gdh'de ara...

Putin'in Karabağ oyunu

💢 Putin, Ukrayna’da saplandığı bataklıktan çıkamayınca, okları yeniden Güney Kafkasya’ya çevirdi.

💢 Rusya, 2020’de cezalandırdığı Ermenistan’ı şimdi ödüllendirerek kendi yanına çekmeye çalışıyor.

1. resim

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’da saplandığı bataklıktan çıkamayınca, okları yeniden Güney Kafkasya’ya geri çevirdi.  Bugün Soçi’de Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları, Putin’le bir araya gelecek. Kremlin’den yapılan açıklamada, görüşmede 9 Kasım 2020 ve 26 Kasım 2021’de imzalanan üçlü anlaşmaların uygulanma sürecinin, Kafkasya’da istikrar ve güvenliği güçlendirmeye yönelik adımların görüşüleceği bildirildi. Ticaret, ekonomi ve ulaşım bağlantılarının restorasyonu ve geliştirilmesi ile ilgili konuların tartışılacağı kaydedildi.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Nikol Paşinyan ise

“Soçi’de 15 madde temelinde mutabakata varılmasına ilişkin belgeyi resmi olarak kabul etmeye ve talep edilirse üçlü bildiri formatında imzalamaya hazırım. Yani Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir barış anlaşmasının temeli olarak bu belgeyi kabul etmeye hazırım"  

dedi. Paşinyan, Rus barış gücünün Dağlık Karabağ’da 10, 15, 20 yıl süreyle koşulsuz olarak kalmasının sağlanması için Soçi’de ilgili belgeyi imzalamaya, hatta bu konuda teklifte bulunmaya hazır olduğunu bildirdi. 

Rusya’nın tam olarak hangi temelde bir barış anlaşması önerdiği henüz belli değil; ancak son günlerin manzarasına bakılırsa, sürecin Batı’nın kontrolünde yürümesinden ve Paşinyan’ın barış anlaşmasını imzalama eğiliminden rahatsız olan Putin, oyunu yeniden yazmaya karar vermiş. Ermenistan-Azerbaycan sorunu ile ilgili barış anlaşmasının imzalanması  Rusya’nın Kafkasya’daki çok önemli bir baskı unsurunu, büyük bir kozunu kaybetmesi anlamına geliyor. Moskova, bu nedenle hiçbir zaman bir barış anlaşmasının imzalanmasından yana olmadı ve olmayacak. Vladimir Putin’in Valday konuşmasındaki ifadelerine dikkat edelim:

“Barış anlaşmasının Washington tarafından önerilen versiyonu, Karabağ üzerinde Azerbaycan’ın egemenliğini öngörüyor. Rusya’nın pozisyonu ise şöyledir – barış anlaşması gereklidir. Rusya, çözüm sürecini, sınırların delimitasyonunu ve sınır sorunlarının tam çözümünü destekliyor. Hangi çözüm yolunu tercih etmek ise Ermenistan’ın Ermeni halkının ve Ermenistan hükümetinin işidir. Hangi seçenek tercih edilecekse edilsin, barış olacaksa, biz bunu destekliyoruz. Ancak biz kimseyi zorlamak istemiyoruz. Biz Ermenistan’a hiçbir şey dikte etmek istemiyoruz. Ermenistan halkı ve Ermenistan yönetimi barış anlaşmasının Washington versiyonunu, yani Karabağ üzerinde Azerbaycan’ın egemenliğinin tanınmasını öngören anlaşmayı kabul etmek gerektiğini düşünüyorsa, buyursun. Yok, Ermeni Halkı ve Ermeni yönetimi Karabağ’ın kendine haz özellikler taşıdığını ve bunun gelecek barış anlaşmasında dikkate alınması gerektiğini düşünüyorsa, bu da mümkündür”.

Putin’in bu açıklamasını hiç kuşkusuz, Valday konferansından birkaç gün önce Rusya devlet televizyonunda Dağlık Karabağ’ın ayrı devlet olarak gösterilmesi, Azerbaycan’ın bu haritaya nota ve devlet televizyonunda ilk kez Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini eleştiren yorumla cevap vermesi gibi hiç de küçük olmayan detaylarla birlikte okumak gerekiyor. Buna, Dağlık Karabağ’daki ayrılıkçıların lideri Arayik Arutunyan’ın “Putin’in konuşması bize umut veriyor” açıklamasını ve “Batı yanlısı” Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’daki Rus barış gücüyle ilgili “teklifini” de eklersek, resim netleşiyor.

Putin, 2020 senesinde İkinci Karabağ savaşında, Washington projesi olarak gördüğü Paşinyan yönetimini cezalandırmak ve Dağlık Karabağ’ın de-fakto Ermenistan’da kalan bölgelerinin (aslında tüm Karabağ’ın)  “yasal jandarması” statüsüne sahiplenmek için Erivan’dan yana tavır almadı. Amacı bir taşla iki kuş vurmaktı ve bunda başarılı da oldu. Moskova savaşın “hakemi” oldu,1991’de Azerbaycan’dan çıkarılan Rus ordusu yıllar sonra barış gücü adı altında yeniden Azerbaycan’a girdi, Azerbaycan topraklarında Azerbaycanlıların hareketini belirleyen mevki haline geldi; Kremlin’in Azerbaycan üzerinde etkinliği arttı, Ermenistan yönetiminin ise “burnu sürtülmüş” oldu.

Rusya’nın Ukrayna’da topyekün savaşı başlattığının ertesi gün Putin, Kremlin’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le müttefiklik antlaşması imzalayıp kadeh tokuşturdu. Fakat savaşın 8’inci ayına geldiğimizde o müttefiklik anlaşmasının ilk maddesi olan “Taraflar iki ülkenin bağımsızlığına, devlet egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve devlet sınırlarının dokunulmazlığına karşılıklı saygı duyarak…”  diye başlayan cümlesini çiğnemekte hiçbir beis görmedi. Valday konuşmasında Karabağ’ı Azerbaycan’ın egemenliği altındaki bölge olarak değil, kaderine Ermenistan’ın karar vermesi gereken bir bölge olarak gördüğünü oldukça aşağılayıcı bir tonla ve kelimelerle ifade etti.

“Ermenistan’a yıllarca 5 ili ver, zaten işe yaramıyor, diğer iki il (Kelbecer ve Laçin) sende kalsın dedik, ancak kendi yollarıyla gittiler”

ifadeleriyle hiçbir zaman Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı duymadığını sergilemiş oldu. 

Görünüşe bakılırsa, Putin, 2020’de cezalandırdığı Ermenistan’ı şimdi ödüllendirerek kendi yanına çekmeye, Batı’ya Kafkasya’nın “ağasının” halen daha kendisi olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Soçi görüşmesinden sadece 24 saat önce Hankendi’nde düzenlenen ayrılıkçı miting de bu mesajın bir parçası…

Tartışma