The New Arab: Türkiye, Afrika Boynuzu ve uluslararası su yollarındaki nüfuzunu artırıyor

Türkiye yaptığı anlaşmalarla, Afrika Boynuzu ve ulusararası su yollarındaki nüfuzunu artırıyor. Türkiye'nin kritik hamleleri, ülkeyi bölgede aktif bir güvenlik aktörü haline getiriyor.

1. resim

İngiltere merkezli yayın organlarından The New Arab'da, Türkiye'nin Afrika'da attığı adımların ve bunun bölgesel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Türkiye'nin Somali ve Cibuti ile yaptığı anlaşmalar ile Afrika Boynuzu ve uluslararası su yollarındaki askeri nüfuzunu artırdığı belirtilen analizde, ayrıca Türkiye'nin bu anlaşmalarla petrol ve doğalgaz arama gibi haklarına da sahip olmaya başladığına dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; Türkiye'nin Afrika boyunuzundaki yatırımlarına da değinilerek, örnek olarak Türkiye'nin Çin'den sonra Etiyopya'da da en fazla yatırıma sahip ikinci ülke konumunda olduğu belirtildi.

İşte The New Arab'da yayınlanan analiz:

Somali hükümeti 21 Şubat'ta, Türkiye ile imzalanan önemli bir savunma anlaşmasını onayladı.

Anlaşma, Türkiye'nin Afrika Boynuzu'ndaki nüfuzunun artmasını sağlayan kritik bir adım ve iki ülke arasındaki uzun vadeli işbirliğinin doruk noktasıydı.

Bölge son aylarda, gözlemcilerin ifadesi ile patlamanın eşiğinde ve jeopolitik gerilimlere sahne olmaya devam ediyor.

Savunma anlaşması

Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması'nın metni henüz resmi olarak açıklanmamış olsa da, birçok kaynak Türkiye'nin Somali deniz kuvvetlerini eğitip donatmasını ve yeteneklerini geliştirmesini içerdiğini belirtiyor.

Anlaşmanın ayrıca Ankara'ya, Somali'nin 3,333 km'lik kıyı şeridinin ve deniz sınırlarının her türlü tehdide karşı korunmasını garanti etme yetkisi verdiği bildiriliyor.

Daha da kritik olan nokta ise, anlaşmanın 10 yıllık anlaşma boyunca Türkiye'nin Somali'nin deniz kaynaklarından faydalanmasını da öngörüyor.

Ankara anlaşma uyarınca, Somali'nin münhasır ekonomik bölgesinden elde edilecek gelirin %30'unu alacak ve Türk şirketleri gaz ve petrol arama ve turizm gibi alanlarda yatırım yapabilecek.

Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yardımcı Doçent olan Tunç Demirtaş yaptığı değerlendirmede, anlaşmanın güvenlik bileşenlerinin Somali'nin ekonomik büyümesine yardımcı olacağını belirtti.

Bu alanlardan biri, Somali ekonomisine yılda en az 500 milyon dolar kazandıracak olan korsanlığın ve yasadışı balıkçılığın önlenmesi.

Demirtaş yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin inşasına destek vereceği Somali deniz kuvvetleri ve sahil güvenliğinin de Somali'deki güvenlik ve ekonomik tehditlere karşı caydırıcı bir unsur olacağını belirtti.

Çok boyutlu Türk varlığı

Anlaşmanın onaylanmasının ardından Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud;

“Türkiye'nin, Somali'nin karasularını koruması, kaynaklarını değerlendirmesi ve Somali donanmasını eğitecek olmasından dolayı mutluyuz."

ifadelerini kullandı.

Somali İçişleri Bakanlığı'nda kıdemli bir siyaset danışmanı olan Adam Huseyin ise;

“Somali'nin anlaşmaya yönelik motivasyonu, Türkiye'nin taahhütlerini yerine getirme konusunda kendisini kanıtlanmış becerisi ve ortaklık konusundaki ciddi yaklaşımı iki taraf için de kazançlı sonuçlar verecek.”

değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011 yılında Somali'ye yaptığı tarihi ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası oldu.

İki ülke arasındaki ilişkiler, o zamandan bu yana istikrarlı bir büyümeye tanık oldu ve Somali, Ankara'nın vazgeçilmez bir ortak haline geldiğini gördü.

Türk Dışişleri Bakanlığı'na göre Ankara, 2011 yılından bu yana Somali'ye sağlık ve eğitim sektörleri, belediye hizmetleri ve altyapı projeleri gibi çeşitli projeler için 1 milyar dolardan fazla destek sağladı.

Türk şirketleri de Somali'de faaliyet gösteriyor. Türk şirketler, Somali'nin başkentinde bulunan uluslararası limanı ve uluslararası havalimanını inşaa etti. Bu iki noktanın işletmesi de şu anda Türk şirketler tarafından yapılıyor.

Güvenlik alanında ise Somali, 2007'deki açılışından bu yana 10.000'den fazla askerin mezun olduğu, Türkiye'nin yurtdışındaki en büyük askeri üssüne ev sahipliği yapıyor.

Jeopolitik bağlam

Son aylarda Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesi, durumun kontrolden çıkabileceğine dair uluslararası endişelere yol açan bir dizi gerilime sahne oldu.

Türkiye-Somali anlaşmasının imzalanması, Etiyopya ile Somaliland arasında yaşanan gerilim devam ettiği bir süreçte gerçekleşti. Ayrıca, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı ve Husilerin Bab el-Mandeb boğazındaki nakliye konteynerlerini hedef alması da son dönemde bölgedeki önemli gelişmeler olarak göze çarpıyor.

ABD ve İngiltere'nin buna karşılık olarak Yemen'e askeri saldırılar başlatması bölgedeki gerilimin seviyesini dramatik bir şekilde yükseltti.

Olası yansımalar

Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yardımcı Doçent olan Tunç Demirtaş'a göre, Somali-Türkiye anlaşmasının jeopolitik açıdan önemi, geçtiğimiz günlerde Cibuti ile imzalanan ve askeri işbirliğine yönelik bir protokol içeren anlaşmadan ayrı tutulamaz.

Demirtaş, Türkiye'nin Aden Körfezi'nde aktif bir güvenlik aktörü haline gelme ihtimalinin çeşitli bölgesel aktörler için sadece bir endişe kaynağı olmadığını, aynı zamanda bir tehdit ve tehlike olarak görülmesinin de muhtemel olduğunu belirtti.

Çok sayıda uzman da anlaşmalar ile ortaya çıkan askeri ve güvenlik alanındaki işbirliğinin, Türkiye'nin uluslararası ticaret açısından son derece hassas olan su yollarındaki etkisini arttıracağına inanıyor.

Somalili siyasi analist Mahmud Farah, bazı ülkelerin Türkiye'nin Somali'deki rolüne şüpheyle baktığını belirtiyor.

Farah, Somali'nin son on yılda Ankara ile Abu Dabi arasında yoğun bir rekabet alanına dönüştüğünü, zira BAE'nin Somaliland eyaletinde büyük bir nüfuza sahip olduğunu belirtiyor.

Ancak Demirtaş'a göre Ankara ve Addis Ababa'nın ilişkileri hala güçlü ve Türkiye, Çin'den sonra Etiyopya'da da en fazla yatırıma sahip ikinci ülke konumunda.

Kaynaklar

Tartışma