The New Arab: İsrail gözünü Filistin'in deniz kaynaklarına dikti
İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze açıklarında doğal gaz araması için 4 kuruma 12 ruhsat verdi. İşte İsrail'in Filistin'in varlıklarına yasadışı yollardan "el koyma" adımları...
İngiltere merkezli yayın yapan The New Arab'da, İsrail'in artık soykırım olarak adlandırılan Gazze saldırılarının arka planında gerçekleşen önemli bir gelişmenin detayları ile değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
İsrail'in savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana, Gazze açıklarında doğal gaz araması için 12 ruhsat verdiği bilgisine yer verilen analizde, İsrail'in bu hamle ile uluslararası hukuku ve Filistin halkının haklarını gasp ettiği belirtildi.
Analizde ayrıca, Filistin'in 2015 yılında BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf olduğuna ve deniz sınırlarını ilan ettiğine dikkat çekildi.
İşte The New Arab'da yayınlanan analiz:
İsrail'in Gazze'de altıncı ayını dolduran ölümcül savaşı sırasında Tel Aviv, aralarında İtalyan enerji şirketi Eni, İngiliz BP, Kore Ulusal Petrol Şirketi'nin bir yan kuruluşu olan Dana Petroleum ve İsrailli Ratio Petroleum'un da bulunduğu altı yerli ve yabancı şirkete, Gazze açıklarında doğal gaz araması için 12 ruhsat verdi.
Ekim ayı sonlarında, İsrail'in Gazze'ye askeri saldırı başlatmasından yaklaşık üç hafta sonra, İsrail Enerji Bakanlığı, uluslararası hukuka göre Filistin deniz sınırları içinde sayılan bölgelerde yeni doğal gaz imtiyazları verdiğini duyurdu.
İmtiyaz alanları, Gazze kıyılarına bitişik olan ve yüzde 62'si Filistin'in deniz sınırları içinde kalan G Bölgesi ile sırasıyla yüzde 73 ve yüzde 5'i Filistin'in deniz sınırları içinde yer alan H ve E Bölgeleri.
İsrail'de Filistinliler tarafından yönetilen bir hukuk merkezi olan Adalah'ın uluslararası savunuculuk ve iletişim sorumlusu Miriam Azem yaptığı değerlendirmede;
"İsrail'in bu ruhsatları vererek her zamanki gibi iş yapmaya devam etmesi, İsrail'in şu anda içinde bulunduğu uluslararası hukuku hiçe sayma seviyesini gösteriyor"
ifadelerini kullandı.
Filistin, 2015 yılında BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) taraf olduğunda deniz sınırlarını ilan etmiştir. Ayrıca 2019 yılında bölgenin coğrafi koordinatlarını ve rakamlarını da vermiştir.
Ancak İsrail BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf değildir ve Filistin Devletini tanımamaktadır. Bu da işgalci bir güç olarak Filistin'in deniz sınırlarını tanımamak ve uluslararası normları geçersiz kılmak için bir bahane sunmaktadır.
İsrail, egemenlik haklarının olmadığı bölgelerde yasal olarak ruhsat veremez. Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarının (oPt) doğal kaynaklarının, işgal altındaki nüfusun yararına olmayan ticari amaçlar için kullanılması yasaktır.
Ancak İsrailli yetkililer Filistin'in deniz alanları üzerinde tam ve etkin bir kontrol uygulayarak Gazze'nin kendi sularındaki kaynaklara erişimini engelliyor. Bu durum, Oslo Anlaşmaları uyarınca Filistinlilerin enklavın kıyılarından 20 deniz millik bir alana erişim hakkına sahip olmalarına rağmen gerçekleşmektedir.
Adalah'ın hukuk direktörü Suhad Bishara gelişme ile ilgili olarak;
"Filistin deniz sınırları içinde kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri alanları tek taraflı olarak sınırlandırmaları, Filistin'in 2019 deklarasyonuyla açıkça çatışıyor"
değerlendirmesinde bulundu.
Avukat ayrıca İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında kârlı doğal kaynakları ele geçirmek için on yıllardır "tek taraflı" bir yöntem benimsediğini belirtti.
