The Project-Syndicate: Trump’ın yargılandığı davaların siyasi boyutu
Demokratlar, yargıya müdahale suçlamalarıyla karşı karşıya kalabilir. Davalar, Trump'ın mağdur edildiği yönünde bir algı oluşturabilir.
ABD merkezli Project-Syndicate’te Donald Trump’ın yargılandığı davaların seçim sürecinde Trump’ın elini güçlendireceğini öne süren bir analiz yayınlandı. Demokratların yargı üzerinden siyasete müdahale eden aktör konumuna sürüklenme riskiyle karşı karşıya olduğunun vurgulandığı analizde, davaların Trump’ın mağdur edildiği yönünde bir imaj yaratabileceği savunuluyor.
Eric Posner’in kaleme aldığı analizde, “Yargılamalar, siyasi davalar olarak görülebilir ve bu da Trump ve müttefiklerinin işine gelebilir.” cümlesi yer alıyor.
İşte Project-Syndicate’te yayınlanan o analiz:
Birçok Amerikalı için Donald Trump’ın karşı karşıya kaldığı yasal sorunlar, onun derinlemesine yozlaşmış ve itici karakterini doğrular nitelikte. Ancak davaların Trump’a zarar vermek yerine yardımcı olma ihtimali de var. Zira bu yargılamalar, siyasi davalar olarak görülebilir ve doğrudan Trump ve müttefiklerinin işine gelebilir.
Trump, eski bir ABD başkanı olarak suçlanan ilk kişi olsa da politik davalar; yani yasal süreçlerin siyasi rakipleri iktidardan uzaklaştırmak veya iktidara gelmelerini engellemek için kullanıldığı davalar, uzun ve destansı bir şekilde geri tepebilir. Tarih, bunun örnekleriyle dolu. İngiltere’de I. Charles ve Fransa’da XVI. Louis, böyle davaların ardından hayatlarını kaybettiler. Ancak torunları, sarsıntılı dönemlerin ardından tahtı devraldılar. Devrimcilerin yönetimlerini haklı çıkarması gereken davalarda kraliyetlerin itici davranışlarını kamuya duyurarak nihayetinde sempati kazandığı süreçler yaşandı. Bu kişilerin idamları için kuşkulu hukuki bahaneler ortaya çıktı.
Demokrasi, daha düzenli bir halef seçim sistemi sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Lakin ABD’nin kurucu babaları, demokratik bir hükümetin yasal sistemi rakiplerini baskı altına almak için kötüye kullanabileceğini anladı. Bu nedenle anayasal haklar, bağımsız bir yargı sistemi ve diğer kurumsal engelleri, siyasi rekabeti korumak için teşkil ettiler.
Sistem oldukça iyi işledi ve kurucuların kendi siyasi rakiplerini cezalandırma girişimlerinin bazılarını engelledi. Zamanla büyük siyasi figürlerin keyfi hukuki suçlamalardan korunmasını sağlamak için bir siyasi norm oluşturuldu. Daha sonraki yönetimler, özellikle de Vietnam’daki savaşlara eleştiri getirenleri zorlandılar. Bu sanıklar, zaman zaman savcıların aleyhine dönerek hükümeti suçlu taraf gibi göstererek umutsuz görünen davaları kazandılar.
Trump ve müttefikleri de açıkça bu stratejiyi benimsedi. Anlattıkları hikaye, Trump’ın büyük bir başkan olduğu ama arka plandaki güçlü kişilerin onu durdurmak istediği ve böylece sahte bir seçim düzenleyerek onu görevden uzaklaştırdıkları şeklinde. Haliyle yasal yollarla ve mahkemeler aracılığıyla onun Beyaz Saray’ı geri almamasının engellenmeye çalışıldığı ifade ediliyor. Trump bunu “Eğer onu yenemezsen, ona zulmet ya da onu dava et.” sözleriyle dile getiriyor.
Geleneksel hukuki terimlerle bu strateji hiçbir şekilde kazanamaz. Çünkü Trump’ın suçlandığı (veya başka bir kanunun) hiçbir yasada “derin devlet” savunması için yer yok. Ancak bu strateji hem pratikte hem de siyaseten kitleleri etkileme noktasında etkili olabilir.
