The Australian Strategic Policy Institute: Soykırım davasında İsrail'i neler bekliyor?
İsrail soykırım davasının iddianamesinde neler var? Emsal kararlar ne diyor? İsrail kendini nasıl savunacak? Mahkemenin vereceği kararın olası sonuçları ve uluslararası etkileri ne olacak?
Avustralya merkezli düşünce kuruluşu The Australian Strategic Policy Institute'de, Güney Afrika'nın resmi başvurusu ile BM'de başlayacak olan İsrail hakkındaki davanın detaylarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'in Gazze'de soykırım ve savaş suçları işlediğine dair Güney Afrika öncülüğünde geniş bir iddianame hazırlandığı belirtilen analizde, bu iddianamenin emsal kararlar çerçevesinde nasıl sonuçlanabileceğine dair öngürülere de yer verildi.
Analizde ayrıca, davanın İsrail aleyhine sonuçlanması durumunda karşı karşıya kalacağı zorluklar, yaptırımlar ve kararın olası sonuçları da değerlendirildi.
İşte The Australian Strategic Policy Institute'de yayınlanan analiz:
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı ile ilgili olarak "soykırım" terimi çokça tartışıldı. Bu suçlamayı yapanlar arasında önde gelen hukukçular, soykırım uzmanları ve BM yetkilileri yer alıyor ve tarihe baktığımızda çok az suçlama bundan daha ciddi olabilir.
Suçlamanın esası BM'nin başlıca yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı'nda halka açık duruşmalarda test edilecek.
Güney Afrika 29 Aralık'ta İsrail'e karşı dava açtı. Dava, 1948 Soykırım Sözleşmesi'nin 1. Maddesinde tüm devletlere "soykırım suçunu önleme ve cezalandırma" yükümlülüğü getirildiğini savunuyor.
Başka kaç devlet bu davayı destekleyecek?
Türkiye ve Ürdün, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi ülkeler bu suç duyurusu hakkında Güney Afrika'yı resmen destekledi. Seçkin hukukçular tarafından hazırlanmış 84 sayfalık bir başvuru da BM'ye ulaştırıldı.
Mahkeme, İsrail'in soykırım sınırını tam olarak aşmadığına karar verse bile, İsrail için utanç vesilesi olacak bu iddianame tüm dünyanın önünde tartışılacak.
İsrail ise bu davaya her zaman olduğu gibi öfkeyle karşılık verdi ve Güney Afrika'nın davasını "saçma bir iftira" olarak nitelendirdi.
Soykırım suçlaması için eşik yüksektir. Bu, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ele alınan savaş suçlarından çok daha zor bir suçlamadır.
Mahkeme hızlı bir şekilde harekete geçti çünkü "akla yatkın" olduğuna karar vermesi halinde bir soykırımın gerçekleşmesini durdurmak veya önlemek için ön tedbirler alma yetkisine sahip.
Bu, mahkeme İsrail'in soykırım yapıp yapmadığına dair nihai kararını verdiğinde bu süreç genellikle yaklaşık dört yıl sürer. Örnek olarak Bosna örneğinde, mahkeme 1993'ten 2007'ye kadar sürdü. Dolayısıyla İsrail hakkında neden bu ilk tespitin hızlı yapılması gerektiği daha da anlaşılabilir.
Emsal kararlar var mı?
Gambiya'nın Myanmar'a karşı açtığı dava emsal kararlardan birisi olarak kayıtlara geçmiştir. Mahkeme 2022 yılında Gambiya'nın davaya müdahil olmasını kabul etti ve Myanmar'ın Rohingyalara karşı soykırım eylemleri gerçekleştirdiğine hükmederek acilen bunu engellemesini emretti.
Bu karar devrim niteliğindeydi. Zira; ortak yasal hakları koruyan bir anlaşmaya taraf olan bir devletin, ihlalden doğrudan etkilenmese bile bu hakları uygulaması gerektiği anlamına geliyordu.
Bu davada ise daha bağlayıcı sonuç çıkabilir. Çünkü hem İsrail hem de Güney Afrika “Soykırım Sözleşmesini” onaylamıştır.
