Oxford Analytica: ABD'nin Ortadoğu'daki azalan etkisi ve çıkarımlar

ABD'de uzmanlar ve vatandaşlar, ABD'nin Irak'ı neden işgal ettiğini ve Afganistan'daki fiyaskonun nedenleri merak ediyor. ABD'nin bölgedeki etkisinin kaybedilmesi, önümüzdeki yıllarda daha büyük sonuçlar doğuracak. 

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşu Oxford Analytica, ABD'nin Ortadoğu'da Irak işgali ve Afganistan'dan çekilme sürecinin sonuçlarına dair bir analiz yayınladı.

ABD'li uzmanların ve Amerikan halkının hala Irak'ın neden işgal edildiği sorusunun cevabını aradığı belirtilen analizde, Ortadoğu'da yaşanan bu fiyaskoların Amerikan etkisini nasıl azalttığı konusunda tespitler yapıldı.

İşte Oxford Analytica düşünce kuruluşunda yayınlanan analiz:

ABD ve müttefiklerinin Afganistan'dan çekilmesinden iki yıl sonra Washington'daki dış politika uzmanları, savaşın tamamına ilişkin daha kapsamlı değerlendirmeler yapmaya başladı.

Amerikan halkı Afganistan'dan çekilmeyi güçlü bir şekilde desteklemiş ancak savaşın sona erme şekli karşısında hayal kırıklığına uğramıştır. Çekilme sırasında yapılan anketler Amerikalıların büyük çoğunluğunun savaşı sona erdirmek istediğini ve ABD'nin Afganistan'daki hedeflerine ulaşamadığına inandığını gösteriyordu.

Anketler aynı zamanda Başkan Joe Biden'ın çekilmeyi ele alış biçimini az bir çoğunluğun onaylamadığını ve bu olayın Biden'ın onaylanma oranlarında kayda değer bir düşüşe işaret ettiğini ortaya koymuştur.

Cumhuriyetçi liderler ve yorumcular, çekilmenin kaotik ve ölümcül doğasından yalnızca Biden'ın sorumlu olduğunu savunurken, Biden'ın Trump yönetiminden sınırlı seçenekler devraldığı gerçeğini görmezden geliyorlar. Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi, çekilmenin trajedisini vurgulamak ve suçu Biden yönetimine yüklemek için oturumlar düzenledi. Afganistan'ın başkanlık seçimlerinde önemli bir nokta olması pek olası değil, ancak Cumhuriyetçiler bunu Biden'a karşı kullanmaya çalışacaktır.

Demokrat Parti kanadında ise Trump yönetimini suçlayan ve sadece yoluna devam etmeyi uman bir karışım var. Nisan ayında Beyaz Saray, 2020'de Taliban'la yaptığı anlaşma, asker sayısını azaltması ve planlanan geri çekilme için planlama yapmaması nedeniyle Trump yönetimini büyük ölçüde suçlayan bir rapor hazırladı. Demokrat liderler Biden'ın bazı hatalar yaptığını kabul ediyor ancak en önemli hatalar için Trump yönetimini suçluyor.

Düşünce kuruluşları ve uzmanlar sürecin ABD için çok önemli çıkarımlar kapsadığını düşünüyor.

Bir yıl önce Washington'daki odak noktası savaşın son iki yılının, özellikle de Trump'ın Taliban'la yaptığı anlaşma ve ardından Biden yönetimindeki nihai çekilmenin gözden geçirilmesiydi.

Şimdi ise, yani çekilmeden iki yıl sonra, ABD'nin Afganistan'daki 20 yıllık savaşının tamamı hakkında daha geniş ve incelikli tartışmalar için daha fazla alan var gibi görünüyor.

ABD'nin Afganistan'daki savaşı, iki Cumhuriyetçi ve iki Demokrat başkanlık yönetimini de içeren yirmi yılı kapsadı. Bu yönetimler, Kongre, federal bürokrasi, ABD ordusu ve Afgan liderler arasında suçlanacak çok şey var. Siyasetçiler suçu başkalarına atarken, dış politika uzmanları yaşananlara geniş açıdan bakmaya ve dersler çıkarmaya çalışıyor.

