The Jamestown Foundation: Türkiye Orta Asya'da nüfuzunu genişletiyor
Rusya'nın etkisi azaldıkça, Türkiye bu boşluğu dolduruyor ve Orta Asya'daki yeni baskın güç haline geliyor. Türkiye, askeri, dini ve kültürel hamleleri ile Orta Asya'da nüfuzunu genişletiyor.
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Jamestown Foundation'da, Orta Asya'da değişen dengelerin ve Türkiye'nin artan etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Rusya'nın Ukrayna savaşı nedeniyle bölgesel etkisi azaldığının ve Türkiye'nin bu boşluğu doldurduğu belirtilen analizde, Türkiye'nin kültürel benzerlikler ve tarihi bağlardan yararlanarak bölgedeki yeni baskın güç haline geldiği belirtildi.
Analizde ayrıca; Orta Asya'daki etki haritası çıkarılırken genellikle Rusya ve Çin'e odaklanıldığı ancak artık bu dengenin Türkiye'ye doğru kaydığı tespiti yapıldı.
İşte The Jamestown Foundation'da yayınlanan analiz:
Mayıs ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Kazakistan'a yaptığı resmi ziyaret sırasında Ahmed Yesevi Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı ve konuşmanın yapıldığı yer tesadüf değildi.
Zira üniversite 1991 yılında bağımsızlığını yeni kazanan Kazakistan'ın Türkistan şehrinde, Türkiye ile Türk dünyası arasında artan işbirliğinin bir işareti olarak kurulmuştu.
Konuşmada "Türk dünyasının artan gücünün" küresel bir korku kaynağı olmaması gerektiği vurgulanırken, Türk dünyasının "dünya barışının garantörü" olduğu belirtildi.
Kurtulmuş ayrıca iki ülkenin yaşadığı "tarihi an"a vurgu yaparak;
"Her iki ülkenin siyasi liderliği ve hükümetleri karşılıklı işbirliğini geliştirmek ve mevcut potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için çaba göstermektedir"
ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Orta Asya'ya doğru genişleyen etki alanı, hem Karabağ çatışmasında Azerbaycan'a destek gibi yüksek profilli faaliyetleri hem de dini alanda daha uzun vadeli kültürel etkiyi içermektedir.
Rusya'nın bölgesel etkisi azaldıkça, Türkiye bu boşluğu dolduruyor ve kültürel benzerlikler ve tarihi bağlardan yararlanarak bölgedeki yeni baskın güç haline geliyor.
Türkiye, insansız hava araçlarının Ukrayna'daki savaş alanındaki başarısından yararlanarak Orta Asya'ya benzer teknolojiler tedarik etti ve Orta Asya devletlerinin askeri-endüstriyel üsleriyle ilişkiler geliştirdi.
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın MİT konferansına katılmaması dikkat çekiciydi. Fidan aynı zamanda Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki barış görüşmelerine katılırken, iki ülke sınır belirleme sorunları ve eksklavların kaderi nedeniyle topyekûn savaş riski altındaydı.
Fidan, iki tarafın Mart ayına kadar bir anlaşmaya varacağı umudunu dile getirmişti.
Nitekim Fidan'ın temennisi yerine geldi ve iki ülke birkaç ay sonra ortak sınırlarının daha büyük bir kısmını başarıyla çizerek Türkiye'nin diplomatik gücünü ortaya koydu.
Türkiye aynı zamanda Orta Asya devletlerinin ekonomik sektörlerindeki bir boşluğu da dolduruyor.
Örneğin Nisan ayında Kırgızistan basını, Ukrayna'da devam eden savaş nedeniyle Rusya'nın artık ülkeye füze savunma sistemleri tedarik edecek durumda olmadığını belirtti. Bu nedenle ülke yönetimi, hem platformların tedariki hem de füze sistemleri için potansiyel bir eğitim merkezi oluşturulması için Türkiye'ye yöneldi.
Bu hamleler, Kırgızistan'ın askeri ihtiyaçlarını karşılamak için Moskova'ya ve Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'ne olan uzun süreli bağımlılığını kırarak Ankara'ya yönelmesini sağlayacaktır.
Diplomatik ve askeri girişimlerin yanı sıra, cami inşaatları gibi dini hamleler de Türkiye'nin yeni erişim alanının en görünür sembolü haline geldi.
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, insani yardım, dini eğitim, eğitim girişimleri, yayıncılık ve Türk üniversitelerinde okuyan öğrencilere burslar sağlıyor ve etki alanının pekiştiriyor.
Örnek olarak Astana'daki Nur-Sultan Ulu Cami bu adımlardan sadece birisidir. Kazakistan'ın ilk cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in (1991-2019) adını taşıyan cami, dünyanın en büyük on camisinden biridir ve caminin baş mimarı Türkiye'dir.
Diyanet'in bugüne kadar Orta Asya'daki en büyük projesi, 2018 yılında bakanlık tarafından finanse edilen ve 30.000 kişi kapasiteli olarak tasarlanan İmam Serahsi Camii veya Bişkek Merkez Camii'dir. Ankara'daki Kocatepe Camii örnek alınarak inşa edilen İmam Serahsi Camii'nin açılışına Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katılmıştı.
Ankara'nın Türk dünyasındaki nüfuzunu genişletmesi, Kafkasya, Rusya ve Orta Asya'daki Sovyet hakimiyetinin sona ermesinden bu yana Türk dış politikasının ana motiflerinden biri olmuştur.
Şimdiye kadar Orta Asya'daki etki haritası çıkarılırken genellikle Rusya ve Çin'e odaklanılmıştır. Ancak artık Türkiye'nin genişleyen etkisi bölgenin jeopolitik merkezini Ankara'ya kaydırarak, Rusya'nın ve Çin'in bölgedeki etkisini azaltmaktadır.