Tel Aviv bu konuyu tartışsa da, yargı yetkisi konusunda herhangi bir sorun yok. İsrail'in argümanlarından biri, Gazze'deki Filistinlilerin sözleşmenin amaçları doğrultusunda ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grup olarak nitelendirilmediği olabilir. Ancak soykırım için bırakın ahlaki argümanı, hukuki bir argüman dahi bulunmadığından, haklı olduğu iddiasında bulunamaz.
Güney Afrika sağlam bir iddianame sundu mu?
Hiçbir başvuru yüzde yüz su geçirmez olamaz. İddia, İsrail'in hem niyet hem de davranış açısından suçlu olduğu yönündedir.
Soykırım “yapma niyeti” genel olarak ispatlanacak bir durum değildir. Geçmişte bunu yapan rejimler nadiren niyetlerini alenen ilan edecek kadar çılgındılar.
Ancak Güney Afrika, İsrail'in "soykırım işlemeye yönelik doğrudan ve aleni kışkırtmaları" engellemeyerek Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiğini savunuyor.
Ancak Cumhurbaşkanı, başbakanı ve savunma bakanı da dahil olmak üzere İsrailli liderler, soykırım açıklamalarında şaşırtıcı derecede cesur davrandılar.
Savaş kabinesi üyeleri rutin olarak Gazze'nin "yok edilmesi", "dümdüz edilmesi", "silinmesi" ve "ezilmesi" gerektiğinden bahsediyor. Mahkeme bireysel sorumluluğu belirlemeyecek, ancak bu açıklamalar resmi ağızlardan yapıldığı için, karar İsrail için bağlayıcı olacak.
İsrail'in tutumuna gelince, İsrail savunma için Güney Afrika'nın başvurusunu 574 dipnot ile detaylandırdı.
Güney Afrika başvurusunda, İsrail'in sadece 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yaptıklarını değil, aynı zamanda Gazze Şeridi'ne yönelik 16 yıldır süren abluka ve Filistin halkını son derece savunmasız bırakan 56 yıllık işgal de dahil olmak üzere önceki politikaları da not etti.
Güney Afrika'nın başvurusunda ayrıca, İsrail'in topyekûn kuşatma ve kilit sivil altyapıyı hedef alma yoluyla sivil nüfusun hayatta kalmasını engellemeye çalıştığının da altını çiziyor.
Başvuruda, İsrail'in 355,000'den fazla Filistinlinin evini nasıl yıktığına, nüfusun yüzde 85'inin zorla yerinden edildiği ve İsrail'in Gazze'deki sağlık hizmetlerine yönelik yaygın saldırısı da diğer kilit unsurlardır.
Mahkeme bir soykırımın devam ettiğine dair "makul gerekçeler" olduğunu tespit ederse ne olur?
Mahkeme tarafından bağlayıcı olan önleyici tedbirler alınmasını emredebilir. Güney Afrika, Gazze'deki tüm İsrail askeri eylemlerinin durdurulması da dahil olmak üzere dokuz çok özel eylem öneriyor.
İsrail bu tür bulguları görmezden gelebilir ama uluslararası arenada sarsılabilir.
Daha ciddi etki İsrail'in müttefikleri arasında olabilir. İsrail'i silahlandıran ya da silahlanmasını kolaylaştıran devletler böyle bir tespitle sarsılacaklardır. Liderler ve yetkililer suç ortaklığı gerekçesiyle yasal zorluklarla karşılaşabilirler. İsrail için uzun bir dizi hukuki mücadelenin sadece açılış raundu olabilir.
Uluslararası Adalet Divanı Güney Afrika'nın başvurusunu reddederse, İsrail zafer kazandığını iddia edecek ve büyük bir antisemitik komplonun kurbanı olarak hareket edecektir.
İsrail'in yaptıkları göz önüne alındığında, bu yargı organları büyük uluslararası güçlerin uzun süredir yapamadığını yapıp İsrail'den hesap sorabilecek mi? Bu uzun bir yolculuk olacak...