarak açması ve yüzüne doğru tutmamış olması hayatta kalmasında önemli rol oynadı. Ancak Şam Büyükelçiliği’ndeki patlama o yıllarda da İran ile İsrail arasında doğrudan bir savaşa vesile olmadı.

Muhteşemipur bu saldırının ardından İran’da İçişleri Bakanlığı görevine de gelerek sistemdeki yükselişini sürdürdü. Mossad’ın yapamadığını 2021 yılında Covid-19 virüsü yaptı ve İran’daki rejimin, bugün pek anımsanmayan bu kayda değer oyuncusu yaşama veda etti. Uzun lafın kısası sevgili okuyucular bölgemizde benzeri tansiyon artışları dönemseldir.

Yakın tarihi iyi etüt edip olayların varabileceği safhaları anlamak, paniğe kapılmadan tedbirli olmak iyidir. Karşımıza çıkan tek yenilik iki aktörün artık birbirlerinin topraklarını doğrudan vurma kapasitesine erişmiş olmalıdır, ki bu da belki de kozlarını artık kendi aralarında paylaşmaları bakımından hayırlı bile addedilebilir.

Tartışma