The Conversation: ABD'nin 61 milyar dolarlık askeri yardımı Ukrayna'da dengeleri nasıl değiştirecek?
Batı'nın Ukrayna'ya desteği uzun süredir geciktirmesi Ukrayna'daki savaşı nasıl etkiledi? ABD'nin 61 milyar dolarlık askeri yardımı cephedeki dengeleri nasıl değiştirecek?
ABD merkezli yayın organlarından The Conversation'da, ABD'nin uzun gecikmelerin ardından Ukrayna'ya yaptığı askeri yardımın cephede dengeleri nasıl etkileyebileceğinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Batı bloğunun özellikle de ABD'nin Ukrayna'ya uzun süre yardımları geciktirmesinden kaynaklı olarak Rusya'nın belirli noktalarda ilerleme kaydettiğine dikkat çekilen analizde, ABD'nin geçtiğimiz haftalarda onayladığı yardımın ise kısa vadede dengeleri değiştiremeyeceği öngörüsünde bulunuldu.
Analizde ayrıca, Rusya'nın da Kuzey Kore ve İran'dan aldığı desteklere rağmen lojistik ve ikmal zorlukları yaşadığı ve tarafların eksikliklerinin savaşı uzatarak barışı geciktireceği tespiti yapıldı.
İşte The Conversation'da yayınlanan analiz:
ABD Kongresi geçtiğimiz ay, Ukrayna'ya gerekli ek desteğin sağlanması için uzun zamandır beklenen tasarıyı onayladı.
Ancak gecikmeler, mühimmat ve hava savunma sistemlerinde ciddi sıkıntılara yol açtı. Rusya, geçen süre boyunca uzun cephe hattında Ukrayna'ya üstünlük sağladı ve Putin'in güven kazanmasını sağladı.
Aynı zamanda Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ve askeri komutanları da yenilgiyi düşünmeye başladı ve yardımların gecikmesi sonucunda Ukrayna'nın savaşı kaybedeceğine dair mesajlar verdi.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü ve üçüncü yılını dolduran savaş, Kiev'in arzu ettiği gibi Rusya'yı geri püskürtmese bile durdurma hedefine ulaşabilir mi?
Son yardım paketine kadar; istikrarlı bir mühimmat ve teçhizat akışı sağlamak yerine açıklamalar yapmak ve güvenceler vermekle meşgul olan parçalanmış bir Batı, kendi güvenliği açısından Ukrayna'nın başarısını vazgeçilmez görüyor.
ABD'den gelen yardımların yeniden başlamasıyla birlikte, Putin'in bir yıpratma savaşına dönüşen "özel operasyonu" konusunda rahat olup olmayacağı merak ediliyor.
Her iki taraf da handikaplarıyla boğuşurken mevcut çıkmazın devam etmesi muhtemel. Bu durum, bir atılım ya da mucize olmadığı takdirde, savaşın uzama riski taşıyor.
Ukraynalılar hiç şüphesiz kahramanca savaştılar ve üstün bir orduya karşı verdikleri mücadelede coşkuları, yüksek moralleri ve düzensiz Batı yardımı ile eksikliklerini telafi etmeye çalıştılar.
Her ne kadar sayıca az, silahça yetersiz ve acımasız bir Rusya tarafından yıpranmış olsalar da, en iyi umutları liderlerinin ve müttefiklerinin mühimmat, hava savunması, ekipman ve insan gücü açısından daha fazlasını sağlamasıdır.
Bu destek, bir miktar zemin kazanmalarına ve 2023 bahar-yaz taarruzlarının başarısızlığı nedeniyle kaybettikleri ivmenin bir kısmını geri kazanmalarına yardımcı olabilir.
Ancak bu şüphesiz zor bir görev olacak.
Ancak Kiev'in seferberlik yaşını düşürerek kronik asker açığını gidermemesi halinde, ABD'den gelen tüm yeni silah ve mühimmatlar tek başına işe yaramayacaktır.
Zira; Avrupa ve ABD serbest yardım, malzeme ve ileri teknoloji akışını hızlandırıp istikrara kavuşturamazsa Ukrayna'nın asker toplama çabaları da tökezlemeye devam edecek.
