Şangay İşbirliği Örgütü ve Türkiye: Çok kutuplu yeni düzende güç çarpanı

ŞİÖ Türkiye için de önemli fırsatlar barındırmaktadır.

1. resim
13.09.2022

Şangay İşbirliği Örgütü, 1996 yılında bölgesel sınır ve güvenlik problemlerinin çözümüne katkı sağlamak ve ekonomik işbirliklerinin artırılması amacıyla; Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından kurulmuş ve Özbekistan’ın üyeliğe kabul edildiği 2001 tarihine kadar “Şangay Beşlisi” adıyla faaliyetlerini sürdürmüştür.

Şangay İşbirliği Örgütü, 2001 yılından sonra ise yeni katılımlarla beraber dokuz daimi üyeye ulaşmıştır. Şu anda; Hindistan, Kazakistan, Çin, Kırgızistan, Pakistan, Rusya, Tacikistan, İran ve Özbekistan, Şangay İşbirliği Örgütü'nün daimi üyeleridir.

Şangay İşbirliği Örgütü; bu haliyle dünya nüfusunun yarıdan fazlasını, doğalgaz rezervlerinin yaklaşık 46’sını ve dünya petrolünün yaklaşık yüzde 30'unu barındıran bir örgüt haline gelmiştir.

Özellikle tek kutuplu dünya düzenine karşı büyüme stratejisi belirleyen Şangay İşbirliği Örgütü'nün Batı'daki algısı ise, büyük oranda "Rusya ve Çin ekseni" olarak görülmektedir. Diğer yandan Şangay İşbirliği Örgütü askeri bir örgüt olmamasına rağmen, üye devletlerinde ABD ve NATO unsurlarının konuşlanmaması konusunda yazılı olmayan bir prensip yürütmektedir.

Nitekim Türkiye, Şangay İşbirliği Örgütü'nde diyalog ortağı statüsü ile bulunan tek NATO üyesi ülkedir. Türkiye, 6-7 Haziran 2012 tarihlerinde Pekin’de düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi’nde oybirliğiyle Diyalog Ortaklığı’na kabul edilmiştir.

Rusya ve Çin'in Şangay İşbirliği Örgütü ile hedefi ne?

Rusya, Şangay İşbirliği Örgütü ile Avrasya Ekonomik Birliği ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi farklı uluslararası organizasyonları da kullanarak, post-Sovyet alanda Rus hakimiyetini devam ettirmeyi hedeflemiştir.

Çin ise yüksek nüfusu ve yüksek üretim kapasitesi ile birlikte paralel olarak artan enerji ihtiyacını daha güvenli şekilde karşılamak ve büyük bir pazar elde etmek için Şangay İşbirliği Örgütü'nü kullanmayı hedeflemiştir.

İki ülkenin Şangay İşbirliği Örgütü ile birlikte diğer hedefi ise şüphesiz ki; tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu dünyaya geçişin sağlanması için bölge ülkelerinin güçlerini bir araya getirme yaklaşımıdır.

Şanghay İşbirliği Örgütü ve ABD

Orta Asya'nın özellikle doğal kaynaklar açısından çok zengin olması, ABD'nin de sürekli olarak bu bölgeye ilgi göstermesine neden olmuştur. Bu nedenle Şangay İşbirliği Örgütü'nün faalliyetleri de ABD tarafından yakından takip edilmektedir.

Nitekim 2005 yılında ABD örgüte gözlemci statüsü için başvurmuş ancak bu isteği reddedilmiştir. Başvurunun reddedilmesinin hemen ardından aynı yıl Şangay İşbirliği Örgütü'nün Liderler Zirvesi'nde, ABD'ye Orta Asya'daki askeri varlığına son verme çağrısında bulunulmuştur.

Bu doğrultuda ABD'nin, Özbekistan'daki Hanabad üssü 2005 yılında, Kırgızistan'daki Manas üssü ise 2009 yılında kapanmıştır. Örgütün Hindistan, Pakistan ve İran'ı da içine alacak şekilde genişlemesi de ABD tarafından yakından takip edilmektedir.

Şangay İşbirliği Örgütü ve Türkiye

Şangay İşbirliği Örgütü üyesi ülkeler dünya nüfusunun yaklaşık yarısını içermektedir. Örgütün üyeleri aynı zamanda dünya ekonomisinin de çok büyük bölümünü oluşturmaktadır. Şangay İşbirliği Örgütü; dünya nüfusunun yarıdan fazlasını, doğalgaz rezervlerinin 46’sını ve dünya petrolünün de yaklaşık yüzde 30'unu barındıran ülkelerden oluşmaktadır.

Bu etmenlerden dolayı örgüt Türkiye için de önemli fırsatlar barındırmaktadır. Diğer bir yönüyle, Türkiye’nin kadim devlet politikasının önemli bir yerinde bulunan Türk Dünyası ülkeleri de büyük ölçüde Şangay İşbirliği Örgütü içerisinde bulunmaktadır.

Diğer yandan Batı'nın örgüte karşı bir ön alma çabası olsa da, Türkiye’nin örgüte girmesi demek NATO'dan vazgeçmesi ya da yüzünü Doğu'ya dönmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü Şangay İşbirliği Örgütü, askeri bir örgüt değil sadece AB yapısına benzer bir ekonomik işbirliği örgütüdür.

Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusunda, dünyadaki örgütlerden birine veya aynı anda birden fazlasına dahil olma hakkı vardır.

Türk Devletleri Teşkilatı'nın son dönemde artan etkisi düşünüldüğünde, Türkiye'nin böyle bir ekonomik işbirliği teşkilatına da katılarak bölgedeki etkisini ve ekonomik çıkarlarını artırması muhtemeldir.

Türkiye'nin tam üye olmasa bile Şangay İşbirliği Örgütü ile geliştireceği ilişkiler ve güvenlik, ekonomi, ticaret ve enerji alanlarında işbirliğini artırması, yeni oluşan çok kutuplu düzende Türkiye'nin net bir şekilde çıkarına olacaktır.

Burada sağlanacak her kazanım, çok kutuplu yeni dünya düzeninde, Avrasya'daki işbirliği alanlarında ve Batı ile olan ilişkilerinde Türkiye için bir güç çarpanı olacaktır.