Son açık deniz ihalelerini de Filistin'in varlıklarına yasadışı yollardan "el koymaya" yönelik bir başka girişim olarak görüyor.
Gaz arama ruhsatı ihalesi, İsrail Enerji Bakanlığı'nın Aralık 2022'de açtığı ihalenin üzerinden bir yıl geçmeden gerçekleşti.
Bazı Filistinli insan hakları grupları yeni gaz arama izinlerinin Filistin deniz sınırları içindeki bölgelerde verilmesine itiraz etti.
Adalah 5 Şubat'ta İsrail Enerji Bakanı ve Başsavcısına bir mektup göndererek uluslararası hukuku ihlal eden bu arama ihalelerinin iptal edilmesini ve Filistin'e ait bölgelerde gaz rezervlerinin işletilmesini içeren her türlü faaliyetin derhal durdurulmasını talep etti.
Hayfa merkezli Adalah hukuk merkezi tarafından yapılan açıklamada;
"İsrail iç hukuku uyarınca verilen ihaleler, uluslararası normlarını atlatmaya çalışmaktadır. Bu durum, Filistin deniz alanının etkin İsrail kontrolü altında ilhakını teşkil etmektedir"
ifadeleri kullanıldı.
Adalah'ın açıklamasının ardından Al-Haq, Al Mezan İnsan Hakları Merkezi ve Filistin İnsan Hakları Merkezi (PCHR) Eni, Dana Petroleum ve Ratio Petroleum'a birer nota göndererek, yarısından fazlası Filistin'in Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde yer alan G Bölgesi'nde herhangi bir faaliyet yürütmemeleri çağrısında bulundu.
Filistinli STK'lar, şirketlerin işgal yasaları da dahil olmak üzere uluslararası insancıl hukuka aykırı faaliyetlere devam etmeleri halinde "mevcut tüm yasal yolları" kullanacakları uyarısında bulundu.
Örgütler, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Filistin topraklarında işlenen "uluslararası suçlarla ilgili aktif bir soruşturma yürüttüğünü" ve savaş suçlarının işlenmesinden sorumlu görülen herhangi bir bireyi "soruşturma ve yargılama yetkisine" sahip olduğunu vurguladı.
8 Şubat'ta Adalah, Al-Haq, Al Mezan ve PCHR Gazze açıklarında verilen gaz arama ruhsatlarına ilişkin ortak bir açıklama yayınladı.
Dört hak grubu, İsrail enerji bakanlığına bir mektup göndererek şirketlere verilen ruhsatların iptal edilmesini talep ettiklerini duyurdu. Ayrıca Eni, Dana Petroleum ve Ratio Petroleum'a yasal bildirimler gönderdiklerini ve ruhsatlarla ilgili herhangi bir faaliyette bulunmamalarını istediklerini söylediler.
Ancak örgütler bugüne kadar ne İsrail hükümetinden ne de ihaleyle ilgili firmalardan yanıt alamadı.
Gaz aramak için verilen ruhsatların duyurulması, Akdeniz kıyılarındaki kârlı gaz rezervlerini kamulaştırma planları doğrultusunda ilerleyen İsrail'in Avrupa'ya gaz ihraç eden bir enerji merkezi olma hedefinin bir parçası gibi görünüyor.
İsrail, 15 yıl önce Doğu Akdeniz bölgesinde yaptığı büyük açık deniz keşiflerinden bu yana bir gaz ihracatçısı haline geldi.
Liman kenti Hayfa açıklarında 2010 yılında keşfedilen Leviathan sahası tahmini 22 trilyon feet küp gaz içeriyor ve Akdeniz'deki en büyük doğal gaz rezervuarı.İsrail gaz piyasasının yanı sıra Ürdün ve Mısır'a da gaz tedarik etmektedir.
Haziran 2022'de Avrupa Birliği, İsrail ve Mısır, Tel Aviv'in doğal gazını ilk kez AB'ye ihraç etmesini sağlayabilecek gaz çıkarma konusunda, bölgesel işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalamıştı.