Rusya Ukrayna'da Suriye’de uyguladığı stratejiye mi geçiyor?
💢 Rusya, Ukrayna'da, Suriye'deki "Yanık Toprak" stratejisine mi geçiyor?
💢 Rusya'nın Ukrayna'daki stratejisindeki değişimin yansımaları neler olacak?
💢 Moskova'nın yeni stratejileri hangi sorunlara gebe?
Geçtiğimiz günlerde Rusya’yı işgal edilen Kırım’a bağlayan Kerç köprüsünde meydana gelen patlama, askeri anlamda büyük bir etkisi olmasa bile siyaseten ve sembolik olarak doğrudan Putin’i hedef almıştı. Nitekim Putin’in doğum gününde gerçekleşen bu patlama, Rusya’nın genişlemesinin sembolünü hedef almıştı.
Patlamanın ardından Rusya’nın Ukrayna’daki birçok kenti ve özellikle başkent Kiev’i bombalaması, Rusya’nın Suriye’de uyguladığı stratejiyi hatırlatmaktadır. Askeri strateji devam edecek mi? Ederse, bu Ukrayna’daki savaşa nasıl yansıyacaktır?
Rusya’nın Ukrayna’da Suriye’de ve daha önce de Çeçenistan’da uyguladığı stratejiyi uygulamaya devam edip etmeyeceği, yoksa yaşanan saldırı dalgasının tek seferlik bir cezalandırma mı olduğunu anlamak için öncelikle Rusya’nın bugüne kadar Ukrayna’da neden Suriye ve Çeçenistan’da uyguladığı yanık toprak stratejisinden farklı bir yol izlediğini anlamak gerekir. Öncelikle, Rusya’nın Suriye’de ve Çeçenistan’da hedef aldığı sivil yerleşim alanları ve sivil altyapıyı Ukrayna’da sistematik olarak hedef almamasının ardında, Rusların etnik aidiyet duygusu yatmaktadır. Suriyeliler ile herhangi bir manevi ve duygusal bağı yokken, Ukraynalılar Ruslar tarafından kardeş topluluk olarak görülmektedir. Aynı zamanda Ruslar kendilerini bir yalana inandırmışlardır. Bu yalana göre, Ukraynalılar 73% ile seçilen hükümetlerini değil, Rusya’yı sevmekte ve desteklemekteydiler. Rusların işgalin başından bu yana Ukrayna halkının kendilerinin yanında yer alacağı ve onlara karşı savaşanların sadece Naziler olduğuna dair Rus’un Rus’a propagandasına maruz kaldılar. Etnik bağ ve bu yanlış algı sebebiyle, bugüne kadar Ruslar Ukrayna’da görece olarak dikkatli davrandılar ve askeri olarak bilinçli bir sistematik sivil altyapıyı hedef alma stratejisi gütmediler.
İkinci sebep ise Rusların uluslararası tepkiden çekinmesi olmuştur. Nitekim tüm dünyanın yakından takip ettiği Ukrayna savaşında sivillerin ve sivil altyapıların hedef alınması, Ruslar için prestij sorununa dönüşebilir. Sadece ABD ve Avrupa ülkeleri nezdinde değil, Asya’daki ülkeler nezdinde de bu sorun yaratabilirdi.
Üçüncü sebep ise Rusların askeri olarak Ukrayna semasında hava üstünlüğünü sağlayamamalarıdır. Nitekim hem Suriye’de hem de Çeçenistan’da Ruslar havada herhangi bir mütekabiliyet veya tehdit olmadan uçup, istedikleri bölgeleri istedikleri zaman hedef alabilmekteydiler.
Son olarak, Ukrayna’nın geniş toprakları Rusların sınırlı bir bölgede uyguladığı yanık toprak stratejisini daha zor ve daha maliyetli kılmaktadır. Örneğin Çeçenistan gibi 17 bin km2 ya da Suriye gibi 185 bin km2 nin sadece Suriyeli muhaliflerce kontrol edilen kısımları yerle bir edilmesi askeri olarak mümkündür. Ancak Ukrayna gibi 600 bin km2büyüklüğünde bir devlete karşı bu stratejiyi uygulamak daha zordur.
Ancak ne var ki bu dört sebeplerde yaşanan değişim, Rusları stratejiyi değiştirmeye itmiş olabilir. Öncelikle, Rusların Ukrayna halkı ile yaşadığı duygusal bağ giderek yok olmaktadır. Artık Ruslar da kendi propagandaların doğru olmadığını kavrayarak, Ukraynalıların hain olduğuna ve NATO’nun maşası olduğuna kanaat getirmektedir. Özellikle Kerç köprüsü gibi Ruslar nezdinde yıllardır propagandası yapılan bir sembolün hedef alması psikolojik kopuşu taçlandırmaktadır. Bununla beraber, Rusların uyguladığı kısmı seferberlik ile, Ukrayna’daki savaşın bir azınlığa karşı olmadığı anlaşılmış ve artık Ukrayna’daki Rus kayıpları Rus toplumsal hafızayı daha derinden etkilemeye başlamıştır.
