gdh'de ara...

Savaşın ve Rusya'nın geleceği

💢 Rusya-Ukrayna Savaşı'nın 11. ayında, Moskova'yı neler bekliyor?

💢 Rusya'nın bölünmesi ve Putin iktidarının son bulması mümkün mü? 

💢 Rus kamuoyunda beklentiler ne yönde?

1. resim

Rusya, 11 ay önce Ukrayna’ya karşı topyekün saldırı başlatırken eski Sovyet coğrafyasının sahibi olduğunu tüm dünyaya göstermeyi ve Batı’ya meydan okumayı amaçlıyordu. Dünya ise Putin’in Ukrayna’dan sonraki hedefinin hangi ülke olacağını tartışıyordu. Zira daha önceki tecrübeler (Gürcistan, Kırım) Rusya’nın eski Sovyet coğrafyasındaki zorbalıklarının önlen(e)meyeceğine ilişkin çok oturmuş bir kanaat oluşturmuştu.

Fakat 11 ay içerisinde dünyada sadece Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı kaybedeceğine değil, hem de Rusya’nın kendi devletçiliğinin tehlike altına düşebileceğine ilişkin yorumlar yapılmaya başladı. 11 ay önce Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine neredeyse kesin gözle bakılırken, 11 ay sonra savaşın seyri de, sonu da kestirilemez oldu.

The Atlantic Council’ın dünyanın en önemli dış politika uzmanları arasında yaptığı anket sonuçlarına bakılırsa, 167 uzmanın yüzde 46’sı yakın 10 yılda iç savaş, siyasi dezentegrasyon veya devrimlerle Rusya’nın çöküşü veya parçalanmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor.

Uzmanlara göre, gerek Rusya, gerekse de Ukrayna savaşı yıllarca sürdürmeye hazır. Ancak bununla birlikte yakın 10 yıl içerisinde NATO ve Rusya’nın direkt karşı karşıya geleceğine uzmanlar inanmıyor. Soru sorulan uzmanların yüzde 58’i yakın 10 yıl içinde nükleer silah kullanılacağını düşünmüyor.

Rus politika uzmanı ve yazar Andrey Piontkovskiy, Rusya’da iç savaşın çıkacağını tahmin ediyor. Piontkovskiy’e göre, Rusya barışçıl yolla etnik cumhuriyetlere ayrılmayacak, tam tersi, ülkede birbiri ile savaşacak silahlı klanlar oluşacak:

“Rus diktatörü Putin’in iktidar sistemi gözlerimizin karşısında çöküyor. Vagner’in sahibi Prigojin’in çok büyük iddiaları var. Ramzan Kadırov çok önemli birisiymiş gibi davranıyor. Rusya’da kurulan özel orduların nihai amacı Ukrayna’da zafer değil, Rusya’nın içindeki gelecek iç savaşa hazırlıktır”.

Rus siyaset uzmanı Mihail Şeytelman ise Ukrayna’da savaş kaybedilse bile Putin’in Rusya’da iktidarda kalabileceğini düşünüyor. Bunun sebebi ise ülkede artık Putin’e karşı hiçbir güç kalmamasıdır:

“Son dönemde Rusya’da hiçbir muhalif eylem dahi yok. Fikrini ifade etmek isteyenlerin yüzde 99’u ya ülkeyi terketmiş, ya cezaevinde. Bu nedenle de Ukrayna’daki yenilgi Putin’in iktidardan gitmesi ile sonuçlanmayacak. Putin uzun yıllar iktidarda kalabilir. Ancak Ukrayna’da yenilirse Rusya hızla yoksullaşmaya ve yozlaşmaya devam edecek.

2011-2012’de Putin’i devirmek mümkün idi. Ancak şimdi mücadele etmek bile imkansız. Aynen Kuzey Kore’de olduğu gibi. Kuzey Kore’de ne zaman protesto olduğunu duydunuz? İnsanları öldürüyorlar, ot yediriyorlar, açlıktan öldürüyorlar, ancak protesto yok. Rusya’yı da böyle kader bekliyor”.

