Tahran Zirvesi kritik sonuçlara neden olabilir

Rusya, İran ve Türkiye'nin geçen hafta Tahran'da gerçekleştirdiği üçlü toplantı bölgede yankı uyandırdı. Üç ülkenin toplantısı, bölgede ABD hegemonyasını baltalamaktaki ortak çıkarları nedeniyle, kritik küresel sonuçlara neden olabilir.

1. resim
24.07.2022

Üç devlet lideri de, amaçlarının "kendi gündemi ve çıkarları doğrultusunda çok kutuplu bir dünya olduğunu" açıkça belitti.

Toplantının bazı olası sonuçlarını kısaca gözden geçirmeye değer.

Öncelikle ilk potansiyel etkisi, üç ülkenin toplantısının Çin'i ABD'ye baskı yapması için güçlendirebilme ihtimalidir. Pekin'in ABD'ye meydan okumak için başlıbaşına kendi nedenleri var. Ancak Çin; Türkiye, Rusya ve İran'ın birlikte çalışmasını izlerken, yeni fırsatlara sahip olduğuna da karar verebilir. Pekin, Washington'un aynı anda ancak bu kadar çok krizle başa çıkamayacağını biliyor.

Çin'in küresel gerilimdeki başlıca konularından biri, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de dahil olmak üzere bir ABD heyetinin Tayvan'a olası ziyareti ve ABD'nin Tayvan'a verdiği askeri destektir.

Çinli yetkililer konuyla ilgili yaptıkları son açıklamada; “ABD'nin Tayvan'a son teklif ettiği silah satışı konusunda Çin'in sert tutumunu net bir şekilde ortaya koyduk. Çin'in buna şiddetle karşı çıktığını ve şiddetle kınadığını yineledi. Bu konuda ciddi adımlar attık” ifadelerini kullandılar.

Hem ABD hem de Çin, hipersonik füzelerde ilerleme kaydediyor ve bu konudaki haberler geçen hafta her iki ülke tarafından da karşılıklı olarak endişeli bir süreç olarak tanımlandı.

Diğer yandan Irak da, İran-Türkiye-Rusya görüşmesinin bedelini ağır ödedi. Türkiye, Tahran görüşmesinin ardından Suriye ve Irak'ta daha fazla operasyon yapmak için Rusya ve İran'dan açık çek almış olabilir.

IBKY'de Bağdat ile petrol gelirleri konusunda anlaşmazlık yaşıyor. Kısmen Ukrayna savaşının neden olduğu küresel enerji krizi göz önüne alındığında, Moskova merkezli Gazprom'un geçen hafta İran ile yeni bir anlaşma imzalamasının da sonuçları olacaktır.

Toplantının ardından Tahran, komşularının güvenliğinin İran'ın güvenliğinin bir parçası olduğunu da belirtti. Bu "ince tehdit", İran'ın Irak'ı "yakın" olarak gördüğü ve Irak'ı diğer ülkelerin müdahalesinden korumaya çalışacağı anlamına geliyordu.

İran ayrıca bölgedeki “düşmanlarına” yardım eden ülkelerin cezalandırılacağını söyledi. Bu, İsrail ile ilişkileri olan Körfez ülkeleri için bir tehditti.

İran, Türkiye ve Rusya, Suriye'deki rollerini tartıştıktan sonra Şam rejimi, Suriye'nin ulusunun kendi başına tüm sınırlarını kontrol etmesi gerektiğini belirten bir açıklama yaptı.

Şam, Washington'un Suriye'nin doğusundan ayrılmasını istiyor. Türkiye ise Suriye'ye, ABD destekli SDG'yi hedef alacağı yeni bir operasyon talep ediyor. Görünen o ki Suriye rejimi, ABD'yi yerinden etme yönündeki yeni çabaları konusunda Rusya ve İran'dan bir destek alıyor. Şam, Rusya ve İran (ve hatta Türkiye) bu amaç için birlikte çalışırsa, bunun büyük sonuçları olabilir.

Suriye uzun zamandır İran'ın oraya yerleşmesine ve İsrail'i o bölge üzerinden tehdit etmesine izin veriyor. Tahran zirvesi rejime daha da cesaret vermiş olabilir.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Tahran'daki görüşmelerinin ardından yaptığı konuşmada, Batı'nın dünyaya bir gelecek vizyonu sunmadığını söyledi. Bu tür bir dil aslında, Çin, İran, Türkiye ve bölgedeki diğer devletlere hitap etmek için tasarlanmıştı.

Bu yorumlar örtüşür şekilde Rusya Dışişleri Bakanlığı da Ukrayna'daki savaşın genişleyebileceğini belirtti. Ve Rusya Ukrayna'yı bombalamaya devam ediyor. Moskova ayrıca Ukrayna'ya karşı kullanmak üzere İran'dan insansız hava araçları da almak istiyor.

Washington, Tahran Zirvesi'nin, İran nükleer anlaşması için yansımalarının ne olacağını dikkatle takip etmeli. Zira Tahran, nükleer taahhütleri hakkında devam eden tartışmalar konusunda Batı ile alay ediyor gibi görünüyor.

Ayrıca İran medyası, Rusya ve Türkiye ile yapılan görüşmelerin ardından NATO'yu daha güçlü bir şekilde eleştirmeye başladı. Bu, Moskova'nın çizgisini daha keskin bir şekilde benimseyen ve Rusya'nın taleplerini kabul eden bir İran'ın ortaya çıkması demek.

Jerusalem Post'da yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.