Reuters: İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü ve geride bıraktıkları

Reisi'nin, savcılıktan cumhurbaşkanlığına giden yolculuğunda neler yaşandı? İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin görev süresi boyunca politikaları nasıl şekillendi?

1. resim

İngiltere merkezli yayın organlarından Reuters'da İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümünün ve görevde olduğu süre boyunca izlediği politikaların değerlendirildiği bir değerlendirme yazısı yayınlandı.

Reisi'nin Cumhurbaşkanlığı görevinden önce hakim olarak kritik kararlara imza attığına dikkat çekilen değerlendirmede, Reisi'nin özellikle iç politikadaki katı uygulamaları ve Batı'ya karşı tutumu ele alındı.

İşte Reuters'da yayınlanan değerlendirme

İran'ın Cumhurbaşkanlığına kadar yükselen 63 yaşındaki İbrahim Reisi, geçtiğimiz yıl ülkesindeki protestoların bastırılması konusunda sert bir tutum izlemiş ve bir sonraki dini lider olmak için adımlar atmıştı.

Üst düzey bir İranlı yetkili, Reisi'nin Azerbaycan sınırına yaptığı bir ziyaretten dönerken kendisini ve heyetini taşıyan helikopterin dağlık arazide düşmesi sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan'ın da ölenler arasında olduğu açıklandı.

2021'de zorlu bir seçimle cumhurbaşkanı seçilen Reisi, nükleer müzakerelerde sert bir tutum izledi.

Bu gelişmenin ardından İran'ın şahin kanadı, ABD ordusunun komşu Afganistan'dan kaotik bir şekilde çekilmesi ve Washington'daki politika değişiklikleri nedeniyle cesaretlenmişti.

Dönemin ABD Başkanı Donald Trump 2018'de Tahran ile yapılan nükleer anlaşmadan dönerek İran'a yönelik sert ABD yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koymuş ve Tahran'ın nükleer sınırları giderek daha fazla ihlal etmesine yol açmıştı.

Daha sonra ise, Tahran ile Trump sonrası göreve gelen ABD Başkanı Joe Biden yönetimi arasında da anlaşmayı canlandırmaya yönelik dolaylı görüşmeler tamamen durdu.

Reisi'nin sert tutumu iç politikada da kendini gösterdi

Reisi seçilmesinden bir yıl sonra, İran'da kadınların kıyafet ve davranışlarını kısıtlayan "tesettür ve iffet yasasının" daha sıkı bir şekilde uygulanmasını emretti.

Mahsa Amini adlı genç bir İranlı kadın, bu yasayı ihlal ettiği iddiasıyla ahlak polisi tarafından tutuklandıktan sonra gözaltında öldü.

Aylarca süren ülke çapındaki protestolar, 1979 İslam Devrimi'nden bu yana İran'ın ruhban sınıfı yöneticilerine karşı en ciddi meydan okumalardan birisi olarak kayıtlara geçti.

Siyaseten büyük bir tecrübesi olmamamasına rağmen Reisi, nükleer politikadaki duruşu ve güvenlik baskısı konusunda Batı karşıtı Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'den tam destek aldı.

Sistemin temel direği

Reisi, Tahran'da genç bir savcıyken, İran'ın Irak'la sekiz yıl süren savaşının sona erdiği 1988 yılında yüzlerce siyasi tutuklunun idamını onaylayan bir heyette yer almıştı.

Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre o dönemde, İran genelinde binlerce tutuklunun kaderini birkaç dakika süren keyfi yargılamalarla belirlemek üzere hakimler, savcılar ve istihbarat bakanlığı yetkililerinden oluşan ve "ölüm komiteleri" olarak bilinen engizisyonlar kuruldu.

İran genelinde öldürülen insan sayısı hiçbir zaman teyit edilmemiş olsa da Uluslararası Af Örgütü bu sayıyı asgari 5,000 olarak gösteriyor.

Reisi 2021'de gazetecilere verdiği bir demeçte, ölüm cezalarında rolü olduğu yönündeki iddialarla ilgili olarak şunları söylemişti.

"Eğer bir hakim, bir savcı halkın güvenliğini savunmuşsa övülmelidir. Bugüne kadar bulunduğum her pozisyonda insan haklarını savunmuş olmaktan gurur duyuyorum."

Reisi 2019'da Hamaney tarafından yargı başkanlığı görevine atandı. Kısa bir süre sonra da bir sonraki Dini Lideri seçmekten sorumlu 88 üyeli dini yapı olan Uzmanlar Meclisi'nin başkan yardımcılığına seçildi.

New York merkezli İran İnsan Hakları Merkezi (CHRI) İcra Direktörü Hadi Ghaemi yaptığı değerlendirmede;

"Reisi, devlet politikalarını eleştirmeye cesaret ettikleri için insanları hapse atan, işkence eden ve öldüren bir sistemin temel direği"

ifadeleri kullanıldı.

Reisi, Hamaney ile birlikte Batı'ya karşı derin bir şüphe duyuyordu. Reisi ayrıca, Hamaney'in ekonomide kendi kendine yetme çabasını ve Orta Doğu'daki vekil güçleri destekleme stratejisini destekledi.

Geçen ay İran'ın Şam'daki büyükelçiliğine düzenlenen bir füze saldırısında üst düzey İran Devrim Muhafızları öldürülünce İran İsrail'e eşi benzeri görülmemiş ama büyük ölçüde başarısız bir doğrudan hava bombardımanıyla karşılık verdi.

Reisi, İsrail'in İran topraklarına yönelik herhangi bir misillemesinin "Siyonist rejimden" geriye hiçbir şey kalmamasıyla sonuçlanabileceğini belirtti.

Reisi 2014 yılında başsavcı olarak atanmadan önce 10 yıl boyunca yargı başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Beş yıl sonra ABD, 1980'lerdeki idamlar da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri nedeniyle kendisine yaptırım uygulamıştı.

Tartışma