Ukraynalılar daha fazla Patriot hava savunma bataryası, uzun zamandır beklenen F-16 savaş uçakları ve üstün Rus ateş gücünün üstesinden gelmek ve cepheden uzaktaki ikmal hatlarını ve üsleri hedef alabilmek için daha fazla uzun menzilli füze için bastırmaya devam ediyor.
Ukrayna'nın bu yılın ilk birkaç ayındaki zorlu dönemi atlatması zaman alacak gibi görünse de zaman Ukrayna'nın yanında değil. Ukrayna'nın ABD'nin yardımını haklı çıkaracak bazı kazanımlar elde etmeye başlamadan önce toparlanması ve yeni birlikler oluşturması, eğitmesi ve konuşlandırması gerekiyor.
Tüm bunlar muhtemelen yavaş olacak ve kendi zorluklarıyla mücadele etmek zorunda olsa da Putin'in güçleri üzerindeki rüzgarı kısa vadede tersine çeviremeyecek.
Bu yıl gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 6'sını ya da 109 milyar doları aşan devasa savunma bütçesi, Rusya'nın eskisine kıyasla iki buçuk kat daha fazla topçu ve çoklu fırlatma sistemi ile bazı mühimmat türlerinden 60 kat daha fazla üretmesine olanak sağladı.
Rusya'nın bu avantajları bir sır değil. Ancak çoğu uzman uzun zamandır Moskova'nın gelişmiş ve yüksek hassasiyetli silahlara sınırlı erişimi nedeniyle üstün ateş gücünü önemli bir atılıma dönüştüremediğini iddia ediyor.
Bu uzmanlara göre, Moskova'nın daha büyük silah cephaneliği ve insan gücüne erişimi, Ukrayna'nın daha modern ve isabetli topçu ve diğer mühimmatına karşı radikal bir avantaj sağlayamadı.
Washington'daki bir düşünce kuruluşuna göre, son aylarda Ukrayna'ya savaşın başlangıcında günde 60.000 mermi atılırken bu rakam şu anda günde 10.000'in altına geriledi. Bu durum, üretimini arttırmasına ve Kuzey Kore ve İran'dan aldığı ikmallere rağmen Rusya'nın lojistik ve ikmal zorlukları yaşadığını gösteriyor.
Moskova'nın her ay yaklaşık 30.000 yeni askeri harekete geçirdiği ve toplam konuşlu asker sayısını yaklaşık 500.000'e çıkardığı belirtiliyor.
Moskova'nın savaş nedeni potansiyel yeni askerler arasında pek ikna edici olmasa da, Ukraynalı askerlerin mevzilerine yönelik durdurulamaz piyade saldırı dalgalarından şikayetçi oldukları noktada, para ve ikramiyeler temel itici güç olmaya devam ediyor.
ABD ve Avrupa'dan gelen yeni yardımlar son iki yıldır Rusya'nın bu savaştaki tüm taktiklerine meydan okuyor ancak bugün her iki taraf da mevcut pozisyonlarını güçlendirmeye kararlı görünüyor.
Çatışma her iki taraf için de yıpratıcı bir hal almış gibi görünüyor. Rusya, özellikle Donald Trump'ın Kasım ayında Beyaz Saray'a dönmesi halinde AB ve ABD'den daha fazla destek göreceğini umduğu için hala zamanın kendisinden yana olduğuna inanıyor.
Ukrayna'nın aldığı tüm yardımların Rusya'nın son birkaç ayda kazandığı avantajları ortadan kaldırması mümkün değil. Ancak Rusya'nın sayısal üstünlüğünün de dengeyi değiştirmesi pek olası görünmüyor.
Ayrıca Kuzey Kore ve İran'dan aldığı ikmallere rağmen Rusya'nın lojistik ve ikmal zorlukları yaşadığını gösteriyor.
Bu nedenle her iki tarafın da eksiklikleri savaşın sadece uzamasına neden olacak ve barışa ulaşılmasını daha da zorlaştıracak.