RFE/RL: Kafkasya'daki yeni dengeler, Azerbaycan ve bölge için ne anlam ifade ediyor?
Ermenistan'ın Avrupa'daki en yakın müttefiki Fransa, BM Güvenlik Konseyi için bir karar tasarısı hazırlıyor. Kafkasya'da yeni bir ideolojik süreç başlıyor ve Azerbaycan daha büyük hedeflere odaklanacak.
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından RFE/RL'de, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ zaferinin ardından ortaya çıkan dengelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ zaferinin ardından bölgedeki dengeleri büyük ölçüde Azerbaycan lehine değiştiği belirtilen analizde, Ermenistan'ın Avrupa'daki en yakın müttefiki Fransa'nın ise BM Güvenlik Konseyi için yeni bir karar tasarısı hazırladığı belirtildi.
Analizde ayrıca, Kafkasya'da yeni bir ideolojik değişim sürecinin başladığı ve Azerbaycan'ın artık daha büyük hedeflere odaklanacağı tespitine yer verildi.
İşte RFE/RL'de yayınlanan analiz:
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 15 Ekim'de Dağlık Karabağ bölgesinin fethedilen başkentinin meydanında boy gösterdi ve Azerbaycan bayrağını, Ermeni işgaline karşı uzun zamandır beklenen zaferin sembolü olarak direğe çekti.
Aliyev kadrajda tamamen yalnızdı. Ve kameralara yaptığı açıklamada;
"Son 20 yıl boyunca verdiğim tüm sözler ve önüme koyduğum tüm görevler yerine getirildi"
ifadelerini kullandı.
Bu açıklama akıllara şu soruyu getirdi: Eğer tüm görevler yerine getirildiyse, şimdi ne olacak?
Zira; Dağlık Karabağ'ı 1990'ların başından beri işgal eden Ermeni güçlerinden geri alma arayışı, Aliyev'in tüm cumhurbaşkanlığı boyunca yol gösterici hedefini temsil ediyordu.
RFE/RL'ye konuşan Aliyev'in üst düzey temsilcisi Elchin Amirbayov;
"Topraklarımız işgal edildiğinden beri, 20 yılı aşkın bir süredir bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve egemenliği yeniden tesis etme mücadelesi ana motif olmuştur. Şimdi bu mesele sona erdi. Gururumuzu geri kazandık. Ayrıca tarihi adaleti de yeniden tesis ettik."
açıklamasında bulundu.
Ancak birçok gözlemci meselenin bittiğinden emin değil.
On yıllar boyunca ulusu işgalin adaletsizliğine karşı birleştirmek, ekonomik ve sosyal hoşnutsuzluk artarken bile bir halkı harekete geçirmek için kesin bir yöntemdi.
Ermenistan ve Azerbaycan, ortak sınırlarını belirleyecek ve iki ülkeyi birbirine bağlayacak ulaşım yollarını oluşturacak bir barış anlaşması üzerinde müzakerelere devam ediyor.
Ermeni destekli ayrılıkçılar, 1990'ların başında yaklaşık 30.000 kişinin ölümüne neden olan bir savaş sırasında çoğunlukla etnik Ermeni nüfusun yaşadığı bölgeyi Azerbaycan'dan ele geçirdi.
Çatışmayı çözmeye yönelik diplomatik çabalar çok az ilerleme sağladı ve iki taraf 2020'de Rusya'nın aracılık ettiği ateşkesten önce altı hafta süren ve Ermenistan'ın bölgenin bir kısmı ve yedi komşu bölge üzerindeki kontrolünü kaybetmesiyle sonuçlanan başka bir savaşa girdi.
2022'de iki ülke çatışmanın sona ermesi için müzakerelere başladı. Ancak süreç Bakü için yeterince hızlı ilerlemedi ve Eylül ayında Azerbaycan, etnik Ermeni de facto Karabağ yönetiminin teslim olması ve bölge nüfusunun neredeyse tamamının göç etmesiyle sonuçlanan bir askeri saldırı başlattı.
Bir barış anlaşması için müzakereler, ivme yavaşlamış olsa da hala devam ediyor.
Ermenistan'ın Avrupa'daki en yakın müttefiki Fransa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi için bir karar tasarısı hazırlıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, Karabağ Ermenilerinin "tehcirinin cevapsız kalamayacak ciddi bir suç" olduğunu belirtti.
Aliyev'in elçisi Amirbayov ise; Paşinyan'ın Fransa'nın Güvenlik Konseyi daimi üyeliğini "kötüye kullandığını" söyledi ve "doğru yönde ilerlemiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Amirbayov;
"Bize Ermenistan'ın rövanşizmden vazgeçtiğine dair bir sinyal gönderecek ilk adım, Paşinyan'ın son askeri çatışmanın sonucunu itiraz etmesi gereken bir şey olarak görmediğini değil, gerçek eylemlerle açık bir şekilde ifade etmesi olacaktır.”
ifadelerini kullandı.
Yeni ideolojik değişim süreci
Uluslararası ilişkiler ve güvenlik konularına odaklanan Bakü merkezli Topchubashov Center'da araştırma görevlisi olan Shujaat Ahmadzada, Karabağ zaferinin ardından ortaya çıkan boşlukta, hükümetin milliyetçiliğe güvenmeye devam etmesinin cazip olacağını belirtti.
Ahmadzada yaptığı değerlendirmede;
"Bir zamanlar Karabağ'ın özgür olacağı ütopik bir hayal etrafında şekillenen ulusal bir hedefti. Şimdi Karabağ 'özgür' ve ulus bunu sindirmeye çalışıyor.”
ifadelerini kullandı.
Bakü merkezli analist Goyuşev ise 2020 savaşının halkı bir araya getirdiğini ve Aliyev'in popülaritesini artırdığını belirtti.
Eylül ayındaki saldırıya ve Karabağ liderlerinin teslimiyetine yönelik kamuoyu tepkisinin üç yıl öncesine kıyasla çok daha sessiz olduğunu belirten Goyuşev, 2020'nin "oyunun kurallarını değiştirdiğini ve bunun beklenen bir şey olduğunu" belirtti.
Londra merkezli Chatham House'un Rusya ve Avrasya Programı direktörü Laurence Broers da, 2020 savaşının "ülkenin en önemli uzlaşı meselesinde halka büyük bir katılım sağlayarak sistemi yeniden dengelediğini" belirtti.
Cumhurbaşkanı Aliyev 29 Eylül'de yaptığı bir başka konuşmada, yerinden edilmiş insanların geri dönüşünü "bizim için bir numaralı görev" olarak tanımladı.
Aliyev aynı zamanda konuşmasının yarısından fazlasını Ermenilerin bölgede geçmişte işledikleri suçları uzun uzun anlatarak geçirdi ve rövanşizme karşı bir uyarıda bulundu.
Aliyev;
"Ermenistan yönetimi, onların arkasında duranlar ve Azerbaycan'a karşı bazı kabul edilemez planlar düşünenlere tavsiyem, sabrımızı bir daha test etmemeleridir.”
ifadelerini kullandı.
Tüm bu gelişmeler ise şüphesiz olarak Azerbaycan'ın artık daha büyük hedeflere odaklanacağını gösteriyor.