The Wall Street Journal: İsrail, Trump yönetimi ile birlikte İran'a karşı harekete geçecek mi?
İsrail'in son saldırısının ardından İran, nükleer programına dair adımları hızlandırabilir! İsrail, Trump yönetimi ile birlikte İran'a karşı harekete geçecek mi?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Wall Street Journal'da, yeni Trump yönetimi ile birlikte, ABD ve İsrail'in olası İran hamlelerinin ve sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Biden yönetimi döneminde ABD'nin İran'ın nükleer programına karşı pasif kaldığı belirtilen analizde, öngörülemeyen bir Trump yönetimi ile birlikte hareket edecek olan İsrail'in, İran'ın nükleer programına karşı ciddi adımlar atabileceği iddia edildi.
Analizde ayrıca; İran'ın son İsrail saldırılarının ardından nükleer programını hızlandırabileceği ve bunun da bölgedeki kaosu artırabileceği iddia edildi.
İşte The Wall Street Journal'da yayınlanan analiz:
Yeni Trump yönetiminin karşılaşacağı pek çok zorluk arasında belki de en teklikelisi, nükleer silahlanmanın eşiğindeki İran.
Mollalar, Biden yıllarını iyi kullandılar, kasalarını doldurdular ve nükleer projelerini ilerlettiler.
Bölgesel değişimler arasında mollaların İsrail'e karşı savaşı nasıl algıladıkları da var. İran artık vekalet stratejisinin hatalı olduğunu, konvansiyonel balistik füzelerinin isabet ve vuruş gücünden yoksun olduğunu ve Yahudi devletinin, İran içindeki her şeyi bombalayabileceğini biliyor.
Ancak en azından bir husus sabit kalmıştır.
İsrail geçen ay İran'a yaptığı saldırıda en büyük tehdit olan İran'ın nükleer silah tesislerini vurmadı. Rejimi sarsacak en büyük acıya neden olacak, İran'ın petrol ihracatının yaklaşık %90'ının sevk edildiği Kharg Adası petrol tesisini de vurmadı.
Biden yönetiminin itidal telkinlerinin yanı sıra İsrail'in bombardıman uçaklarının bir dağın altında gömülü olan Fordow uranyum zenginleştirme tesisine karşı başarısız olabileceği korkusu da bunda etkili oldu.
İsrailliler Trump'ın İsrail'i, İran'ın nükleer tesislerini bombalama görevinden kurtarması ya da en azından bunu yapmaya çalışması halinde İsrail'i desteklemesi için dua ediyor olabilirler.
Tehdidin niteliği ve rejimin nükleer bir bombaya ne kadar yakın olduğu göz önüne alındığında, zaman artık İsrail'in yanında olmayabilir.
İran'daki önemli kesimler ilk kez açıkça devletin nükleer silah üretmesi çağrısında bulunuyor.
Devrim Muhafızları'nın sözcüsü konumundaki Javan gazetesi 2 Ekim'de İsrail'in “yeni bir düzen kurmak için yıkıcı askeri teknoloji” kullanması karşısında İran'ın nükleer doktrininin değişmesinin acil bir seçenek olduğunu vurguladı.
Sözcü Javan gazetesine yaptığı açıklamada;
“İran'ın son 50 yıldaki nükleer doktrini, nükleer teknolojinin barışçıl kullanımına odaklanmışken, bugün Tahran'ın bu programı derhal dönüştürecek adımlar atmasının vakti geldi.”
ifadelerini kullandı.
Bu açıklamadan bir hafta sonra 39 parlamenter İran'ın savunma doktrininin değiştirilmesi için Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne çağrıda bulundu.
O zamandan bu yana İran'ın önde gelen isimlerinden oluşan bir koro İsrail ve ABD'yi kontrol etmek için nükleerin geliştirilmesini savunuyor.
Dini Lider Ali Hamaney de benzer açıklamalarda bulundu. Ancak dini lider sadece füzelerden bahsetmiyordu.
ABD de dahil olmak üzere hiçbir Batılı güç 2015 nükleer anlaşmasında İran'ı füzelerinden vazgeçmeye zorlamadı. İsrail'in İran'ın nükleer tehdidine ve buna karşı alınması gereken askeri önlemlere ilişkin değerlendirmesi giderek daha fazla istihbarata dayanıyor.
İsrailli liderler, İranlılar uranyumu %90 oranında zenginleştirene ve bir nükleer başlatıcı monte edene kadar hava kuvvetlerinin harekete geçmesine gerek olmadığını düşünüyor.
Üst düzey Biden yönetimi yetkilileri bugün de aynı şeyi öne sürüyor.
Ancak pratikte Washington, düşmanlarını durdurmak için askeri bir plan başlatmak bir yana, düşmanlarının ne zaman nükleer silahlara sahip olacağını tahmin bile edemedi.
Trump'ın gelmesi ile birlikte, belki de İsrail ABD'nin yapmadığını yapabilir ve üst düzey İsrailli ve Amerikalı yetkililer özel olarak İsrail'in İran içindeki istihbarat ağından faydalanabilir.
Şimdiye kadar İsrail istihbaratı İran teokrasisini utandırmaya yetecek kadar iyi işler çıkardı. Eğer İran dini rejimi vekillerinden sorumlu tutma konusunda ciddiyse, Tahran Hizbullah'a ve İsrail'e yönelik saldırılarını durdurma emri vermediği sürece hava kuvvetleri İran'ı rutin olarak bombalayacaktır.
Her zaman olduğu gibi Amerika, Hamaney'in hesaplarında joker olmaya devam ediyor.
Amerikan siyasi sınıfı, Ortadoğu'da devriye gezmeye ya da disipline etmeye pek hevesli görünmüyor. Aancak ABD, istediği takdirde İran'ı durduracak bir süper güç olmaya devam ediyor.
Trump'ın en önemli başarısı İran'ın karanlık lideri General Kasım Süleymani'yi öldürerek rejimi yıpratması oldu ve şimdi Trump'ın öngörülemezliği İran'ı nükleer adımlarını hızlandırabilir.