Ancak henüz bu tahminlerin hepsi 10-15 yıl sonrası için yapılıyor. 2023’te savaşın seyrinin nasıl olacağı konusunda ise çok farklı fikirler mevcut.

İsveçli ünlü ekonomist, Atlantik Konseyi eski kıdemli üyesi Anders Aslund, Rusya’nın bu sene Ukrayna’da yenileceğini ve ardından iktidarda da kalamayacağını düşünüyor. Özgürlük radyosuna konuşan Aslund, böyle düşünmesi için sebeplerin ise çok olduğunu belirtiyor:

“Öncelikle, Putin Ukrayna’da ne yaptığını bilmiyor, orada tam bir karmaşa söz konusu. Mesela, Makievka’da yaşananlar bunun en iyi örneğidir. Yüzlerce askeri cephe hattının yakınında bir yere doldurmuşlar ve oraya hem de mühimmat depolamışlar. Bu, oldukça basit bir hatadır. İkincisi, Rusların yüksek hassasiyetli füzeleri az, ordu ise dağınıktır. Üçüncüsü, ABD bu sene Ukrayna’ya 45 milyar dolarlık silah verme kararı aldı, bu, çok büyük bir kaynak. Ukrayna’nın bugün Rusya’dan çok daha iyi silahları var ve Ukrayna askerleri onları nasıl kullanmaları gerektiğini biliyorlar. Batı hiçbir zaman olmadığı kadar oraya yoğunlaşmış. Hatta Macron bile şimdi Ukrayna’nın zaferinin önemli olduğunu söylüyor. Çünkü Ukrayna kazanmazsa, Batılılar tam olarak aptal gibi görünecekler. Bunu ise istemiyorlar”.

Aslund’a göre, Putin’in iktidarını kaybedeceğini düşünmek fazla iyimserlik değil:

“İktidar genellikle aniden kaybedilir. Çauşesku örneğinde olduğu gibi. Bence, Rusya için de ani iktidar kaybı söz konusu olacak. Rusya’da ne olacağını kestirmek kolay değil, zira Putin orada sert bir diktatörlük kurmuş. Ancak analiz yapmak mümkün. Putin’e ve savaş destek kısmen de olsa azalıyor. Putin’in yılbaşı öncesi tüm konuşmalarını iptal etmesi, sadece BDT liderleri ile görüşmesi ve onlardan da uzak durması çok dikkat çekici. Putin insanlara yaklaşmaktan korkuyor. Bence suikast ihtimalinden korkuyor. Açılışları bile kendi sığınağında ekrandan izliyor. Ülkede ise en önemli sorun sadece ekonomik zorluklar değil, siyasi elit ve halkın demoralize olmasıdır”.

Aslund, Ukrayna’nın bir sonraki adımının Kırım’ı Donbas’tan ayırmak olacağı görüşünde:

“Demiryolunun ve iki önemli otomobil yolunun geçtiği Melitopol’ü geri almak gerekecek. Ben o bölgelerde oldum, orada mevcut olan yollar korkunç durumda. Bu durumda Rus ordusunun Kırım’ı koruması çok zor olacak. Bence Ukrayna Kırım ve Sivastopol’ü Donbas’tan daha kolay geri alacak; zira Donbas’ta Rusya’nın savunma yapması daha kolay”.

Batılı uzmana göre, Putin Kremlin’de kaldığı müddetçe barış anlaşması olmayacak:

“Putin gittiğinde ise rejim çökecek. Çünkü Putin rejimi kişisel otoriter kleptokrasidir. Bu sistemler diktatör gittikten sonra yaşamıyor”.

Peki 11 ay önce “3 gün içinde Kiev’in düşeceğine” yorumlarının yapıldığı Rusya kamuoyunda hava nasıl? Rus basınında artık savaşın kendilerine de zarar verecek şekilde uzayacağına ilişkin tahminler kısık sesle de olsa dillendiriliyor. Geçtiğimiz günlerde Rus Moskovskiy Komsomolets gazetesinin yayınladığı 2023 tahminleri de bu kapsamda değerlendirilebilir.

