The New Arab: Rusya, Türkiye'nin Suriye'ye kara harekatını ihtiyatla bekliyor
Rusya, Türkiye'nin Suriye müdahalesini önlemek için diplomasi ve caydırıcılığı harmanlamaya çalışıyor. Rusya'nın Suriye'deki çabaları, büyük bir güç olarak kalabilmesi için önemli bir sınav.
Rus kuvvetleri Ukrayna'ya şu anda saplanmış olsa da Kremlin, Suriye'deki varlığını Ortadoğu'daki nüfuzu açısından hayati görüyor ve Türkiye'nin bundan sonraki hamlelerini endişeyle izleyecek.
23 Kasım'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin "en uygun zamanda" Suriye'nin kuzeyindeki "teröristlere" yönelik bir kara operasyonu başlatacağını duyurdu.
Türkiye'nin Suriye'de Kürt Halkı Koruma Birimi (YPG) milislerine karşı gerçekleştirdiği hava operasyonlarının ardından verilen bu taahhüt, Erdoğan'ın 13 Kasım'da İstanbul'un merkezinde 6 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırıya sert bir yanıt verme taahhüdünün de altını çizmiş oldu.
Türkiye henüz bu tehdide karşı harekete geçmemiş olsa da, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ABD ile ortak operasyonlarını askıya aldı ve kendilerini tam kapsamlı bir Türkiye müdahalesine hazırlıyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ittifakı ve Suriye'nin kuzeyindeki askeri varlığı nedeniyle Rusya, Türkiye'nin potansiyel harekatını endişeyle karşılıyor. Rusya, Türkiye'nin müdahalesini önlemek için diplomasi ve caydırıcılığı harmanlamaya çalışıyor.
Moskova'nın tırmanmayı önleme arzusuna rağmen, Erdoğan kapsamlı bir kara operasyonu seçse bile, Suriye'de büyük bir Rusya-Türkiye çatışması riski asgari düzeyde. Bunun yerine Rusya, SDG ile Esad arasında daha fazla işbirliğini teşvik ederek bir saldırıdan yararlanmaya çalışabilir.
Rusya'nın Türkiye'nin yaklaşan taarruzuna tepkisi
Rusya, Suriye'nin egemenliğine yönelik retorik desteğine uygun olarak, Türkiye'nin Suriye'deki muhtemel kara operasyonlarını kınadı. Rusya, İran ve Türkiye arasında 22 Kasım'da gerçekleşen Astana görüşmesinde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye özel temsilcisi Alexander Lavrentiyev Türkiye'yi “itidal” göstermeye çağırdı ve Suriye'nin kuzeyinde gerilimin tırmanmasının tüm ülkeye yayılabileceği konusunda uyardı.
Lavrentiyev, Rusya'nın aylardır Suriye'de büyük çaplı bir Türk kara harekatını engellemeye çalıştığını iddia etti. Ancak Türkiye'nin YPG'ye yönelik hava saldırıları gerçekleştirmeden önce Moskova'ya danışmadığını kaydetti. Türkiye'nin tek taraflı kararı, jetleri saldırıları gerçekleştirmeden önce Rus kontrolündeki hava sahasından geçerken bu gelişme Kremlin'i kızdırdı.
30 Kasım'da Rusya, Halep'in kuzeyindeki ve Türkiye-Suriye sınırına 15 km uzaklıkta bulunan Tel Rıfat'a takviye asker konuşlandırdı. Rusya'nın takviye kuvvetleri, Tel Rıfat'ın güneyindeki bölgeleri kontrol eden Rus bağlantılı kuvvetler ile Tel Rıfat'ın kuzeyindeki bölgeleri kontrol eden Türk destekli birlikler arasında gayri resmi bir sınır çizgisi oluşturdu.
Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu (SMO) sözcüsü Binbaşı Youssef Hammoud da Rus helikopterlerinin Tel Rıfat yakınlarındaki bir hava üssüne indiğini iddia etti.
Bu çarpıcı gelişmeler, Rusya'nın misilleme hamlelerinin, daha geniş bir askeri harekâta hazırlanan Türk yetkililer tarafından muhtemelen tahmin edildiğini ve hesaba katıldığını gösteriyor.
Neden bir Rusya-Türkiye tırmanışı pek olası değil?
Kuzey Suriye'deki Rus ve Türk kuvvetlerinin yakınlığına rağmen, iki güç arasında büyük bir askeri tırmanış pek olası görünmüyor. Her iki taraf da, Rusya'nın 34 Türk askerinin hayatını kaybettiği ve Türkiye'nin İdlib'de bir haftalık Bahar Kalkanı Harekatı ile sonuçlanan sürecin tekrarından kaçınmaya çalışacak.
Bununla birlikte, çatışmayı çözmeye yönelik kapsayıcı bir arzu sürüyor. Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki harekatı önceki harekâtlardan daha kapsamlı ve daha uzun süreli olsa bile, Rusya'nın askeri müdahalesini üç nedenden dolayı derinleştirmesi pek olası değil.
Birincisi, Rusya'nın Suriye'deki genel askeri varlığı, Ukrayna'yı işgalinin başladığı 24 Şubat'tan bu yana gözle görülür biçimde azaldı. 19 Ekim'de The New York Times, Rusya'nın Suriye'den bir S-300 hava savunma sistemi çektiğini bildirdi.
İsrail istihbaratı da Rusya'nın Masyaf'taki S-300 sisteminin Ağustos 2022'de Tartus üzerinden Ukrayna'nın Novorossiyk kentine transfer edildiğini doğruluyor.
İkincisi, son aylarda Putin'in Ukrayna savaşına yaklaşımını şekillendiren Rus muhafazakar yorumcular, SDG'ye çok olumsuz bakıyorlar. Rus muhafazakarlar SDG'yi IŞİD ile savaşma bahanesini kullanarak ABD desteği ile bölgede terörün yayılmasına yataklık etmekle suçluyor.
Ayrıca Ankara'nın 28 Şubat'ta İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını savaş gemilerine kapatarak Moskova'yı kızdırmasından sonra bile Rusya-Türkiye ortak devriyelerinin devam etmesi, Rusya-Türkiye işbirliğinin Suriye'deki direncinin altını çiziyor.
Sonuç olarak; Rus kuvvetleri Ukrayna'ya saplanmış olsa da Kremlin, Suriye'deki dayanağının Ortadoğu'daki nüfuzu açısından hayati önem taşıdığını düşünüyor ve Türkiye'nin bundan sonraki adımlarını endişeyle izleyecektir.
Rusya'nın Suriye'deki diplomatik çabalarının başarısı veya başarısızlığı, Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası jeopolitik ortamda büyük bir güç olarak kalabilme yeteneğinin önemli bir sınavı olacaktır.