RFE/RL: Türkiye, bölgede baskın güç haline geldi!
Türkiye, Suriye ile Libya tarzı bir MEB anlaşması ile Akdeniz'deki konumunu daha da güçlendirebilir. Türkiye, Suriye'deki ABD destekli gruplara operasyon için artık çok daha güçlü bir konumda.
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından RFE/RL'de Suriye'deki son değişimlerin ardından Türkiye'nin artan bölgesel gücünün değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye'deki son değişimlerin ardından Türkiye'nin, İran ve müttefiki Rusya'nın karşısında bölgedeki başat aktör haline geldiği belirtilen analizde, Türkiye'nin Suriye'de faaliyet gösteren ABD destekli gruplara karşı da daha rahat operasyon yapabileceği bir konuma geldiği belirtildi.
Analizde ayrıca; Suriye'deki yeni yönetim ABD destekli SDG yerine Türkiye ile iyi ilişkileri tercih edeceği ve bölgede bulunan ABD askerlerinin de bu grupları korumak için yeterli olamayacağı tespiti yapıldı.
İşte RFE/RL'de yayınlanan analiz:
Beşar Esad hükümetinin aralarında Ankara destekli grupların da bulunduğu muhalifler tarafından devrilmesi, Türkiye'yi İran ve müttefiki Rusya'nın aleyhine Suriye'deki başat dış aktör haline getirdi.
Türkiye ve İran yıllarca Güney Kafkasya'da nüfuz mücadelesi verdi ve bu rekabet şimdi Levant'a kadar uzanmış görünüyor.
Washington merkezli Foundation for Defense of Democracies (FDD) İran analisti Behnam Taleblu gelişme ile ilgili yaptığı değerlendirmede;
“İran, Esad'ın devrilmesinden çok önce de Türkiye'nin Suriye'deki ekonomik, siyasi ya da askeri nüfuzuna ilişkin ciddi kuşkulara sahipti. Ancak İran'ın bölgedeki tek müttefikini kaybetmesiyle bu endişeler katlanarak artacak”
ifadelerini kullandı.
Yine de uzmanlar Türkiye'nin Suriye'de İran aleyhine yükselen profilinin Ankara-Tahran ilişkilerinin önemli ölçüde etkileneceği anlamına gelmediğini belirtiyor.
Türkiye neyin peşinde?
Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana İran ve Rusya Esad'ı desteklerken Türkiye Esad karşıtı muhalif grupları destekledi.
İran, başta Lübnanlı grup Hizbullah olmak üzere vekillerini ve ortaklarını finanse etmek ve silahlandırmak için Suriye'yi bir basamak olarak kullanabilmek amacıyla Esad'ın iktidarda kalmasına ihtiyaç duyuyordu.
Rusya için ise Esad'ın iktidarı, Moskova'nın Hmeymim hava üssünü ve Tartus'taki deniz üssünü koruyabileceği anlamına geliyordu ki bu da ona Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz'e daha kolay erişim sağlıyordu.
Ankara, Suriye'de kendi bölgesel vizyonu ve politikalarıyla, özellikle de Suriye'nin kuzeyindeki PYD gibi grupları dizginleyecek politikalarla daha uyumlu bir hükümet istiyordu.
PYD'nin silahlı kanadı YPG ve ABD destekli SDG de bu bölgede faaliyet gösteriyor.
German Institute for International and Security Affairs'de Türkiye uzmanı olan Daria Isachenko;
“Türkiye'nin Suriye'de üç temel kaygısı var. YPG/PYD ile mücadele, Suriyeli mültecilerin Suriye'ye geri dönüşünü sağlamak ve Türkiye'ye daha fazla mülteci akışını önlemek”
tespitinde bulundu.
Isachenko, Esad'ın 8 Aralık'ta devrilmesinin Türkiye'ye mülteci akınını durdurduğunu ancak “ilk iki endişenin devam ettiğini” sözlerine ekledi.
Suriye şu anda fiilen ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ve müttefikleri tarafından yönetiliyor ve bunların bir kısmı İran'ın bölgesel rakibi olan Türkiye tarafından destekleniyor.
Diğer yandan Isachenko, Türkiye'nin Suriye'de artan nüfuzunun, Ankara'nın Şam'daki yeni yetkililerle Libya tarzı bir denizcilik anlaşması imzalaması halinde Akdeniz'deki konumunu daha da güçlendirebileceğini belirtiyor.
Önümüzdeki yol
Türkiye'nin itibarının artması ve İran'ın Suriye'deki konumunun zayıflaması, İran, Rusya ve Türkiye'nin nüfuz mücadelesi verdiği Güney Kafkasya'daki gelişmeleri de etkileyebilir.
Uzmanlar, Suriye'deki çatışmayı sona erdirmek için üç ülke tarafından desteklenen Astana görüşmeleri sona ermiş olsa da, farklı çıkarları yönetmek için bir platform görevi gördüğünü söylüyor.
ABD'nin bölgede SDG'ye verdiği destek, 2018 ve 2019'da ABD askerlerinin çoğunun çekilmesi ve Washington'un NATO müttefiki Türkiye'nin baskısı gibi faktörlerin bir araya gelmesi nedeniyle son yıllarda zayıfladı.
Uzmanlar, 2019'da Suriye'nin kuzeyine bir operasyon başlatan Ankara'nın şimdi bu yapılara karşı daha fazla meydan okumak için güçlü bir konumda olduğunu belirtiyor.
Esad'ın devrilmesinden bu yana Ankara destekli muhalifler, PYD-YPG milisleri ile çatışıyor ve bu grupların kontrolünde olan Türkiye sınırına yakın Menbiç ve Tel-Rıfat kentlerini ele geçirdi.
Analist Wladimir van Wilgenburg, bu bölgede kalan 900 ABD askerinin varlığının bu grupları korumada bir miktar etkili olabileceğini söylüyor.
Wilgenburg ayrıca;
“Şam'daki yeni yönetim muhtemelen SDG yerine Türkiye ile ilişkileri tercih edecektir. HTŞ ile bir anlaşmaya varmadıkları sürece ABD destekli grupların varlığı büyük tehlike altında.”
değerlendirmesinde bulunuyor.