Moskovskiy Komsomolets, savaşa ilişkin değerlendirmeleri Rusya’da yaşayan, Rusya yanlısı Ukraynalı politika uzmanları Vasiliy Stoyakin, Aleksandr Dudçak ve eski Ukrayna milletvekili Oleg Tsarev ile yaptı.

Vasiliy Stoyakin’e göre, yapılan tüm tahminlere rağmen bu sene savaşın ateşi bu sene bir şekilde söndürülecek:

“Buna nasıl karar verilecek, henüz hiçbir şekilde görmek mümkün değil, ancak bu sene aktif aşama sona erecek ve sıcak-soğuk ateşkes kısmı başlayacak. Bu çok gerçekçi bir tahmin; zira aktif çatışmaları sürdürmek için iki tarafın da çok büyük kaynaklara ihtiyacı var. Batı’nın ruh halinden bir şekilde anlaşmak gerektiğini düşündüklerini görüyoruz. Cephede durumu değiştirmek için girişimler olacak, sonra ise bunu yavaş-yavaş müzakereler takip edecek”.

Aleksandr Dudçak ise Rusya’nın bu sene kendi pozisyonunda kalacağını söylüyor:

“Hiçbir taviz ve barış arayışı olmayacak. Onlarla anlaşmak zor. Bizim müzakerelere ihtiyacımız yok, Batı’nın da Ukrayna canlı gücünü koruduğu sürece buna ihtiyacı olmayacak. Maalesef sadece askeri yolla, Kiev’in teslim olmasıyla çözüm olabilecek; Batı da bunu engellemek için elinden geleni yapacak. Burada iki seçenek var. Birincisi, Kiev teslim olur ve Rusya tüm Ukrayna üzerinde kontrol sağlar. Bu, çok az inandırıcı seçenektir. Diğer seçenek ise operasyonların uzun süre devam etmesi ve sonunda teslimiyetin sağlanmasıdır”.

Ancak Dudçak, Batı’nın kendi sorunlarına rağmen Ukrayna’ya desteğini azaltacağını düşünmüyor:

“Onlar kendi kayıplarına rağmen, her halükarda Rusya’ya maksimum darbe vurmayı planlıyorlar”.

Oleg Tsarev ise ABD ve İngiltere’nin farklı oyunlar oynayarak Kiev’e yönelik politikalarında değişiklik yapabileceklerini düşünüyor:

“Büyük olasılıkla Batı sorunun 2023 veya 2024’te biteceğini umuyor, silah sevkiyatları da buna hesaplanmış durumda. Ancak çatışma uzarsa, Batı’nın konvansiyonel silahlar araması gerekecek. Zira bu tür silahları çok az”.

Aleksandr Dudçak ise Ukrayna’nın insan rezervlerine dikkat çekerek, gelecek sene için Ukrayna ordusunun canlı güç sorununun olmayacağını vurguluyor:

“Hatta bugün bile Kiev’in kontrolündeki topraklarda 20 milyon insan var ve onların yarısı erkeklerden oluşuyor. Hatta yarısını bile saysak, 5 milyon potansiyel asker var. Hatta bunun bile yarısı olsa, Ukrayna ordusu iki buçuk milyon asker toplayabilir. Bu ise çatışmaların daha uzun devam etmesi için yeterince ciddi bir kaynaktır. Farklı rakamlara göre, Ukrayna 9 ayda 100 bin asker kaybetti. Yaralıları ve farklı nedenlerle savaşamayanları da katsak, 200 bin eder. Elbette, bu büyük kayıp, ancak iki buçuk milyon potansiyel askerle kıyaslandığında değil. Bundan ilave, onlara Polonyalılar, Romenler, Çekler ve diğerleri de gönüllü olacak yardım edecekler”.

Tartışma