Diğer değişim ise uluslararası prestij açısından yaşanmaktadır. Rusya açısında Ukrayna’da yaşanan askeri kayıplar ve Ukrayna ordusunun ilerleyişi, Rusya’nın uluslararası itibarını zedelemektedir. Rusya’nın askeri kapasitesi ve askeri gücü artık ciddi manada sorgulanmaktadır. Ukrayna savaşının öncesinde kimsenin tahmin etmeyeceği seviyede kötü bir performans gösteren Rus ordusunun itibari çökmüştür. Dünyanın ikinci en büyük ve ikinci en güçlü orduya sahip olduğunu iddia eden Rusya için askeri gücünün sorgulanması, Rusya’nın sivilleri hedef almasından yaşanacak imaj kaybından daha önemli bir hale gelmiştir.
Rusya’nın Ukrayna’daki harekatın başına Suriye’de görev almış ve kimyasal silah saldırısı dahil Esed rejiminin ve Rusya’nın Suriye’de gerçekleştirdiği birçok katliamın ve sivil altyapının hedef alınmasında rol oynayan Sergey Surovikin’i ataması, Rusya’nın stratejisini değiştirdiğine işaret etmektedir. Muhtemeldir ki, Rusya’nın son füze saldırıları tek seferlik bir cezalandırma değil, kapsamlı ve kalıcı bir stratejik değişimdir.
Ancak bu stratejinin uygulanmasında Rusların hava üstünlüğünü sağlayamaması ve Ukrayna’nın geniş topraklarının oluşturduğu sınırlandırma devam etmektedir. Bu durumun farkında olan Rus ordusu muhtemeldir ki, hava saldırıları yerine Rusya’nın geniş füze envanterini kullanmayı tercih edecektir. Her ne kadar hassas güdümlü füze sistemlerin sayısı çok sınırlı olsa da, hassas güdüme sahip olmayan füzelerin sayıları Rusya için belirli bir süre için yeterlidir.
Rusya stratejik değişim ile cephe hattının çok arkasında sivil alanları ve sivil altyapıyı hedef alarak, Ukrayna’dan ikinci bir göç dalgasının yaşanmasını sağlayabilir. Böylelikle Ukrayna topraklarında bulunan nüfus azalır ve Avrupa’daki mülteci nüfus yükü çoğalır. Rusya’nın Suriye’de Türkiye’ye karşı uyguladığı baskının benzeri Batılı ülkelere karşı uygulanır. Böylelikle kış boyunca yakıt ve gaz sorunu yaşaması beklenen Avrupalı ülkelere, ek bir mülteci yükü daha oluşturulmuş olunur.
Savaşın gidişatı açısından ise füze sistemleri ile yapılan saldırılar sonucunda, Ukrayna’da yeni bir panik yaşanır ve Rus ordusu sivillerin paniğini ve sivillerin göç hareketini Ukrayna’yı meşgul etmek ve dikkatini dağıtmak için kullanabilir. Benzer bir stratejiyi 2020 yılında İdlib’in kışında uygulayan Rusya, böylelikle Ukrayna ordusunu yavaşlatabilir.
Ukrayna ordusunu yavaşlatmak, Rusya için son derece önemli. Nitekim Rus kurmayların söylemlerine göre, Ukrayna’da yaşanan askeri kayıpların temel sebebi Ukrayna ordusunun sayısal üstünlüğünden kaynaklanmaktadır. Cephe hatları arasında hızlıca asker kaydırarak, Ukrayna ordusu istediği zaman istediği noktada sayısal üstünlük sayesinde ilerleyebilmektedir. Ukrayna ordusunun bu üstünlüğünü gidermek için kısmi seferberlik ilan edilmiştir.
Rusya’nın uygulamada birçok sorun yaşadığı kısmi seferberlik için daha fazla zaman kazanılmış olunur ve silah altına alınanların eğitimleri daha rahat tamamlanır. Kısmi seferberliğin etkisinin sahaya yansımasına kadar Ukrayna ordusu bu yeni strateji ile oyalanabilir.
Rusya’nın bu hamlesinin hangi ölçüde başarılı olacağı ise bir zaman meselesi olacaktır. Rusya’nın sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alması, Ukrayna ile olan dayanışmayı güçlendirecektir ve Ukrayna’nın uzun süredir talep ettiği hava savunma sistemlerin Ukrayna’ya verilmesi için yeni bir momentum yaratacaktır. Bu bağlamda, ilk saldırı dalgasının akabinde Ukrayna Başkanı Zelensky ile Fransa Cumhurbaşkanı Macron arasında yapılan görüşmede hava savunma sistemleri hakkında konuşulduğu bilinmektedir.
Eğer batılı devletler hızlı davranabilir ve Ukrayna’ya gerekli sayıda hava savunma sistemi gönderirse, Rusya’nın uygulamak istediği strateji başarısızlık ile sonuçlanabilir. Ukrayna’ya sağlanacak hava savunma sistemleri ile füzelere karşı belirli bir koruma sağlanacak ve Rus hava kuvvetlerin kullanımı tamamen kısıtlanabilir. Hatta, hava üstünlüğü Ukrayna’ya geçebilir.
Rusya’nın bir yandan kısmi seferberlik ilan etmesi, diğer yandan Avrupa’ya gaz tedarikini kesmesi ve Suriye’de uyguladığı stratejiyi Ukrayna’da devreye sokması, Ukrayna’daki savaşın uzun soluklu olacağını göstermektedir. Rusya, batıyı enflasyon ve enerji krizi ile sıkıştırmaya çalışırken, batılı toplumların hükümetlerini zorlayacağını ümit etmektedir ve zaman kazanmaya çalışmaktadır. Bir yıpratma savaşına dönüşen Ukrayna savaşının sonucu hangi tarafın nefesi daha uzun soluklu olacağı ile sonuçlanması muhtemeldir.