Suriye'de on binlerce sivil ABD-Rusya çekişmesinde yaşam savaşı veriyor

10 bin sivil Ürdün-Suriye-Irak sınırındaki çölüm ortasında susuzluktan ölüm tehlikesi ile karşı karşıya.

1. resim
04.08.2022

6 yıldır Esed rejimi kuşatmasındaki Rukban kampına BM dahil hiçbir yardım kuruluşunun kampa girmesine müsaade edilmiyor.

Havaların ısınmasıyla 10 bin insan çölde 45 derece sıcaklıkta başta su olmak üzere gıda ve ilaç gibi en temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde ölümü bekliyor.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), ülkenin doğusunda Beşşar Esed rejimi güçlerince ablukada bulunan ve büyük su sıkıntısının yaşandığı Rukban Kampı için acil yardım çağrısı yaptı.

SMDK’dan yapılan yazılı açıklamada, "Rukban Kampı'nda yaşayanlar iki ölüm tehlikesinin pençesinde. Gıda, ilaç ve su eksikliğinden kaynaklanan ölüm tehlikesi ve kamp dışında rejim bölgelerinde tutuklanma tehlikesi." ifadeleri yer aldı.

Kampın üç ülke topraklarının kesişiminde yer alması nedeniyle ABD ve Rusya arasında çekişmeye sahasına dönüştüğünü söyleyen analistler iki tarafın kampı daha çok politik bir güvenlik meselesi olarak gördüğünü açıkladı.

Ürdünlü uluslararası çatışmalar uzmanı Hasan el-Mumuni, Suriye'de kapsamlı bir çözüm bulunana kadar bu bölgeyle ilgili sorunların devam edeceğini dile getirdi.

Rusya'nın Suriye'deki varlığının askeri ve siyasi olarak daha derin ve kapsamlı olduğuna işaret eden Mumuni, Moskova'nın bölgesel ve uluslararası alanda konumunu yeniden kazanmaya çalışarak stratejik nedenlerle Suriye'ye yoğun yatırım yaptığını söyledi.

Mumuni, ABD'nin varlığının sınırlı, ancak etkili olduğunu hatırlatarak, Suriye’de kabul edilebilir bir siyasi çözüm sağlamak için bu sınırlı varlığın rejim ve Ruslar üzerinde bir baskı aracı olduğunu sözlerine ekledi.

Kamp sakinleri korku içinde

Rukban Kampı Genel ve Siyasi İlişkiler Heyeti Sözcüsü Şükrü Şahab ise Suriye rejiminin, 10 Şubat 2019'dan bu yana kuşatmada tuttuğu kampa gıda, ilaç ve çocuk maması gibi temel ihtiyaçların girişine izin vermeyerek kamp sakinlerini rejim kontrolündeki bölgelere göçe zorlamaya çalıştığını kaydetti.

Şahab, "Rejimin zorunlu tahliyelerle halktan intikam alacağının, kamp sakinlerini tutuklayacağının ve bizimle hiçbir ilgisi olmayan savaşlara katacağının farkındayız." diye konuştu.

Esed rejimi, destekçisi Rusya ile şimdiye kadar Doğu Guta, Humus, Barada, Doğu Halep, Zebadani, Madaya, Dera, Yermük Kampı gibi birçok bölgeyi kuşatma, saldırı ve tehcir yoluyla ele geçirmişti.

Rukban'da son durum

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, Rukban'daki yaklaşık 10 bin 500 kişinin hala zor koşullarda ikamet ettiği ve insani durumlarından endişe duyulduğunu dile getirmişti.

Laerke, Ekim 2019'dan bu yana 20 bin 700'den fazla kişinin Rukban Kampı’nda ayrıldığı ve bunların 20 bin 353'ünün Humus ilindeki toplu sığınma evlerine yerleştirildiğini aktarmıştı.

Rejim ordusu ile İran destekli yabancı terörist gruplardan oluşan rejim güçleri, Ürdün sınırında 11 bine yakın sivilin yaşadığı Rukban Kampı’na akaryakıt, un, gıda, ilaç, odun ve çocuk sütü gibi temel yaşam malzemelerin girişini engelliyor.

Yerinden edilenlerin günlük ekmek ihtiyacını karşılamak için kamptaki fırınlar, hayvan yemi olan kepek maddesini kullanıyor.

İdlib'deki durum

Türkiye, Rusya ve İran, 2017'deki Astana toplantısında, Esed rejiminin kontrolünde olmayan alanda 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturma kararı aldı.

Rejim, İran destekli teröristler ve Rusya, saldırılara devam edip 4 bölgeden 3'ünü ele geçirerek İdlib'e yöneldi.

Türkiye, eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için ek mutabakata varsa da saldırılar mayıs 2019'da tekrar şiddetlendi. Türkiye ile Rusya'nın 5 Mart 2020'de sağladığı yeni mutabakatın ardından ateşkes büyük ölçüde korunuyor.

2017-2020 döneminde saldırılardan kaçan yaklaşık 2 milyon sivil, Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.