gdh'de ara...

Project Syndicate: Rusya-Ukrayna savaşında barış mümkün mü?

Putin'in Ukrayna'yı işgal girişimi giderek daha büyük bir başarısızlığa dönüşüyor! Ukrayna'nın Kursk saldırıları savaşın geleceğini nasıl etkiledi?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Project Syndicate'de, üçüncü yılına doğru ilerleyen Rusya-Ukrayna savaşındaki son gelişmelerin ve savaşın geleceğinin değerlendirildiği bir analiz kaleme alındı.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş üçüncü yılına girerken, herhangi bir barış ya da zaferin mümkün olup olmadığına dair soru işaretlerinin arttığı belirtilen analizde, işgal girişiminini giderek daha büyük bir başarısızlığa dönüştüğü tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca Ukrayna'nın başarılı Kursk saldırısının ardından; iki tarafa da “zafer” getirmese de çatışmaları sona erdirecek bir yol haritasına dair emarelerin ortaya çıkmaya başladığı tespiti yapıldı.

İşte Project Syndicate'de yayınlanan analiz:

Mevcut durumda Ukrayna ordusunun Rusya'nın işgal ettiği tüm toprakları geri alma şansı çok az görünüyor ve Rus silahlı kuvvetleri de Vladimir Putin'in savaş hedefine ulaşacak durumda değil.

Ancak her iki taraf için de "zafer olmadan barış" mümkün olabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş üçüncü yılına girerken, herhangi bir barış ya da zaferin mümkün olup olmadığına dair soru işaretleri de artıyor.

Elbette pek çok şey bu terimlerin nasıl tanımlandığına bağlı. Putin için açıkça ifade edilen hedef, Ukrayna'yı bağımsız bir ulus-devlet olmaktan çıkarmak ve Rusya'nın kontrolüne tabi kılmak.

Ancak iki buçuk yılın ve muazzam bir askeri kaynak ve insan gücü seferberliğinin ardından Rusya, Ukrayna topraklarının yalnızca %18'ini kontrol ediyor ve bunun da büyük bir kısmını 2014 yılında ele geçirdi.

Putin'in savaş hedefleri göz önünde bulundurulduğunda, işgal girişimi sefil bir başarısızlık oldu.

Bu durum değişebilir mi?

Rusya'nın zaferinin mümkün olabilmesi için Batı'nın Ukrayna'ya verdiği her türlü desteği sonlandırması ve Ukrayna halkının direnme iradesini kaybetmesi gerekiyor.

Bu sonuçlardan biri ya da muhtemelen ikisi birden gerçekleşmediği takdirde Putin'in savaş hedefine ulaşması mümkün görünmüyor.

Ancak üçüncü yılına yaklaşan savaşta, Ukraynalıların iradesini kaybettiğine dair herhangi bir işaret yok. Kamuoyu yoklamalarına katılanların azınlığı savaşı sona erdirmenin bedeli olarak bazı toprak tavizlerini kabul edebileceklerini söylese de, bu kayıplar Ukrayna'yı haritadan silecek herhangi bir şeyin çok gerisinde kalacaktır.

Avrupa, ABD ve başka yerlerden Ukrayna'ya akan milyarlarca dolar çok önemliydi ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Kasım ayında Beyaz Saray'ı yeniden ele geçirmesi halinde bu desteğin devam edip etmeyeceği konusunda soru işaretleri var.

Ancak Avrupa Birliği'nden gelen daha da büyük meblağların her bir üye ülke için ortalama olarak GSYH'nin %0.3'ünden biraz daha fazlasını temsil ettiği unutulmamalıdır. Avrupalıların siyasi iradesinin zayıfladığına dair hiçbir işaret yokken, bu destek gerekirse arttırılabilir.

Dahası, Avrupa'nın mühimmat üretimi artıyor ve önümüzdeki yıl üretimin iki milyon topçu mermisine ulaşacağı tahmin ediliyor. Rusya ise üretimini arttırmakta zorlanıyor gibi görünmektedir ve Kuzey Kore'den gelen mühimmata giderek daha fazla bağımlı hale gelmiştir.

Bu daha büyük bir modelin parçası.

Rus silahlı kuvvetleri savaşın ilk haftalarından bu yana sürekli olarak başarılı büyük ölçekli saldırı operasyonları gerçekleştiremedi. Bu yaz gözlerini Kharkiv'e dikerek denemiş olsalar da defalarca başarısız oldular. Rus ilerleyişinin büyük bir kısmı daha küçük şehirleri ezerek gerçekleşti.

Elbette Ukrayna ordusu da zorluklar yaşadı. Ukrayna ordusu 2022'de Rusya'yı Kherson ve Kharkiv çevresinde geri püskürtmeyi başardı ama ardından 2023 yazında merakla beklenen karşı taarruzu olağanüstü bir şekilde başarısız oldu.

Yine de geçtiğimiz ay Rusya'nın Kursk bölgesine yapılan ani saldırı yeni ve etkileyici kabiliyetler ortaya koymanın yanı sıra dünyaya Ukrayna kuvvetlerinin cesaretini ve uyum kabiliyetini hatırlattı.

Ancak mevcut durumda Ukrayna ordusunun Rusya'nın işgal ettiği toprakları geri alma şansı pek yok gibi görünüyor.

Kursk operasyonunun başarısını cephe hattında bir yerde tekrarlayabilir ki bunun önemli siyasi sonuçları olacaktır. Ancak bunun ötesinde sürdürülebilir sonuçlar elde etmek zor olacaktır.

Putin ve yakın çevresi Ukraynalıların ve Batılı destekçilerinin iradesini kırabileceklerine inandıkları sürece savaşa devam edeceklerdir. Ancak bunun gerçekleşmeyeceği ve Rusya'nın giderek daha hızlı bir düşüş yolunda olduğu anlaşıldığında işler değişecektir. Bu muhtemelen bu yıl gerçekleşmeyecek olsa da, 2025'te gerçekleşmesi ihtimal dışı değil.

Belki o zaman, iki tarafa da “zafer” getirmese de çatışmaları sona erdirecek bir tür geçici düzenleme öngörülebilir.

Ancak kalıcı bir barış daha zorlu bir ihtimal. İki koşul yerine gelmeden bunun mümkün olması pek ihtimal dahilinde değil.

Birincisi, Putin'in gücünü kaybetmesi gerekecek. Kremlin'i ve Rus toplumunu demir bir pençeyle kontrol ediyor ve gerçek bir barışı asla kabul edemeyecek kadar emperyal saplantılarına bağlı.

İkinci olarak, Ukrayna'nın geleceği AB üyeliği ve güvenilir Batı güvenlik düzenlemeleri ile sağlam bir şekilde güvence altına alınmalıdır.

Ancak o zaman barış mümkün olabilir. Böyle bir sonuç sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda Rusya için de bir zafer olacaktır.

Tartışma