Responsible Statecraft: ABD ve Rusya arasındaki esir takası, Ukrayna Savaşı'nın geleceğini nasıl etkileyebilir?

ABD ve Rusya arasındaki esir takası, Türkiye gibi orta ölçekli güçlerin yükselen rolünü ortaya çıkardı. Peki ABD ve Rusya arasındaki esir takası, Ukrayna Savaşı'nın geleceğini nasıl etkileyebilir?

1. resim

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Responsible Statecraft'da, geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin arabuluculuğu ile gerçekleşen Rusya ve ABD arasındaki esir takasının olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Rusya ve ABD arasında Türkiye'nin arabulucuğu ile geçtiğimiz aylarda gerçekleşen esir takasının Ukrayna konusunda da çözüme gidecek olan yolu açabileceği belirtilen analizde, Türkiye'nin ise olası bir Rusya-Ukrayna müzakeresinde önemli rol üstlenebileceği belirtildi.

Analizde ayrıca; esir takaslarının tarihsel olarak genellikle önemli çatışma alanlarındaki müzakerelerin başlangıcı olarak hayata geçirildiğine dikkat çekildi.

İşte Responsible Statecraft'da yayınlanan analiz:

Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasındaki yüksek gerilimin ortasında, 1 Ağustos'ta karmaşık ve çok uluslu bir esir değişimi gerçekleşti.

Siber suçlar, casusluk ve cinayet gibi suçlamalarla ABD ve Avrupa ülkelerinde tutuklu bulunan sekiz Rus, Rus hapishanelerinde tutulan 16 Amerikalı, Rus ve Avrupalı karşılığında serbest bırakıldı.

Serbest bırakılanlar arasında Vladimir Kara-Murza ve Ilya Yashin gibi önde gelen Rus muhalefet liderleri ile başta Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich ve casusluk suçlamasıyla tutuklu bulunan eski ABD Deniz Piyadesi Paul Whelan olmak üzere çok sayıda Amerikalı bulunuyordu.

Belarus'ta idama mahkum edilen bir Alman vatandaşı da serbest bırakıldı.

Ocak 2022'de başlayan ve en az altı ülkenin dahil olduğu karmaşık bir diplomasinin sonucu olan bu takasın bir dizi önemli sonucu var ve önemli soruları gündeme getiriyor.

İlk olarak anlaşma, tüm taraflar için iç politikada bir kazanımdır.

ABD Başkanı Joe Biden için, Kasım ayındaki seçimlerde Demokratların başkan adayı olan Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in faydalanacağı büyük bir diplomatik başarıya işaret ediyor.

Demokratlar muhtemelen Paul Whelan'ın Donald Trump'ın başkan olduğu 2018 yılında tutuklanmasını ve Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile sadece kendisinin etkili diplomasi yürütebileceği yönündeki övünmelerine rağmen Biden'ın gözetiminde serbest bırakılmasını kullanacaklardır.

Putin ise bu anlaşma ile hüküm giymiş Rus casusların ve siber suçluların serbest bırakılmasını sağladı.

Putin ayrıca, önceki takaslarda alışılagelmiş olan katı eşitliğin aksine, sayısal olarak Batı'nın Rusya'dan çok daha fazla lehine olan bir anlaşmayı da kabul etti.

Takas görüşmeleri sırasında Almanya ile ilgili olarak ise ilginç gelişmeler yaşandı.

Alman Die Zeit gazetesine göre, Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, rehine diplomasisinin" Moskova'yı "ödüllendireceği” gerekçesiyle Rusya ile yapılacak herhangi bir anlaşmaya şiddetle karşı çıktı.

Sonuç olarak, anlaşma Alman Dışişleri Bakanlığı yerine Alman Başbakanlığı tarafından yapıldı ve Scholz'a gelecek yıl zorlu bir seçim mücadelesiyle karşı karşıya olduğu için övünme hakkı verdi.

Takasın ikinci önemli sonucu, Türkiye gibi orta ölçekli güçlerin yükselen rolünü ortaya çıkarması oldu.

Alman medyasına göre, Amerikan ve Alman istihbarat yetkililerinin takası görüşmek üzere Rus mevkidaşlarıyla yaptıkları ilk toplantı Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleşti.

Türk istihbarat servisi MİT de ABD, Almanya ve Rusya arasında önemli bir arabuluculuk rolü oynadı ve takasın kendisi Ankara'da gerçekleşti.

Türkiye bir NATO üyesi ancak Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmayı reddederek Moskova'nın bir nebze de olsa güvenini kazandı.

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece bu esir takasının gerçekleşmesinde değil, Ukrayna'dan Karadeniz üzerinden dünya pazarlarına kesintisiz tahıl ihracatına izin veren Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü anlaşmasının hayata geçmesinde de etkili olmuştu.

Türkiye, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için gelecekte yapılacak müzakerelerde de kilit bir rol oynayabilir.

Bu da en merak uyandıran soruyu gündeme getiriyor.

Esir takası sadece ticari bir işlem miydi yoksa Ukrayna'daki savaşın sona ermesine ve Batı ile Rusya arasındaki daha kapsamlı sorunların çözülmesine yardımcı olmak için ABD-Rusya diplomasisinin yeniden canlanmasının habercisi olabilir mi?

Tarihsel olarak, esir takasları genellikle önemli çatışma alanlarında müzakerelerin başlangıcı olarak hayata geçirilmiştir.

1962 yılında ABD ve SSCB arasında ilk kez gerçekleşen bu tür bir takas, John Kennedy ve Nikita Khruschev yönetimleri tarafından izlenen yumuşama politikasının habercisiydi.

Daha yakın geçmişte, ABD'nin rehine diplomasisinin bir diğer başarılı uygulayıcısı olan İran ile gerçekleştirdiği esir takasları, iki ülke arasındaki nükleer gerilimin azalmasına yol açtı.

Bununla birlikte bu gelişme, köklü değişimlere de işaret ediyor olabilir.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü tarafından kısa süre önce yapılan bir anket, Ukraynalıların çoğunluğunun artık Rusya ile görüşmeleri desteklediğini gösteriyor.

Devlet Başkanı Zelenskiy de "yeni bir barış zirvesinde" Rusya ile görüşmeye açık olduklarının sinyalini verdi.

Batı'nın varsayılan pozisyonu Ukraynalıların rızası olmadan hiçbir şey yapılamayacağı yönünde olduğundan, Washington ve müttefiklerinin hedeflerini maksimalist ve iyi tanımlanmamış bir Ukrayna zaferinden Kiev'in müzakereler için daha güçlü bir konumda olmasını sağlamaya doğru yeniden şekillendirmelerinin zamanı gelmiş olabilir.

Son esir takasının ilk aşamada Ukrayna ile bir ilgisi olmayabilir. Ancak Moskova ile iletişim kanallarının açık olduğunu ve yeterli siyasi irade gösterilmesi halinde somut sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor.

Tartışma