The Center for European Policy Analysis: Seçimlerden sonra ABD, Türkiye'ye vazgeçilmez olmadığını göstermeli

Yunanistan ve Romanya, ABD kuvvetlerine ev sahipliği yapmaya istekli olduklarını kanıtladılar. Mayıs seçimlerinden sonra ABD, Türkiye'ye vazgeçilmez olmadığını hatırlatmalıdır.

1. resim

ABD'nin önde gelen think tank kuruluşlarından The Center for European Policy Analysis'de, ABD eski Dışişleri Bakanlığı diplomatı ve eski büyükelçi Philip Kosnett tarafından Türkiye-ABD ilişkileri üzerine dikkat çeken bir analiz yayımlandı. 

Türkiye'de gerçekleşecek Mayıs ayı seçimlerinin ardından "Türkiye'nin vazgeçilmez bir müttefik olmadığının" gösterilmesi için adımlar atılması gerektiği belirtilen analizde, Yunanistan ve Romanya'nın yeni üsler için istekli olmasından dolayı ABD'nin Türkiye'deki İncirlik Hava Üssü'nden de çekilmesi gerektiği belirtildi. 

İşte The Center for European Policy Analysis'de yayımlanan analizin tamamı: 

Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini engellemesi hayal kırıklığı yaratsa da felaket değil. Bununla birlikte bu, Türkiye ile ittifak ve güvenlik bağlarını bir yola sokmak ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a müttefiklerinin ancak bir yere kadar Batı'yı zorlayabileceğini hatırlatmak için iyi bir fırsat olacaktır.

Bu adıma, ABD kuvvetlerini Türkiye'nin güneyindeki stratejik İncirlik Hava Üssü'nden çekerek başlanabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, bu devasa tesisi 1951'de başlangıçta Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelede önemli bir halka olarak inşa etmeye başladı. Ancak zamanla bu üssün amacı gelişti ve Orta Doğu'daki ABD çıkarları için defalarca kullanıldı.

Ancak değeri artık geçmişte olduğundan daha az. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini engelleme ve Rusya'nın yaptırımları delmesine yardım etme gibi diğer politikaları, ABD'nin burayı yeniden değerlendirme zamanının geldiğini gösteriyor.

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılması ne kadar önemli?

Bu, Rusya'nın yenilenen saldırganlığı karşısında Batı'nın kararlılığının güçlü bir işareti olarak görülmelidir. İki ülke, barışı koruma ve savunma planlaması konusunda uzun süredir NATO ile işbirliği yapıyor. Ancak çoğu Finli ve İsveçli politika yapıcı,Putin'in Ukrayna işgaline kadar, bu ilişkiyi resmileştirmeye yönelik bir ihtiyaç görmedi.

NATO konsensüs ile çalışıyor ve Erdoğan'ın aylarca süren müzakerelerin ardından İsveç'in değil Finlandiya'nın üyeliğini kabul edeceğini açıklaması inkar edilemez bir şekilde hayal kırıklığı yarattı.

Türkiye, İsveç'in üyeliğini veto etme konusunda Rusya'nın istediğini mi yapıyor?

Kremlin fayda sağlasa da, Türk liderin motivasyonu bu değil. Erdoğan ve Putin bazı alanlarda işbirliği yaparken, bazı alanlarda karşı karşıya geliyor.

Türkiye, Rusya'ya yönelik yaptırımlardan vazgeçerek ve oligarklara ve onların varlıklarına sığınak sağlayarak NATO müttefiklerini kızdırdı. Yine de Ukrayna'yı askeri olarak desteklemeye ve kendisini bir arabulucu olarak konumlandırmaya, örneğin Ukrayna'nın tahıl ihracatının yeniden başlamasını kolaylaştırmaya devam ediyor.

Peki Erdoğan'ın planı ne?

Erdoğan'ın istek listesinin başında; İsveç'in PKK'ya (İsveç, ABD ve AB, PKK'yı terör örgütü olarak tanımlıyor) ve 2016'daki başarısız darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen üyelerine destek verilmemesi ve iade edilmesi.

