The Jerusalem Post: Türkiye-Suriye normalleşmesi mümkün mü?
Türkiye'nin Suriye'deki hedefi; PKK ile mücadele ve Türkiye'de bulunan birkaç milyon Suriyeli mülteciyi geri göndermek. Peki Türkiye ile Suriye arasında bir normalleşme mümkün mü?
İsrail merkezli The Jerusalem Post'da, son dönemde gündemi meşgul eden Ortadoğu'daki normalleşme çabalarının ve Türkiye-Suriye yakınlaşmasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye ve Suriye arasındaki görüşmelerin özellikle Suriye'nin kuzeyinde bulununan terör örgütü PKK ve uzantılarının varlığı nedeniyle sürüncemede kaldığı tespiti yapılan analizde, Türkiye'nin normalleşme için Şam rejiminin bu terör gruplarına karşı tavrını değiştirmesi şartı koştuğu belirtildi.
Analizde ayrıca, Türkiye'nin uzun vadede ABD'nin de Suriye'den çekilmesini sağlamak istediği ve Türk güçlerinin şu anda kontrol ettiği alanları terk etse bile etkisini sürdürmek isteyeceği belirtildi.
İşte The Jerusalem Post'da yayınlanan analiz:
Türkiye, Suriye rejimiyle daha iyi bağlara sahip olmak istiyor. Ancak Türkiye, Şam'ın Ankara'nın terörist olarak gördüğü gruplarla başa çıkma biçiminde değişiklikler yapmasını istiyor.
Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, iki ülke arasında iyi ilişkilerin gelişmesi için terörle mücadelede "somut sonuçlar alınmasının şart" olduğunu belirtti.
Zira Türkiye, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG), PKK/YPG/PYD ile bağlantılı teröristler olduğunu belirtiyor.
Türkiye yıllardır Suriye'de desteklediği muhalifleri, bu gruplara karşı savaşmak ve yine bu grupları Afrin gibi sınır bölgelerinden çıkarmak konusunda destekliyor.
Ankara'nın bunu yaparken asıl hedefi ise; şu anda Türkiye'de bulunan birkaç milyon Suriyeli mülteciyi Suriye'ye geri göndermek. Ancak Türkiye'nin bu hedefe ulaşmak için Şam ile daha iyi bağlara ihtiyacı var.
Bu karmaşık durum, Türkiye'nin Suriye ile bağlarını normalleştirmek isteyebileceği anlamına geliyor. Ancak bunun için Şam'ın Ankara'nın bazı taleplerini karşıladığını görmesi gerekiyor.
Diğer yandan uzun vadede Türkiye, ABD'nin de Suriye'den çekilmesini sağlamak istiyor.
Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun sürece dair yaptığı açıklamada;
"Rejimle angajman sürecimizi dörtlü formatta ön koşulsuz ve iyi niyetle sürdürüyoruz. Bu sürecin sonuç vermesi için Suriye rejimi de aynı şekilde hareket etmelidir”
ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, “Suriye'nin toprak bütünlüğünü” desteklediğini söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Ankara'nın hedefinin; "Suriyeli mültecilerin gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşü için gerekli koşulları oluşturmak ve rejimin engellediği siyasi süreci yeniden canlandırmak” olduğunu belirtti.
Altun ayrıca, Türkiye'nin Ermenistan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile de ilişkileri geliştirmeye çalıştığını belirtti.
Diğer yandan Suriye rejimi bu bölgede uyuşturucu ticareti ile ilgili de sorunlar yaşıyor.
Riyad merkezli Al Arabiya'yanın edindiği bilgilere göre; Ürdün Dışişleri Bakanlığı, savaşın harap ettiği Suriye'den Ürdün üzerinden Körfez ülkelerine yapılan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için yeni bir mekanizma kurdu.
Bakanlık raporunda, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi'nin Suriye'de meydana gelen yasa dışı uyuşturucu ticaretine odaklanmak için geçtiğimiz günlerde Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya geldiği belirtildi.
Rapora göre bu ticaret, Suriye ve Ürdün sınırında istikrarsızlık yaratabilecek milisleri besliyor ve muhtemelen bu ticaretin bir kısmının arkasında İran var.
Dolayısıyla Suriye rejimi iki taraflı oynuyor olabilir. Raporda yer alan bilgilere göre, Suriye rejiminin uygulanan yaptırımlar nedeni ile paraya ihtiyacı var ve bu uyuşturucu ticareti rejime milyarlarca dolar kazandırıyor olabilir.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada;
"İki ülke arasında yapılan görüşmelerde; Suriye heyetine Savunma Bakanı General Ali Mahmud Abbas ve Genel İstihbarat Direktörü Tümgeneral Husam Louka başkanlık etti. Ürdün'ün liderliğini ise, Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Yousef Huneiti ve Genel İstihbarat Direktörü Tümgeneral Ahmed Husni yürütüyor. Taraflar, bölgedeki yasadışı faaliyetlerin ve güvenliğin sağlanabilmesi için birlikte yürütelecek politikalara odaklanıyor.”
ifadeleri kullanıldı.
Al Arabiya'da yer alan bilgilere göre görüşmelerde ayrıca, kaçakçılığı kimlerin yaptığı ve tüm bölge için artan diğer tehlike başlıkları ele alındı. Bu durum aynı zamanda İsrail'i de etkileyebilir. Zira; Golan Tepeleri sınırı Suriye'de faaliyet gösteren bu uyuşturucu çetelerinin istikrarsızlığı körüklediği bölgeye yakın ve İsrail bu durumu güvenlik sorunu olarak görüyor.
Esad rejimi bir zamanlar bölgede daha önemli bir rol üstleniyor ve Baasçı Arap milliyetçisi bir rejim olarak kendisini bölgesel liderlik için konumlandırarak hem Moskova hem de Avrupa ile yakın çalışıyordu. Böylece Suriye, NATO üyesi Türkiye için de Körfez için bir köprü oluyordu.
Türkiye'nin başta PKK olmak üzere bölgedeki “ayrılıkçı gruplara karşı yürüttüğü” savaş, Suriye'yi önemli derecede etkiledi. Türkiye, PKK'yı Suriye topraklarından kovması için 1998 Adana Anlaşması gibi resmi yaklaşımlara dayandırdığı askeri harekatlarla Suriye rejimine baskı yapıyor.
Sonuç olarak Türkiye; şu anda Suriye'nin kuzeyinde büyük bir bölümü kontrol ediyor ve Suriye rejiminin isteği doğrultusunda Suriye'den çekilse bile, buralarda kalıcı bir etkiye sahip olmak isteyecek.