Sonuçta ABD, anayasal olarak suçlanan sanıkların cezai savunmaları için halkın hükümet otoritesine olan güvensizliğini hafifletmek ve Bağımsızlık Savaş’ndan sonra yeni ABD hükümetinin Britanya koloni otoritelerinin siyasi rakiplerine karşı ceza hukuku kullanarak suistimal etme korkusunu hafifletmek amacıyla oluşturuldu. Bu nedenle, sanıkların sonsuz sayıda prosedürel korumadan faydalanma hakkı var: Jüri gerekliliği gibi.
Trump'ın davalarındaki jüriler, onu mahkum etmek için oybirliği kararına varmak zorunda kalacaklar ve hatta tam anlamıyla Trump hayranı olmayan jüriler, savcılara inanmadan önce tereddüt edebilirler. Trump’ın avukatları, savcılara sık sık başkanlık seçiminde Trump’ın yok olmasından fayda sağlayan bir yönetimi temsil ettiklerini hatırlatıyor.
Bunu bilen savcılar, prosedürsel adilliği sağlamak için sonuna kadar esnek davranacaklar. Ve yargıçlar da buna uygun hareket edecek. Aksi takdirde taraflı davranmak ve önyargılı olmakla suçlanabilirler.
Trump’ın avukatları, bu titizlikleri kullanarak her savcılık hamlesine itiraz edecek ve mahkemeye, başkanlık kampanyası sırasında birden fazla davayla mücadele etmenin ve bunlara karşı hazırlık yapmanın yüklerini hatırlatacak. İtirazlar birikmeye devam ettikçe, gecikmeler olacak ve bu da Trump’a fayda sağlayacak ve muhtemelen yargılama süreçleri seçim kampanyasının tam ortasına; hatta potansiyel olarak Seçim Günü’ne kadar devam edecek.
Ayrıca, 2020 seçimini tersine çevirmek için komploya karıştığı iddiasına dayanan Trump’ın suçlanmasına temel oluşturan hukuki teori, böyle bir düzenlemeyi cezalandırmak için daha önce hiç kullanılmamış belirsiz yasalara dayanıyor. Benzer bir şekilde, birçok insan ve özellikle de bazı yargıçlar ve jüriler, Trump’ın gizli belgeleri yanlış kullandığı şeklindeki iddiayı, onu başkanlıktan men etmek için bir bahane olarak görebilir.
Trump’ın suçluluğunu tescil etme eğilimindeki jüriler bile, bir başkan adayını, çoğu Amerikalı'nın ona yeniden izin vermeyi yetkilendireceği gizli belgeleri iade etmemekten dolayı mahkum etmekte tereddüt edebilir. Seçim yaklaştıkça, bu endişeler çoğalacaktır.
Kuşkusuz yargıçların endişesi çok daha fazla oalcak. Hukuki süreçler uzadıkça, başkan adaylarının biri hakkında devam eden davalar nedeniyle özgür ve adil bir seçim gerçekleşmesine müdahale ettikleri yönünde bir algı oluşacak. Hatta varsayalım ki; Trump, tüm suçlamalardan aklandı ve seçimi kaybetti. Bu senaryoda onun yetkisiz dava süreçleriyle itibarsızlaştırıldığını, dikkatinin dağıtıldığını ve üzerine iftira atıldığını öne sürmesi, halka mantıksız mı görünecek?
Neticede Demokratlar, bir demagogun başkanlığı yeniden ele geçirmesini önlemek için rakibini yenme konusunda Amerikan tarihinde ilk defa davalardan yararlann parti olarak anılmak üzereler. Eğer bu olursa, Cumhuriyetçilerin elinde Trump için uzun yıllar kampanya yapabilecekleri bir argüman olacak. Bu sebeple mahkemeler, seçim gücü yaklaştıkça davalara müdahale edebilir ama bu gelişmeler de Trump’a zafer kazandırabilir. Elbette durum, Demorkatları hem el altında iş yapan hem de beceriksiz görünen bir pozisyona sürükelyebilir.