gdh'de ara...

The Middle East Institute: Batı'nın Güney Kafkasya'da Türkiye'ye ihtiyacı var

ABD ve AB, Güney Kafkasya'da değişen dengeler sonrası bölgede etkin olmaya çalışıyor. Kafkasya'daki değişen dengeler Batı için Türkiye'nin yükselen bölgesel politikalarının önemi artırdı.

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşu The Middle East Institute'de, ABD ve Batı'nın, Güney Kafkasya'daki hedeflerinin ve Türkiye'nin etkisinin değerlendirildiği bir analiz yayımlandı. 

Batı'nın; Azerbaycan-Ermenistan ve Rusya-Ukrayna savaşı ile dengelerin değiştiği Güney Kafkasya'da etkisini artırmak için harekete geçtiği tespiti yapılan analizde, Batı'nın bu hedefe ulaşmak için üç temel unsura sahip bir strateji geliştirmesi gerektiği belirtildi. 

Analizde ayrıca, Batı'nın bu stratejiyi hayata geçirmek için Türkiye ile işbirliği yapması gerektiği ve Türkiye'nin yükselen bölgesel politikalarının öneminin arttığı belirtildi. 

İşte The Middle East Institute'de yayınlanan analiz:

Güney Kafkasya'nın bölgesel düzeni, son yıllarda derin bir dönüşüm geçirdi. Bu köklü değişimlerin sebebi; Karabağ'daki savaş, Gürcistan'daki iç değişiklikler ve hepsinden önemlisi Rusya'nın Ukrayna'yı tam ölçekli işgali olarak özetlenebilir.

Özellikle devam eden Rus-Ukrayna savaşı, Batı'nın bölgedeki siyasi ve ekonomik istikrarı için kritik bir gelişme oldu. Bu sırada Kafkasya'daki post-Sovyet bölgelerinin geleceğine dair beklentiler, Türkiye'nin yükselen bölgesel politikalarının önemi de arttırdı.

Washington bunun farkında ve Biden yönetimi, Kongre'nin de desteğiyle,Azerbaycan ile Ermenistan arasında yeni bir savaş tehdidini bertaraf etmek için aktif olarak rol almaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in himayesindeki müzakereler aylardır devam ediyor. Paralel olarak diğer bir arabuluculuk da Avrupa Birliği tarafından yürütülüyor.

Doğu'ya açılan bir kapı ve onlarca yıldır Batı ile entegrasyon konusunda çaba sarfeden Gürcistan'da da durum gergin. Ancak son yıllarda, Gürcistan hükümeti sürekli olarak Rusya'ya kur yapıyor.

Yalnızca son birkaç ayda Başbakan Garibaşvili, NATO'yu Ukrayna'da savaşın patlak vermesinden sorumlu olmakla suçladı ve Rusya ile doğrudan bağlantılarını yeniden başlattı. Mart ayında yetkililer, sivil toplumu hedef alan ve Rusya'dan ilham alan baskıcı yasalar çıkarmaya çalıştı. Ancak bunlar kitlesel halk protestoları ve Batı tarafından gelen tepkiler sayesinde engellendi.

Bölgesel düzenin değişimi

Güney Kafkasya'da 2020 sonlarında yaşanan İkinci Karabağ Savaşı ile bölgedeki statüko önemli ölçüde değişti. Türkiye tarafından desteklenen Azerbaycan, Karabağ'daki Ermeni güçlerini yendi ve tartışmalı toprakların çoğunu geri aldı.

Azerbaycan ve destekçisi Türkiye 2020 savaşından önemli ölçüde güçlenmiş olarak çıktı. Ermenistan stratejik bir yenilgiye uğradı ve Bakü ile Ankara'nın artan emellerini ve gücünü kabul etmek zorunda kaldığı için Rusya'nın otoritesi ciddi şekilde baltalandı.

Ancak mevcut ateşkes, sınır ötesi bir koridor talep eden Bakü'yü tatmin etmiyor. Elbette mevcut statüko, güvenliği, toprak bütünlüğü ve fiili egemenliğini tehlikede hisseden Erivan'ı tatmin etmiyor. Yine de Ermenistan fiilen Karabağ'dan çekildi, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıdı ve komşularıyla (Azerbaycan ve Türkiye) iyi ilişkiler geliştirmek istiyor.

Prensipte herkes barış ister. Ancak burada temel sorun, sürdürülebilir bir barış anlaşmasının garantiler gerektirmesi ve daha geniş, istikrarlı bir düzenlemenin parçası olması gerekliliğidir. İşte Batı'nın zayıflığı da şu anda bu tür garantileri sağlayamamasıdır.

Moskova ve Ankara varsayımsal olarak bir anlaşmaya varabilir ve Güney Kafkasya'daki taraflara çözüm için baskı yapabilirler. Ancak böyle bir durum Türkiye'ye karşı Batı'dan ve ve İran'dan tepki oluşturma riski taşıyor.

Batı, Güney Kafkasya'ya "dönebilir" mi?

Bu bölgesel süreçlerin etkili kontrolü ve ilgili tüm taraflar için önemli bir zorluktur. Ve eğer Batı oradaki etkisini yeniden inşa etmek istiyorsa, bunun Washington ve Avrupa başkentlerinde ciddi bir şekilde yeniden düşünülmesi gerekiyor.

Güney Kafkasya'ya yönelik yeni bir Batı stratejisi en az üç temel unsur içermelidir.

Birinci teme unsur; Karadeniz'deki savaş Güney Kafkasya'daki koşulları şekillendirmeye devam ediyor. Moskova'nın herhangi bir başarısı bölgeyi daha da sorunlu hale getirecek ve Rusya'ya karşı koymak daha zor olacaktır. Bu nedenle Batı için birinci mesele Ukrayna'yı destekleme çizgisini korumaktır.

Batı'nın stratejisini güncellemenin ikinci temel unsuru, ABD, AB ve üye devletlerin Ermenistan-Azerbaycan ihtilafına ve Gürcistan'a yönelik politikaları arasında daha da derin bir senkronizasyon olmalıdır.

Gürcistan'ın Batı'ya yaklaşması için teşvikler verilmeli ve bunu Gürcistan'a AB aday statüsü verilmesi eşlik etmelidir.

Azerbaycan-Ermenistan ihtilafında Batı'nın çözümün bir parçası olması da büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan ve Ermenistan ile Batı arasındaki siyasi ve ekonomik işbirliği kritik öneme sahiptir.

Güney Kafkasya'da Batı politikasının başarısı için üçüncü temel unsur ise, Batı'nın Güney Kafkasya meselelerinde Türkiye ile diyaloğa geri dönmesidir. Türkiye ile yenilenen bir diyalog, Suriye gibi daha önceki yanlış anlamaları önlemek ve Türk-Rus bağlarını gevşetmek için kritik öneme sahiptir.

Tartışma