The Center for European Policy Analysis: Batı'nın Ukrayna savaşı sonrası planı ne olacak?
Ukrayna savaşının sonucu tüm Avrupa'nın güvenliğinin geleceğini belirleyecek. Peki Batı'nın Ukrayna savaşı sonrası planı ne olacak?
ABD merkezli düşünce kuruluşlarından The Center for European Policy Analysis'de, bin gününü geride bırakan Rusya-Ukrayna savaşının geleceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.
Rusya'nın Batı ülkelerine karşı psikolojik bir üstünlük kurduğu tespiti yapılan analizde, ancak Ukrayna'nın bin günlük fedakarlığının da Avrupa'ya savunmasını yeniden inşa etmesi için zaman kazandırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; NATO ülkelerinin bundan sonraki hamlelerinin tüm Avrupa'nın güvenliğini ve özgürlüğünü belirleyeceğine dikkat çekildi.
İşte The Center for European Policy Analysis'de yayınlanan analiz:
Ukrayna henüz yenilmiş değil. Ancak uzmanlara göre, Rusya Batı ile psikolojik savaşını önemli ölçüde kazandı.
Washington DC, Londra, Berlin ve Brüksel'deki karar alıcılar, Rus emperyalizmine büyük, güçlü ve kararlı bir ülkeyle birlikte karşı koyma şansına sahipti. Ancak bunun yerine Rusya'nın yenilgisinin yaratacağı risklerden korktukları için damla damla yardım yapma ve yaptırımlar uygulama yolun gittiler.
Ancak Ukrayna'nın bin günlük fedakarlığı da Avrupa'ya savunmasını yeniden inşa etmesi için zaman kazandırdı.
Zira; Rusya'nın bir sonraki hedefi NATO olacak ve muhtemelen de Baltık ülkeleri ilk adres olarak belirlenecek. Bunun farkında olan Baltık ülkeleri, Rusya'nın bölgedeki askeri üsleri hakkında bilgi sahip olmak için açık kaynaklı uydu görüntülerini kullıyor ve tedbir faaliyetleri yürütüyor.
Ancak şüphesiz hiçbir şey hemen gerçekleşmeyecek.
Rusya'nın varlığı büyük ölçüde tükenmiş durumda. Baltık Filosu'nun çıkarma kabiliyeti azaldı. Rusya'nın büyük miktardaki askeri ekipmanı ve yedek parçası Ukrayna'ya gitti. Fakat Rusya artık güçlerini hızla yeniden oluşturabilecek durumda.
Rusya'nın amacı, ele geçirdiği toprak parçalarını garanti altına almak ve NATO'nun güvenilirliğini yok etmek olacaktır.
Kaliningrad burada büyük bir rol oynuyor. Bir çatışma durumunda askeri mantık NATO'nun Rus dış bölgesine derhal saldırmasını, hava savunmasını, füze fırlatma alanlarını, nükleer tesislerini, denizaltı limanlarını ve diğer yeteneklerini takviye güçleri engellemek, Baltık ülkelerini izole etmek veya diğer ülkelere gözdağı vermek için kullanılmadan önce etkisiz hale getirmesini gerektiriyor.
Ancak Batılı karar alıcılar bundan ya da Rusya'nın diğer topraklarına yapılacak derin saldırılardan ürkebilir.
Tırmanma korkuları Ukrayna'yı felç ettiği gibi bundan sonraki atılması gereken adımları da felç edebilir. Aynı düşünce Baltık bölgesine uygulandığında, sınırlı bir saldırının yalnızca sınırlı bir yanıtı hak etmesi gerektiğini dikte edecektir.
Bir başka endişe de ABD'nin Çin'le bir çatışma nedeniyle dikkatinin dağılabileceği, yani kıt hava savunma ve hassas saldırı varlıklarına başka bir yerde ihtiyaç duyacağıdır.
Her iki durumda da sınırlı bir çatışma bile NATO'nun sonu anlamına gelebilir.
NATO topraklarına yapılacak ve cezasız kalacak küçük ve sembolik bir Rus saldırısı bile kolektif güvenlik garantisinin sonu anlamına gelecektir ve bu, Putin için nihai bir zafer olacaktır.
Rusya'nın zaferinin anahtarı başarılı eşik altı saldırılardır. Kundaklama, hava sahasına izinsiz girişler ve elektronik savaş da dahil olmak üzere bunlar NATO ülkelerinde neredeyse her gün gerçekleşmektedir.
Rusya'nın amacı açık. NATO karar vericilerine keskin bir stratejik ikilem yaratmak için bu tür gösterileri kullanmak.
NATO ülkelerinin bunu durdurmak için ihtiyaç duydukları savunma ve caydırıcılığı geliştirip geliştiremeyecekleri tüm Avrupa'nın güvenliğini ve özgürlüğünü belirleyecek. Ve bunun için fazla vakit kalmadığı kabul edilmesi gereken bir gerçek olarak NATO ülkelerinin önünde duruyor.