Aralık 2021'de ABD Kongresi, 20 yıllık savaş boyunca ABD'nin Afganistan'a yönelik politikasını gözden geçirmek üzere iki partili bir Afganistan Savaş Komisyonu kurdu. Bu komisyon ve diğer uzmanlar için halihazırda incelenebilecek çok sayıda materyal mevcuttur ve daha fazla belge ve tanıklık ortaya çıkacaktır.

Gelinen noktada ise; Ortadoğu'daki savaşlardaki başarısızlık ve Afganistan'dan geri çekilmenin de bir fiyasko olduğu konusunda genel bir mutabakat var.

Savaşla ilgili uzman tartışmaları hazırlanan raporlarla birlikte daha ne şekillenmeye başlıyor.

Aralarında bazı Cumhuriyetçilerin ve hatta Trump yönetiminde çalışmış olanların da bulunduğu pek çok uzman, ABD'nin 2020'de Taliban ile yaptığı anlaşmada çok az şey karşılığında elindeki kozların çoğundan vazgeçtiğine inanıyor. ABD'nin savaştan çıkmak istediği açık olsa da, daha iyi bir diplomasi tercih edilebilir bir sonuca katkıda bulunabilirdi. Önceki yönetimler de Taliban'la güçlü bir konumdan müzakere etme fırsatını kaçırdıkları için sorumluluk taşıyor.

2003 yılında Irak'ın işgali Afganistan'ı Washington için ikincil öncelik haline getirmiş ve pek çok kaynağın başka yere aktarılmasına neden olmuştur. Obama yönetimi bunun farkına vardı ve rotayı düzeltmeye çalıştı, ancak hasarın çoğu zaten yapılmıştı ve Obama yönetimi de sürece dahil olarak kendi hatalarını yaptı.

Diğer eleştiriler ise Afganistan'ı anlayamama ve ülkenin gerçeklerine uyum sağlayamama genel kategorisine giriyor. Örneğin, iyi ekipmana sahip ancak diğer temel alanlarda eksik olan merkezi bir Afgan ordusu inşa etmek bir hataydı. Dış yardım akışı genellikle akıllıca dağıtılmadı.Yolsuzluk, önemli miktarda yardımı emen büyük bir sorundu.

Uzmanlar; ABD'nin dış politikasının, artık belirsiz ve sık sık değişen hedeflerinden dolayı muzdarip. ABD Afganistan'da sadece El-Kaide'yi yenmek için mi bulunuyordu? Yoksa tüm teröristleri yenmek için mi? İstikrarı sağlamak için mi?

ABD'deki liderler ve politika yapıcılar bu sorulara net cevaplar veremediler ve hedeflerini Amerikan kamuoyuna dürüst ve açık bir şekilde anlatamadılar. Yetkinin ve dolayısıyla sorumluluğun büyük bir kısmı başkanlık yönetimlerine ait olsa da, Kongre de yeterli gözetim sağlayamadı ve bu konuda hayal kırıklığı yarattı.

Askeri operasyonlar ve siyasi organizasyonlarla ilgili ABD'nin çok sayıda hatası var. Bunlar arasında; Afgan desteğinin ve bölgedeki Amerikan etkisinin kaybedilmesi gibi önemli başlıklar da yer alıyor.

Amerikalılar Afganistan'da neyin yanlış gittiği konusunda muhtemelen hiçbir zaman tam bir fikir birliğine varamayacak.

Akademisyenler, politika yapıcılar ve vatandaşlar hala Vietnam savaşında neyin yanlış gittiğini, ABD'nin Irak'ı neden işgal ettiğini tartışıyor. Bu nedenle Afganistan konusunda da bir fikir birliğine varılması muhtemelen zor olacaktır.

Ancak bu hatalar, önümüzdeki yıllar için ABD'ye önemli dersler ve politikalar konusunda fikir vermeye devam edecek ve büyük sonuçlar doğuracak.

Tartışma