Ancak daha geniş anlamda Erdoğan, NATO üyelerine Türkiye'nin veto yetkisini hatırlatmak için bu gelişmeyi bir fırsat gördü.

NATO Türkiye'nin güvenliğini ciddiye almıyor mu?

Bir dereceye kadar bu doğru olabilir. Türkiye'de, NATO ve AB üyelerinin, Türkiye topraklarındaki terör destek operasyonlarını bastırmak için yasalarının izin verdiğinden daha azını yaptıklarına dair yaygın bir inanç var. Ve bu, bazı durumlarda bu muhtemelen doğru.

Türkiye'nin Batı ile ilgili şüphesi aslında uzun ömürlü bir şüphedir. Türkiye'de Erdoğan'ı pek umursamayanlar da dahil olmak üzere Türkler, ABD'nin IŞİD'le mücadele için 2014'ten beri ABD ile ortaklık yapan PKK'nın Suriye kolu YPG'ye verdiği destekten dolayı rahatsız.

Obama yönetimi Türkiye'ye, ABD'nin aynı anda Türkiye'yi PKK'ya karşı destekleyebileceğine ve YPG'yi IŞİD'e karşı silahlandırıp yönlendirebileceğine dair güvence verdi. Ancak Türkiye bunu kabul etmedi ve nitekim Türklerin korktuğu gibi, üçüncü ABD yönetimine kadar bu strateji sürdü.

İsveç'in katılmaması NATO'ya ne kadar zarar verir?

Finlandiya ve İsveç NATO'ya katılmaya çalışmadan önce, gözlemciler bu ülkelerin NATO ve üye devletlerle yakın askeri işbirliğinin zaten var olduğuna ve bunun gelişmeye devam ettiğine dikkat çektiler.

Politik olarak Türkiye'nin eylemleri, İsveç'in (ve Finlandiya'nın) ittifaka olan yeni bağlılığının değerini ortadan kaldırmaz. Gerçek zorluk küresel mesaj verme konusunda yaşanır.

Rusya, doğal olarak olayı Batı'nın kararlılığının parçalanmakta olduğunun ve NATO'nun kargaşa içinde olduğunun kanıtı olarak kullanmaya çalışıyor.

Peki NATO ve Washington ne yapmalı?

ABD ve diğer NATO üyeleri, ittifaktaki en büyük ikinci orduya ve kritik bir coğrafi konuma sahip olan Türkiye ile karşılıklı yarar sağlayan savunma bağları yürütmeye devam etmelidir. Ancak bununla birlikte Mayıs seçimlerinden sonra ABD, Türkiye'ye ittifakın hiçbir üyesinin vazgeçilmez olmadığını hatırlatmalıdır.

ABD'nin İncirlik'e ihtiyacı yok mu?

İhtiyaç büyük bir kelimedir. İncirlik, Irak ve Afganistan'daki savaşlarında hayati önem taşıyordu. Ancak Türkiye, ABD'nin tesisin kullanımı üzerindeki sıkı kontrolünü elinde tutuyor ve bugün İncirlik, örneğin Suriye ve Basra Körfezi bölgesindeki ABD operasyonları için Körfez'deki ortak ülkelerdeki üslerden daha az önemli görünüyor.

Diğer yandan NATO müttefikleri olan Yunanistan ve Romanya, ABD kuvvetlerine ev sahipliği yapmaya istekli olduklarını kanıtladılar.

Türk hükümetlerinin, çeşitli zamanlarda İncirlik üssü üzerinden ABD operasyonlarını askıya alma tehdidinde bulunduğu hatırlamak gerekiyor.

Ruslar bundan yararlanmaya çalışmayacak mı?

Elbette, propaganda düzeyinde kullanacaktır. Üstelik "Orta Doğu'dan kaçan bir Washington" algısı varken.

Bu nedenle bu hamle ile asıl asıl amaç, İncirlik de dahil olmak üzere Türk üslerine sürekli erişimi içermesi gereken dengeli ve saygılı bir ilişkinin kurulmasını sağlamaktır.

Tartışma