Real Clear Defence: Trump'ın olası bir İran savaşı ABD için felaket mi olacak?
Trump ikinci ve son döneminde, İran “sorununu” çözmek için riskli adımlar atabilir! ABD; Irak, Afganistan ve Vietnam tecrübelerine rağmen İsrail ile birlikte yeni bir batağa mı saplanacak?
ABD merkezli yayın organlarından Real Clear Defence'da, Trump'ın yeni döneminde olası ABD-İran ilişkilerinin ve bu ilişkilerin küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın ikinci ve son döneminde, İran “sorununu” çözmek için mutlak bir adım atmasının beklendiği belirtilen analizde, Amerikan ordusunun şu anda sadece Çin ile olası bir çatışma düşünüldüğünde bile yeni ve büyük ölçekli yatırımlara ihtiyaç duyacağı bir noktada olduğu kaydedildi.
Analizde ayrıca; Irak, Afganistan ve Vietnam tecrübelerinin ardından, İsrail'in Trump'a yaptığı baskı ile yapılacak bir İran saldırısının, ABD için uzun süreli yeni bir savaş ve fiyasko olabileceği tespitinde bulunuldu.
İşte Real Clear Defence'da yayınlanan analiz:
Donald Trump'ın başkan olarak göreve başlamasına sadece bir ay kala, Orta Doğu yıllardır olmadığı kadar kaotik bir hal aldı.
Aralık ayı başında Suriye'deki rejimi çöken Beşar Esad Moskova'ya kaçtı. Batı medyası bu gelişmenin ardından, sürecin Türkiye ve Rusya için ne anlama geleceğine odaklandı. Bu arada İsrail ise Suriye'de Golan Tepeleri'nin ötesine geçen bir ilerleyişe imza atmaya çalıştı.
Şu anda dikkatler Suriye üzerinde yoğunlaşmış olsa da, İran'a yönelik Amerikan politikasını yönlendirmek Trump'ın 2025 yılındaki en önemli stratejik mücadelesi olabilir.
Trump'ın yeni dış politika ekibinde İran'ın nükleer programına karşı önleyici hava saldırıları düzenlenmesi yönünde artan bir eğilim var. Bu yaklaşımın savunucuları, Lübnan, Gazze ve Suriye'deki müttefiklerinin stratejik yenilgisine uğrayan İran'ın artık nükleer caydırıcılığa güvenme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyan yeni bir istihbarat değerlendirmesine atıfta bulunuyor.
İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıyı daha ciddi bir şekilde düşünenler sadece Amerikalı analistler değil.
The Times of Israel'in haberine göre IDF'deki kilit isimler İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini doğrudan vurması için doğru zamanın geldiğini düşünüyor ve daha Trump gelmeden seçilmiş başkana baskı yapıyor.
Bugün İran hakkında nasıl düşünmeliyiz?
Her ne kadar “fırsat zamanlarının” itidal gerektirdiğini hatırlamak akıllıca olacak olsa da Trump'ın ikinci ve son döneminde İran “sorununun” kökten çözmek isteyeceği neredeyse kesin.
Ancak İran'a Amerikan askeri müdahalesinin büyük maliyetleri olacaktır.
İlk olarak böyle bir saldırı ABD'yi daha büyük ve uzun süreli bir çatışmanın içine çekme riski taşımaktadır. İkinci olarak ise gerçek şu ki; ABD ordusu şu anda çok alanlı bir çatışma için donanımlı ya da stoklu değil.
Amerikan ordusunun yapısına ilişkin en son uzman değerlendirmeleri, sadece Çin ile olası bir çatışma düşünüldüğünde bile yeni ve büyük ölçekli yatırımlara ihtiyaç duyacağını göstermektedir.
Aslında, Amerika Birleşik Devletleri'nin şu anda daha küçük bir düşmanla savaş durumunda kendisini yeterince tedarik edip edemeyeceği tartışılabilir.
Başka bir deyişle, ABD'nin İran'da elini fazla oynamasının riskleri, temkinli davranmasının risklerinden daha büyüktür.
Amerika'nın şu an izlediği yol İran'ı diplomatik ve ekonomik olarak izole etmek ve Hameney rejimine karşı askeri eylemden kaçınmaktır.
Hamaney'in büyük stratejisi meşhur “Direniş Ekseni ”ne dayanıyor ve bu eksen, 7 Ekim'den bu yana büyük darbe almış durumda. Nitekim bu kayıplar İran'ı bölgeye yönelik temel yönelimini yeniden düşünmeye zorladı.
Dahası önümüzdeki dönemde, rejimin içerideki mücadelesi dış politika krizleriyle birleşerek rejimi tamamen istikrarsızlaştırabilir.
Irak, Afganistan ve ondan önce Vietnam. ABD bu tecrübeleri unutmadı. Üstelik ABD'nin 11 Eylül'den itibaren ortaya koymaya çalıştığı “gösterişli dış politika” ülkeye pahalıya mal oldu.
Basitçe söylemek gerekirse, ABD ordusu ve dış politikası şu anda 2003'ten daha kötü ve ABD yeni bir bedel ödemeye daha katlanamayabilir.
ABD'nin tüm bu tecrübelerin ve yenilgilerin ardından İran'la savaşa girmesi, ülkeyi çok daha büyük bir hata ile yüzleşmek zorunda bırakabilir.
İhtiyatlılık yoluyla stratejik tutarlılık
Avrupalı ve bölgesel ortakları da dahil olmak üzere herkes, Trump'ı İran'la savaşma konusunda engellemek için çalışmalıdır.
Bunu yapmak; ABD'nin askeri stratejisini Asya'ya odaklamasını sağlayacak, milyarlarca dolar tasarruf sağlayacak ve nihayetinde bu savaşlarda ölenlerin sayısını sınırlayacaktır.
Ve ABD için daha da önemlisi, ABD'yi yeni bir fiyaskodan kurtaracaktır.
ABD, müttefikleri için güvenilir bir ortak olmak istiyorsa ve küresel liderliğini korumak istiyorsa, sonucu başlamadan belli olan yeni bir maceraya girmemelidir. İran'a olası bir saldırının sonucu ise bellidir.
Bu sonuç; yıllar sürecek uzun bir savaş ve hiçbir stratejik kazanım elde edilemeyen bir fiyasko olacaktır.